DÖNDÜ dolaştı “Bedelli askerlik” yine gündeme girdi. Çünkü bir gazeteye göre “Bedelli askerlik hemen çıkabilir”miş. Bunun üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan bir açıklama yaptı. “Öyle de olur böyle de” türü bir üslup da kullanmadı. Kendisinin hiçbir zaman, “Bedelli askerliği çıkarma sözü vermediğini” söyledi.
Erdoğan orada kalmadı:
“Halkoylaması öncesinde böyle bir taahhütten bahsediyorlar. Böyle bir şeyi hiçbir zaman söylemedim. (...)” dedi.
TSK’nın bu konudaki tavrı da net.
Özetle diyorlar ki, “Türkiye’nin koşulları bedelli askerlik uygulamasına geçmeye uygun değil. Çünkü böyle bir modeli düşünebilmek için öncelikle yıllardır süren ‘terör’ün bitmesi lazım. O bitmeden bedelli askerliği kabul ederseniz, teröre karşı mücadelede görev verdiğiniz askerlere -ve elbet onların ailelerine- karşı haksızlık yapmış olursunuz. Askerlik çağı gelmiş bir genci, riskin en yüksek olduğu bölgelere gönderip ötekine ‘Ver parayı, kurtar canını’ demiş olursunuz. Kaldı ki Türk Silahlı Kuvvetleri hâlâ, eğitim sürecinde olmak, sağlık sorunları yaşamak, yurtdışına yaşamak vb. yasal olanaklardan yararlananlar yahut yasaları çiğneyenler yüzünden yeter sayıda genci silah altına alamıyor. Bunlara bir de üç yıl süreyle yurtdışında çalışmış olanlara tanınan istisnayı ekleyince, Bedelli Askerlik uygulama olanağı kalmıyor.”
Baştan belirtelim. Yukarıdaki özet, resmi makamların beyanını değil, bizim bu konuyu görüştüğümüz yetkililerin söylediklerinden bizim toparladıklarımızı yansıtıyor. Yani içinde hata varsa, bize aittir.
Ama asıl mesele bizce başka:
Türkiye’de belli ki bir “bedelli askerlik” lobisi var. İyi örgütlenmişler. Denenler doğru ise 40 bin kadarmışlar. Nereye başınızı çevirseniz karşınıza çıkıyorlar. O yüzden sanki kamuoyunu işgal eden böyle bir sorun varmış gibi göstermeye çalışıyorlar.
Oysa Türkiye’nin böyle bir sorunu yok. Daha doğrusu Türkiye’nin ele alması gereken ve çözmesi gereken sorunları “öncelik” sıralamasına koysanız, bu konu en sonlarda kendine bir yer ya bulur ya bulamaz.
Örneğin 300 bin öğretmen iş arıyor. Onlara 2002 seçim kampanyasında özetle:
“Yüz binlerce öğretmen iş ararken okullarımızda pek ders boş geçiyor. Biz iktidara gelince o öğretmenleri hemen işe alacağız ve derslerin boş geçmesini önleyeceğiz” diyen Tayyip Erdoğan henüz o sözünü tutamamışken “bedelli askerliği” uygulamak haksızlık olmaz mı? Dahası, “bedelli askerlik” talebini ileri sürenler bunu kendileri açısından “mantıklı” bulabilirler. Ama bu talebin genel kamuoyuna fevkalade “çirkin” göründüğünü bilmeliler.
“Bedelli askerlik” neresinden bakarsanız bakın Osmanlı’nın “İstanbul doğumlular askerlik yapmaz, gayrimüslimler askere alınmaz” türü yanlışını günümüze taşıyor. Haklı bir talepten çok ‘tuzu kuru’ların bir imtiyaz talebi oluyor.