Paylaş
Biz bu duanın tutup tutmayacağını bilmiyoruz. O nedenle Başbakan Mesut Yılmaz'ın ‘‘6 ay süreyle akaryakıt dahil satış fiyatı kamu sektörünce belirlenen tüm ürünlerle hizmetlere zam yapılmayacağına’’ dair sözlerine ‘‘Elbette olur, neden olmasın?’’ diyecek değiliz.
Ama olsa da olmasa da ‘‘bu duaya amin demeyi’’ tercih ediyoruz.
Öyle ya... Aksini yaparsak, yani ‘‘amin’’ demezsek ne kaybederiz?
Döner dolaşır ‘‘yüzde 80’’ yahut ‘‘yüzde 90’’ enflasyonla birlikte yaşamaya devam ederiz.
Bugün yaptığımız da o değil mi?
O yüzden hiç değilse, ötekinde yani bu duaya amin demekte olumlu bir ihtimal var:
Öyle ya...
Nasreddin Hoca'nın göle maya çalması gibi, ‘‘ya tutarsa?’’
Olaya böyle iyi niyetle ve -biraz da iman gücüyle- bakarsanız, tünelin ucunda ışık da görebilirsiniz.
Nitekim bakıyoruz, fiyatların dondurulmasını ekonominin temel yasalarıyla çelişkili bularak eleştirenler olduğu gibi, iyi niyetle destekleyenler de az değil. Hatta Demokrat Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk gibi desteğini peşin olarak ilan edip sadece açıklamanın kendilerine daha önce haber verilmeden yapılmış olmasından yakınanlar da var.
Cindoruk haklı: Başbakan'ın açıkladığı politika, sonra yarım çark etmiş olsa da önemli bir siyasi irade beyanıdır. Ekonomistlerin ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin ‘‘Bu açıklama ancak bütünlüğü olan bir ekonomik program içinde anlam taşıyabilir. Aksi halde hem amaca hizmet etmez, hem de ekonomideki çarpıklıkları daha da artırır’’ diye özetlenebilecek eleştirilerine rağmen, ister istemez kulak verilecek kadar ağırlıklıdır. Dahası: Bazılarına göre enflasyonun temel nedeni olan ‘‘psikolojik’’ etkenin belini kırmaya yöneliktir.
O nedenle toplumun tüm kesimlerinin bu politika karşısında kendi tavırlarını almaları ve kamuoyuna duyurmaları beklenir. Tabii bu konuda başarının şartı, hükümetin yaygın bir desteğe sahip olmasıdır.
Gönül isterdi ki Başbakan sadece koalisyon ortağı partilerle değil, bilim adamlarıyla, iş dünyasıyla, işçi ve işveren temsilcileriyle görüşüp bu desteği peşinen sağlasın ve bu açıklamayı sonra yapsın.
Gerçi Başbakan Mesut Yılmaz'ın ‘‘enflasyonla mücadelede İsrail modelini uygulayacağına’’ ilişkin ilk haberlerin ekim ayında kamuoyuna yansıdığını dikkate alırsanız, şimdi ‘‘altı ay süreyle fiyatları dondurma’’ politikasının bir mazisi olduğunu kabul etmeniz gerekir. Kaldı ki Devlet Bakanı Işın Çelebi de o tarihte bu modeli destekleyen demeçler vermişti.
İsrail modeli, bilindiği gibi toplumun tüm kesimlerinin aynı politika üzerinde uzlaşmaları kaydıyla yapılan fiyat dondurma esasına dayalı idi.
Anlaşılan burada işte o nokta yani ‘‘toplumsal uzlaşma’’ maddesi unutulmuş.
Eh... Ne yapalım, her şeyi ‘‘alaturka’’ yapan insanların, iş ‘‘ekonomik önlemler paketi’’ne gelince birdenbire ‘‘alafranga’’ davranmasını herhalde kimse bekleyemez.
Paylaş