Göz dönünce...

İNTERNETE girip "TBMM.gov.tr" adresinden önce "Komisyonlar"ı, ardından da "İhtisas Komisyonları"nı ve sonra Anayasa Komisyonu gündemindeki "Kanun Teklifleri"ni bulursanız karşınıza çıkan listenin en sonunda 2/241 numarayla Anayasa’nın 10 ve 42’nci maddelerini değiştirmeyi amaçlayan yasa önerisini, ondan bir sonraki sırada da 2/242 numarayla YÖK Yasası’nın 17’nci maddesinin değiştirilmesini isteyen öneriyi göreceksiniz.

Ne var bunda demeyin.

Bunda siyasi iradenin bir kere gözü dönmeyegörsün, Meclis’in kurallarını, ahlaki vecibeleri ve mantığın emrini bile dinlemeyeceğinin somut bir örneği var.

İsterseniz ona gelmeden önce günlerdir tartışılan "türban" konusunda "siyasi iradenin gözünün döndüğüne" ilişkin bir başka örnekten söz edelim:

Ankara’daki arkadaşlarımızdan Süleyman Demirkan, AKP ile MHP’nin bu konuyla ilgili Anayasa ve YÖK Yasası değişikliklerini Meclis’ten geçirmek üzere "taahhütname" imzaladıklarını bildiriyor.

İki parti bir konuda elbet işbirliği yapabilir. Ama iki partinin yetkilileri işbirliği yapacakları konuyla ilgili bir "taahhütname" imzaladıkları takdirde, mensubu oldukları -ve her fırsatta en üstün otoriteyi temsil ettiğini söyledikleri- TBMM’ye karşı saygısızlık yapmış olurlar. Çünkü yaptıkları, TBMM’nin iradesine ipotek koymaktır.

Bu "parti içi demokrasiye" izin vermeyip "parti içi dikta" kuran siyasi liderlerimizin, onunla yetinmeyip bir de "Meclis içi dikta" oluşturduklarının kanıtıdır.

Oysa aynı liderler pek demokrat olduklarını iddia ediyorlar, değil mi?

Uygulamada despot ama özünde demokrat olmak mümkün mü?

Dahası... Anayasa’da ve YÖK Yasası’nda yapılmasını istedikleri değişiklikleri de "özgürlükçülük" adına savunuyorlar.

Öteki örneğe gelince:

Halen 1982 Anayasası’nın 10 ve 42’nci maddeleri yürürlükte olduğuna göre YÖK Yasası’nın 17’nci maddesinin -daha önce Anayasa’ya aykırı bulunduğu için iptal edilmesine yol açan yönde- değiştirilmesini öngören bir öneri TBMM Başkanlığı’na verilince Başkan’ın, "Bu konuda Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı var. Anayasa değişmedikçe bu öneriyi işleme koyamam" demesi gerekmez miydi?

Dememiş!

Hadi o "Anayasa’ya aykırılık olup olmadığı komisyonlarda görüşülsun" dedi ve işleme koydu.

Bu öneri YÖK Yasası’nı değiştirmeyi öngördüğüne göre öncelikle Milli Eğitim Komisyonu’na gönderilmesi gerekmez miydi?

Başkanlık belli ki orada da "gözü dönen siyasi iradeyi" dikkate almış ve öneriyi önce Anayasa Komisyonu’na göndermiş.

Diyelim o gönderdi... Henüz Anayasa değişikliği gerçekleşip yürürlüğe girmeden bu öneri Anayasa Komisyonu gündemine alınabilir miydi?

Belli ki Anayasa Komisyonu Başkanı da "gözü dönen siyasi iradeden" korkup öneriyi gündeme koymuş.

Usul yok, sıra yok, mantık yok... Ama siyasi irade var!
Yazarın Tüm Yazıları