SAVAŞIN da alçakça yapılanı var, yiğitçe yapılanı var. Yiğitçe yapılanın hálá bir efsane gibi anlatılanına Çanakkale Savaşı örnektir.
Özellikle sivilleri hedef alan savaşların "yiğitlikle" veya "savaş ahlakı" ile ilgisi yoktur.
Üstelik onlara örnek pek çoktur.
Bu sözlere bakarak Gürcistan ile Rusya arasında başlayan savaştan söz edeceğimizi sanmayın.
O konuyu herkes yazıyor. Biz ise bilmediğimiz için yazmıyoruz.
Biz 1’i kurmay yarbay, 2’si uzman çavuş olmak üzere 9 askerimizin dün Erzincan ile Kemah arasında göreve giderken şehit düşmeleriyle ilgili olaydan söz etmek niyetindeyiz.
Verilen bilgiye göre askerlerin bulunduğu askeri kamyon o yöreden geçerken teröristler yola döşedikleri mayını uzaktan kumandayla patlatmışlar. Bir anda ortalık kan gölüne dönmüş.
Geçenlerde İstanbul’un Güngören semtinde 18 sivilin ölümüne yol açan infilak da böyle uzaktan kumandalı bir bomba ile gerçekleştirilmişti.
Görüldüğü gibi mücadelenin en aşağılık, en alçakça, en ahlaksızca yapılanından söz ediyoruz:
Kurban seçtiğiniz insanların sizin tertibinizden hiç haberleri olmayacak. Onlara kendilerini savunma şansı da bırakmayacaksınız. En masum hal içindeyken canlarına kıyacak ve bundan başarı hazzı duyacaksınız.
Dağdaki avcının bile vuracağı hayvanlara karşı bir ahlak davranış borcu vardır. Ağaç dalına veya taş üstüne konmuş kuşa, duran ceylana, korkudan donup kalan tavşana, kısaca kendini koruma ve kurtarma şansı tanınmamış bir yaratığa ateş etmek, "av sporu" yapmak değil, "ahlaksızca cana kıymak"tır.
Erzincan-Kemah arasında görev yaparken şehit edilen 9 askerin üzüntüsüyle yüreğimiz yandığı günden bir gün önce PKK’nın başındaki isimlerden "Karayılan"ın "Birgün" isimli gazetede, ertesi gün de Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk’ün "Taraf" Gazetesi’nde mülakatları yayınlandı.
Karayılan da Türk de "halkın şiddetten bıktığını" söylüyorlar. İkisi de "bizimle diyalog kurulsun" diyorlar ama ikisi de devlete karşı silahlı mücadele veren, askerinin yoluna mayın döşeyen, pek çok sivilin canına kıyan bir örgütün yaptıklarını yok sayarak konuşuyorlar.
Daha da önemlisi, mücadelenin en ahlaksızcası olan "mayın döşeyerek adam öldürme"nin aleyhinde tek kelime söylemiyorlar.
Onlara başkalarının söylemediğini biz söyleyelim:
Diyalog, hukuktan önce gelmez. Önce hukukun önünde boynunuzun kıldan ince olduğunu kabul eder söylersiniz. Sonra diyaloğun muhatabı olmaya hak kazanırsınız.
Not: Türk siyasi yaşamı, siyasette dürüst ve seviyeli davranmanın prim yapmadığını ve vefasızlığın temel kural olduğunu yaşayarak gören bir değerli insanı dün kaybetti:
Sosyal Demokrasi Partisi’nin (SODEP) ikinci Genel Başkanı Cezmi Kartay aramızdan ayrıldı.