Paylaş
O nedenle popüler sayılmayan bir görüşü savunmaya kalkmak, özellikle bir sütun yazarı için pek de akıllıca bir şey sayılmaz. Ama hiç aklımızda yokken Başbakan Tayyip Erdoğan bizi buna zorladı.
Oysa biliyorsunuz kendisi “popülizme” fena halde karşı bir siyasetçi olarak geçinir.
Bu defaki örneğimiz, “bedelli askerlik.”
Gazete haberine bakarsanız -inanmak sizin keyfinize kalmış- “Türkiye’de 250 bin kişi bedelli askerlik bekliyor”muş.
Oysa o rakamı 500 bin olarak ifade etseler de kimse karşı çıkamazdı.
Keza “Hiç askere gitmek istemeyenlerin sayısı 4 milyonu bulur” diyen birine de biz “hayır” diyemez hatta “Madem popülizmin sakıncası yok, biraz daha ileri gidip askerliği kaldırın” türü bir tavsiyede bulunabilirdik.
Aslında önemli olan “sayı” değil.
Yapılmak istenen şey:
1- Türkiye’nin yararına mı?
2- “Yasaların önünde tüm insanlarımızın eşit olduğunu” söyleyen Anayasa hükmüne uygun mu?
Birinci sorunun yanıtı belki 100 defa verildi. Örneğin 19 Nisan 2009 günü kamuoyu önünde:
“Türkiye’de terörle mücadele devam ettiği zaman kimse bedelli askerliğe ‘evet’ diyemez. (...) Bedelli askerlik uygulaması Türkiye’nin gündeminde değildir ve ileriki dönemde de gündemde olma ihtimali yoktur” diyen bugünkü Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ idi.
Bir gün sonra da Genelkurmay Başkanlığı bir açıklama yaparak, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyulan kadar genci askere alabilme yüzdesinin düşük olduğunu, bu nedenle önümüzdeki en az üç yıl içinde bedelli askerliğin uygulanamayacağını” bildirmişti.
Şimdi ne değişti?
PKK terörü mü bitti?
Yoksa biz fark etmeden 2013’e mi geldik?
Gelelim ikinci soruya:
Genelkurmay Başkanı Başbuğ bu sorunun yanıtını da yukarıda bir kısmını alıntıladığımız konuşması içinde veriyor ve:
“Dokuz tane vatan evladı (o tarihte) şehit oluyor, öbür tarafta 7500 dolar, 10 bin dolar ödeyerek diğer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da askerlik yapmayacak. Bunu izah edemeyiz” diyordu.
Görüldüğü gibi Silahlı Kuvvetler’in konuya bakışı gayet net.
Evet ama, mesele ondan ibaret değil.
Bir defa belirtelim ki Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu konuya dair sorulara önceki yıllarda verdiği yanıtları tarayınca öyle kesin bir şekilde “hayır” demediğini görüyorsunuz. Belli ki işine gelince “popülizm”i sakıncalı saymıyor.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün görüşünü merak ederseniz o zaten “Söz Başbakan’da... O ne derse, onu yaparız. Onun konuştuğu yerde bizim konuşmamız olmaz” diyerek demokrasimizin üzerine tüy dikmiş bulunuyor.
Durumu anlıyor musunuz?
Paylaş