CELALETTİN Cerrah yani İstanbul Emniyet Müdürü, belli ki mizah duygusu hayli yüksek biri. Aksi eğer söz konusu olsaydı, şu "polis" kılığına girip bir gazinoda çalışan kadını saçından sürükleye sürükleye arabaya tıkan, sonra da ırzına geçip sokağa atan hayvanlara "Kimliğinizi gösterin" demeyenleri suçlamazdı.
Belki mizah duygusu yüksek değildir de yaklaşık 6 yıldır görev yaptığı İstanbul’da -hatta Türkiye’de- değil, Mars’ta yahut Satürn’de yaşarken bir günlüğüne İstanbul’a gelmiştir.
Önce belirtelim:
Polislerin bir temel yasası var. Adı "Polis Vazife ve Selahiyet (yetki) Yasası." Bunun 4/A numaralı maddesi, "Polis, görevini yerine getirirken, kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra, kişilere kimliğini sorabilir" diyor.
Celalettin Cerrah hepimizin enayi olduğuna kendisini iyice inandırmış olmalı ki, artık tüm Türkiye’nin bildiği o olaydaki zorbalara "Bir dakika! Sayın Haydut bey kardeşim. Lütfen polis kimliğinizi bize gösterir misiniz?" denmesi gerektiğini savunuyor.
Kendisi o sert ifadeli çehresine rağmen, kim olduğunu bilmeyen polislerin bulunduğu bir ortamda herhangi bir polis memuruna, "Önce kimliğini göster, sonra benim üzerimi ara!" demeye kalksa başına ne geleceğini dahi bugüne kadar öğrenemediyse, İstanbul’da geçen 6 senesinin boşa gitmediğini nasıl savunacak?
Bizim polisin asıl marifetinin yasaları hiçe saymak olduğunu bilmeyen mi var?
Bu dediğimiz gerçek herkes tarafından benimsenmiş olmalı ki, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün resmi web sitesini açar da sözünü ettiğimiz Polis Vazife ve Selahiyeti Yasası’nı ararsanız, öyle bir şey bulamazsınız.
Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri belli ki "yok" saydıkları yasayı oraya koyarak bir de yer israfına sebep olmak istememişler.
Bu kafayla yönetilen bir güvenlik gücünün yasalara -öncelikle hukuka- uymasını beklemek beyhude değil midir?
Nitekim Celalettin Cerrah’ın başından geçmesini temenni ettiğimiz bir olay bir iddiaya göre 1 Aralık 2008 günü İstanbul’un Bahçelievler semtinde üstelik üç polis memurunun başından geçmiş. Üç memur bir tartışma nedeniyle görev yapmaya gittikleri restorandaki tartışmaya karışan sivil bir kişiye "Kimliğinizi gösterin" dediler diye görevden uzaklaştırılmışlar. Çünkü kimlik sordukları zat Celalettin Cerrah’ın yardımcısı bir Emniyet Müdürü imiş.
Zihniyet bu... Oysa yasa "polis isen, önce kimliğini göster" diyor, ama polisin üstelik Emniyet Müdürü sıfatını taşıyanı bile, kimlik sorulunca kendisini hakarete uğramış hissediyor.
Neyse ki olayla ilgili görülen polisler "görevden uzaklaştırılma" ile kurtarmışlar.
Restoranda kimlik soran kişi eğer "sivil" yani Emniyetle ilgisi bulunmayan biri olsaydı hemen "Görev başında polise mukavemetetti" denerek düzenlenen bir tutanakla kendisini önce nezarette sonra mahkemede bulurdu.
Uzatmayalım. Celalettin Cerrah samimi ise "Görevini yaparken önce kendi kimliğini açıklamadığı için şimdiye kadar kaç polis cezalandırılmış" isimleriyle açıklasın da öğrenelim.