ANAYASA Mahkemesi’nin Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hakkında verdiği kararı yorumlayan AKP ileri gelenlerinin -özellikle de Dengir Mir Mehmet Fırat’ın- sözlerini okuyunca aklımıza meşhur Psikiyatri Profesörü Mazhar Osman Uzman’ın bir hikáyesi geldi. Önce Sayın Fırat’ın sözlerini aktaralım:
Bu zata ve bazı arkadaşlarına göre "AKP anti laik eylemlerin odağı değil"miş. Dahası AKP, "Cumhuriyetin temel ilkelerini savunan" bir partiymiş.
Hoş bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan da partisinin "Hiçbir zaman laikliğe karşı eylemlerin odağı olmadığını" ilan etmedi mi?
Mazhar Osman’a bir gün bir arkadaşı, "Yahu Hocam" demiş, "bir dostum var. Geçenlerde senden laf açılınca bana, ’Git söyle o Mazhar Osman’a! O delinin tekidir’ dedi" demiş.
Mazhar Osman arkadaşına:
"Bak" demiş, "o dostuna benim selamımı söyle. Onun bana ’deli’ demesinde sakınca yok. Ama ben ona ’deli’ dersem anlar kimin ’deli’ olduğunu."
* * *
Konunun kendisine gelince... Anayasa Mahkemesi kararını verdi ama doğrusunu isterseniz kararın kafa karıştıran tarafları henüz aydınlanmadı.
Hatta kararın sadece içeriği değil, kamuoyuna sunum şekli de hayli tuhaf idi.
Sunum şekli bir mahkeme kararını tefhim etme (taraflara sözle bildirme) değil, kamuoyuna sözle bilgi verme türünden idi. Ortada Yüksek Mahkeme tarafından alınmış ve altı imzalanmış bir "karar sonuç metni" yoktu. Olsaydı Başkan Haşim Kılıç onu önce okur sonra da basına dağıtırdı.
Demek ki kamuoyuna yarın öyle miydi, böyle miydi denecek bir karar sunulmuş oldu. Nitekim Kılıç’ın açıklamasında "AKP’ye yapılan Hazine Yardımı’nın yarısının geri alınmasından" söz edildi.
Ama "Hazine yardımının ne kadarının geri alınmasına karar verildiği" kimse tarafından açıklanmadı. Kılıç da bir şey söylemedi.
Buna rağmen Başkan Kılıç’ın 30 Temmuz günü basına yaptığı açıklamanın metnini Anayasa Mahkemesi’nin resmi web sitesinde aradık. Oraya koymamışlar. Bu yüzden "Acaba biz mi yanılıyoruz?" sorusunu da yanıtlayamadık. Ama kimler ne zaman ve nasıl tayin ettiyse, "AKP’den 22 milyon 800 bin YTL’nin geri istendiği" gazetelerde yazıldı.
"Hazine Yardımı"nın ne kadarının kesileceğine ilişkin resmen bir bildirim olmadığı halde birileri Siyasi Partiler Yasası’nın 101’nci maddesinin "c" fıkrasına eklenen bir fıkranın bu miktarı belirleme olanağı verdiğini ileri sürüyor. Oysa o fıkradaki bazı ibareler Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği için fıkranın metninde aynen şöyle deniyor:
"Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkranın (a) ve (b) bentlerinde sayılan hallerde temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin almakta olduğu son yıllık devlet yardımı miktarının (...) (...) kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına, yardımın tamamı ödenmişse aynı miktarın Hazine’ye iadesine karar verebilir."
Gördüğünüz gibi ne burada bir ölçü var ne de ortada bilinen bir karar var. Ama belirgin bir labulalilik (ciddiyetsizlik) var!