Gelişen demokrasimiz!

HEM Başbakan’dan hem de Anayasa’nın 23 maddesini değiştirmeyi öngören taslağı “milletvekili” sıfatıyla satmaya çalışan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’ten öğrendiğimize göre, tartışılan taslağın öyle “şahsi hesap”la, “siyasi amaç”la filan ilgisi yokmuş.

Haberin Devamı

İstedikleri sadece ve sadece “demokrasimizin standartlarını Avrupa Birliği düzeyine yükseltmek”ten ibaretmiş.


Avrupa Birliği
ülkelerinde Yüksek Yargı organlarının kararlarını beğenmeyince o mahkemeyi “ideolojik” hareketle suçlayan, Yargıtay’dan “Ciğerimizi yakıyorlar” diye şikâyet eden, Anayasa’nın koyduğu “parti kapatma” ile ilgili kuralları işlemez hale getirmek için yasal tertip peşinde koşan bir Başbakan var da bizim mi haberimiz yok?


Tamam... Yürürlükte bulunan 1982 Anayasası’nın demokratik sisteme aykırı birçok hükmü var. Bunların düzeltilmesi gerekli. Demokrasiyi içtenlikle isteyen insanların o noktada ihtilafı yok.


Peki ama “demokrasimizi Avrupa Birliği standartlarına yükseltmek” konusundaki eksiğimiz Yüksek Mahkemelerin üye yapısını, onları Başbakan’ın dümen suyuna sokacak şekilde değiştirmek mi idi?

Haberin Devamı


Anayasa’
nın temel değerlerine aykırı eylemlerin odağı haline geldiği yargı kararıyla sabit olan partilerin kapatılmasına engel olmak mı idi?


Yoksa yargıyı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin uzantısı haline getirecek formüller üretmek mi idi?


Türkiye
’deki demokrasinin en büyük eksiklerinden birinin “seçimde yüzde 10 barajının uygulanması” olduğunu Avrupa Birliği raporları kaç defadır söyleyip duruyor. “Anayasa Mahkemesi’ne oradaki Parlamentolar nasıl üye seçiyorsa bizde de seçilmeli” diyen Başbakan, sıra “seçim barajına” gelince neden görmez ve duymaz oluyor?


Tamamdır... O Avrupa ülkelerinde Anayasa Mahkemesi’ne üye seçen parlamentolar vardır ama o ülkelerdeki seçimi yapan parlamenterler, “milletvekili”dir, bizdeki gibi “lidervekili” değil.


Başbakan
ülkemizdeki demokratik standartları yükseltmek istiyorsa neden milletvekili adaylarının iyi işleyen bir önseçim mekanizmasıyla belirlenmesini sağlayacak yasal düzenlemeleri getirmiyor?


Parti içi demokrasinin zerresine neden izin vermiyor?


Avrupa Birliği
ülkelerinde vergi idarelerinin siyasi iktidardan bağımsız olmasına önem veriliyor. Ama Başbakan’ın aklına nedense demokrasimizi geliştirecek böyle bir kural hiç gelmiyor.

Haberin Devamı


Hem demokrasinin, hem de yargı bağımsızlığının temel güvencelerinden biri Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun, siyasi iktidarın etkisinden tamamen uzak olmasıdır değil mi?


Zaten ülkemizdeki durumu irdeleyen Avrupa Birliği Komisyonu raporları ile Avrupa Parlamentosu adına hazırlanan raporlar da her zaman bu sakıncalı durumun giderilmesi gerektiğini ifade ederler. Peki öyleyse bu son Anayasa değişikliği önerisinde “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekilini seçme hakkını Yüksek Kurul’dan alıp Adalet Bakanı’na bırakmak, “demokrasiyi geliştirme”nin ve “yargı bağımsızlığını güçlendirmenin” mi gereğidir?

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Kadir Özbek bu öneri vesilesiyle iktidarın “yargıyla dalga geçtiğini” söyledi diye Başbakan’ın kızdığı bildiriliyor.

Haberin Devamı


Aslında yargıyla değil hepimizin idrakiyle dalga geçiliyor. 

Yazarın Tüm Yazıları