BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç anlaşılan o tarihlerde Türkiye’de değilmiş. Aksi halde dün “CHP 27 Mayıs’ın doğrudan doğruya ortağıdır” demez, 12 Eylül’den söz ederken de CHP’nin “12 Eylül’den önceki olayların sorumlusu olarak bilinmesine rağmen (...) yargılanmadığını” iddia etmek gibi bir yanlış yapmazdı. Gerçi CHP’nin geçmişinin hesabını vermek bize düşmez.
Ama kamuoyunun bile bile aldatılmasına engel olmak bizim de görevimizdir. O nedenle Bülent Arınç’ın hem 27 Mayıs hem de 12 Eylül bağlamındaki sözlerinin “A”dan “Z”ye -en hafif deyimle- gerçeğe aykırı olduğunu söylemeye kendimizi mezun sayıyoruz.
Önce “usul” yönünden önemli bir husus var:
Bülent Arınç bir hukukçudur. Hukukçu elinde kanıt olmadan laf etmez. O nedenle Bülent Arınç mademki “iddia”nın sahibidir. Elindeki kanıtları bugünden tezi yok ortaya koymalı ve “CHP 27 Mayıs’ın doğrudan doğruya ortağıdır” lafı ile “CHP 12 Eylül’den önceki olayların sorumlusudur” şeklindeki sözlerini kamuoyu önünde kanıtlamalıdır.
O kanıtlarını hazırlayadursun, biz bildiklerimizi sayalım:
Konuşmasında “Yargılanan, gözaltına alınan, siyasi hakları elinden alınan bir siyasi partinin temsilcilerine veya o siyasi partide görev yapmış insanlara ‘siz 12 Eylül’den nemalandınız” demenin haksızlık olduğunu söyleyen Arınç’ı dinleyenler zanneder ki örneğin CHP’nin önde gelen kadrolarına böyle hiç bir yasak uygulanmamıştır.
Oysa o bağlamda asıl mağdur edilenler CHP’liler olmuştur.
CHP’nin “27 Mayıs’ın ortağı olduğu” iddiası bin defa ortaya atılmış ama bir tane olsun kanıt gösterilememiş bir beyandır.
Eğer Sayın Arınç o dönemde neler yaşandığını öğrenmek isterse, bizim değil Demokrat Parti iktidarının saygın isimlerinden eski Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Rıfkı Salim Burçak’ın dediklerini “On Yılın Anıları” isimli kitabından okusun. Burçak’ın CHP’yi, DP iktidarına karşı çok sert muhalefet yapması nedeniyle eleştirdiğini görür ama kendisi gibi “27 Mayıs’ın ortağı” diyecek kadar vicdansızlık etmediğine tanık olur.
Arınç’ın 12 Eylül bağlamındaki diğer sözlerine gelince:
CHP’nin “12 Eylül’den sonra yargılandığını” iddia ediyor değiliz. “Yargılanmadı”, çünkü hakkında ne Milliyetçi Hareket Partisi’nin ne de -Bülent Arınç’ın mensubu olduğu- Milli Selamet Partisi’nin (MSP) bir kısım yöneticileri gibi “partinin mallarını tapuya kendileri adına kaydettirmiş olmak” türünden bir suçlama söz konusuydu.
Eğer 12 Eylül yönetimi CHP’nin veya yöneticilerinin en ufak bir yasadışı eylemini bulabilseydi bir saniye beklemez, sorumlu saydığı herkesi içeri tıkardı.
Nitekim 12 Eylül yönetimi kendi zihniyetine aykırı görüşler ifade ettiği için sadece, CHP’nin 12 Eylül’den önceki Genel Başkanı Bülent Ecevit’i hapse attı ama Arınç’ın Genel Başkanı Necmettin Erbakan hakkında herhangi bir görüşü nedeniyle suçlama yapılmadı.
MSP hakkındaki soruşturma, Konya’da düzenlenen ve Cumhuriyet’in temel değerlerine karşı tam bir kalkışma görüntüsü veren irtica mitingi yüzünden açılmıştı.