BİZ "sazan"ı da bol olan bir millet olduğumuz için onların, "Anayasa Mahkemesi’nin, 10 ve 42’nci maddelerle ilgili iptal kararı benzerlerini eski yıllarda da aldığını" yazınca tepki göstereceklerini bekliyorduk.
Bunlardan Selçuk Soydan imzalısının e-mail iletisi şöyle:
"Demagojinin kralını yapmışsın. Bahsettiğin tarihler hep 80 öncesi... Şekil şartı 80 Anayasası ile geldi. Kimi kandırdığını zannediyorsun?"
Önce belirtelim:
"Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliklerini sadece şekil yönünden denetleyebilir" anlamındaki hüküm, 1982 (o sazan 80 diyor) Anayasası’ndan önce de vardı ve yürürlükteydi.
Daha doğrusu 1961 Anayasası’nınbirçok maddelerini değiştiren 20 Eylül 1961 tarih ve 1488 sayılı yasanın 147’nci maddesinde aynen şöyle deniyordu:
"Anayasa Mahkemesi, kanunların ve Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüklerinin Anayasa’ya, Anayasa değişikliklerinin de Anayasa’da gösterilen şekil şartlarına uygunluğunu denetler."
Demek ki neymiş?
Bu hükme göre, Anayasa Mahkemesi’nin önüne bir gün, "Anayasa’nın şu maddesi şöyle değiştirilmiştir" diye bir konu gelirse, mahkeme onun ancak, öneri altında yeter sayıda imza var mı?
Önerinin görüşülmesi sırasında içtüzüğe aykırı bir şey yapılmış mı?
Meclis’ten geçen metin Resmi Gazete’de usulüne uygun olarak yayınlanmış mı gibi sorular açısından inceleyip, bir aksaklık veya eksiklik göremezse, "Gerisi bizi ilgilendirmez" demesi ve orada durması gerekirmiş.
Ama öyle olmamış. AnayasaMahkemesi’nin Esas: 1973/19; Karar: 1975/87 No’lu kararına ilişkin bilgiyi Profesör Ergun Özbudun’un "Türk Anayasa Hukuku" isimli kitabından birlikte okuyalım: "Anayasa Mahkemesi (...) değişmezlik ilkesinin amacının sadece Cumhuriyet kelimesini değil, Anayasa’da nitelikleri belirtilmiş Cumhuriyet rejimini korumak olduğu yolundaki görüşünü tekrarladıktan sonra (...) Anayasa değişikliklerini teklif etmeyi düzenleyen Anayasa hükümleri birer biçim kuralı olduklarına göre, bunu yasaklayan bir kuralın dahi bir biçim kuralı olduğunda hiç kuşku yoktur. (...) Başka bir deyimle, değişiklik teklifi, değişmezlik ilkesiyle çatışmıyorsa, Anayasa’da gösterilen şekil şartlarına uygun olarak yöntemi içinde yürüyecek ve şayet çatışıyorsa, hiç yapılamayacak; yapılmış ise yöntemi içinde yürütülemeyecek; yürütülmüş ise kabul edilip kanunlaşamayacaktır... 9’uncu maddede yer alan yasak kuralı da (Bu madde 1982 Anayasası’nın Cumhuriyet’in niteliklerini değiştirmeyi amaçlayan teklif yapılamayacağına ilişkin 4’üncü maddenin o zamanki halidir. O.E.) bir şekil şartı olduğundan, ’dava konusu olan Anayasa değişikliği’ diğer şekil şartları arasında bu yasak açısından da Anayasa’ya uygunluk denetiminden geçirilmelidir."
Nitekim Anayasa’nın 138’inci maddesinde; 38’inci maddesinde, 144’üncü maddesinde ve 137’nci maddesinde yapılan değişiklikler hem bu gerekçeyle hem de "Bir Anayasa değişikliğinin Cumhuriyet’in temel niteliklerine aykırı olup olmadığının saptanması, ancak konunun esasına girmekle mümkündür" gerekçesiyle iptal edilmişti.
Ergun Özbudun, Anayasa Mahkemesi’nin görüşüne katılmadığını o zaman da ifade ediyor.
Ediyor ama hem aksi görüşte olan da var hem de ortada mahkemenin ısrarla uyguladığı içtihat duruyor.