İster inan, ister inanma!

SÖYLEYEN BBC olmasa emsalini çok gördüğünüz "palavra" haberlerden biri der geçersiniz.

Ama BBC haber ciddiyetiyle tanınmış bir yayın kuruluşu... Çok baskı altında kaldığı dönemlerde (örneğin Margaret Thatcher’in başbakanlığı döneminde) bile "tarafsız" ve "dürüst" gazetecilik adına dik durmayı, saygınlığını korumayı başardı.

Burada -yeni deyimle- bir "BBC güzellemesi" yapmak niyetinde değiliz. Keza "BBC ne verirse doğrudur" gibi bir iddiamız da yok.

Kaldı ki her yayın kuruluşu gibi BBC’nin de -bilerek veya bilmeyerek- bazı maksatlı kaynaklara alet olduğunun örnekleri bulunabilir.

Biz sadece aşağıda değineceğimiz konuyu ciddiye almaya, neden gerek duyduğumuzu açıklamak istiyoruz.

Dünkü gazetelerde bildirildiğine göre BBC’nin Ortadoğu Servisi, Celal Talabani tarafından desteklenen Aso isimli gazetenin "Türkiye ile PKK yakında masaya oturacaklar" diyen bir haberini aktarmış. İki taraf -konu her ne ise onu- "müzakere etmek" için bir araya geleceklermiş. Bu müzakere sürecinde Celal Talabani de "arabuluculuk" yapacakmış. Gazetenin 6 Ocak 2008 tarihli sayısında yer aldığı bildirilen bu habere göre bu müzakereler "yakın bir gelecekte bir Avrupa ülkesinde" başlayacakmış.

Baştan belirtelim:

Böyle haberler bazen "ortalığı iskandil etmek" için, yani "gerekirse tekzip ederiz ama eğer böyle bir görüşmenin yapılması ihtimaline kamuoyunun tepkisi ne olur, onu ölçelim" diyenler tarafından ortaya atılır.

Bazen de gerçeğin ta kendisini yansıtır.

Bu aşamada hangisi doğrudur bilemezsiniz. Örneğin, "aslı astarı yok" diye tekzip edilen bir haber bazen gerçeği yüzde yüz aksettiriyor olabilir.

Sadece bir noktayı anımsatmakta yarar olduğunu düşünüyoruz:

Bilindiği gibi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 5 Kasım 2007 günü Beyaz Saray’da Başkan George W.Bush’la yaptığı görüşmeyle ilgili olarak yayınlanan haberlerde, "Bush’un Erdoğan’dan konunun siyasi çözüm boyutunu da göz önünde tutmasını istediği" belirtilmiş, ancak Erdoğan bu haberlere şiddetli bir tepki göstererek, "yazılanların yalan olduğunu" söylemişti.

Daha sonra ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü de Başkan Bush’un Türkiye’den "siyasi çözüm" istediğine ilişkin iddiaları yalanlamıştı.

Bunlardan da anlaşıldığı gibi, "disinformation"un, yani maksatlı olarak kamuoyunu yanıltacak haber verme örneklerinin pek çok olduğu çağımızda en doğru şey, okuduğunuzu temkinle karşılamaktır.

Bu kayıtla söyleyelim:

Bugünkü hükümetin gündeminde PKK ile el altından -yıllar önce İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Norveç’in başkenti Oslo’da yaptıkları gizli görüşmeler gibi- bir temas kurma düşüncesi varsa, bu milletten ilk seçimde öyle bir tekme yer ki...

Bir daha belini sittin sene (lügat anlamı 60 yıl, günlük dildeki anlamı çok uzun yıllar) doğrultamaz.

Hele Celal Talabani’nin "arabulucu" olacağı bir olaydan Türkiye adına olumlu bir sonuç beklemek için bir insanın aklını peynir ekmekle yemiş olması gerekir.
Yazarın Tüm Yazıları