ELLERİNE oyuncak silah verilmiş 4-5 yaşlarındaki "polis" üniformalı yavrular, oyuncakların namlusunu birbirine doğrultmuş, "polis"lik oynuyorlar.
Görüntü resmi bir törende çekilmiş. Etrafta bu küçücük masum yavruların birbirini şakacıktan öldürme talimine keyifle bakan büyükler var. Yavrularının da babaları gibi olacağından gurur duyan büyükler.
Polis teşkilatının kuruluşunun 164’üncü yıldönümü dolayısıyla yurdun pek çok yerinde törenler düzenlenmiş. Polisler, polis bayramını kutlamışlar.
Yukarıda sözünü ettiğimiz görüntü maalesef hemen her yerdeki törende üç aşağı beş yukarı aynen tekrar edilmiş:
Kiminin elinde oyuncak bir otomatik silah, ötekinin belinde, bedeniyle nispetsiz bir oyuncak tabanca...
Bunu "halka sevgiyle yaklaşmasını, güven vermesini; hakkın, hukukun koruyucusu, kanunun uygulayıcısı olmasını" istediğimiz polis yapıyor.
Onun öteki eşini de 22 Mart 2009 tarihli Hürriyet’in birinci sayfasını görenler anımsarlar:
Sahne Diyarbakır’da bir Nevruz kutlaması... Çok çok 6-7 yaşında bir yavru. Tanınmaması için başı "poşu" ile sarılmış. Tıpkı PKK’lı büyüğü gibi. Kıyafeti "Ben bir Kürt gerillayım" diyor. Zaten elinde gururla tuttuğu oyuncak Kalaşnikof da resmi tamamlıyor.
O da büyüyünce "gerilla" (!) olacak. Yukarıda sözünü ettiğimiz yavrular polis olunca karşı karşıya gelecekler. Ve ilk fırsatta da birbirlerini öldürecekler.
Gazeteci Hrant Dink’in cenaze töreninde eşi Rakel Dink’in yaptığı konuşmayı anımsıyor musunuz?
Hani, "Yaşı kaç olursa olsun, 17 veya 27... Katil kim olursa olsun... Bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz kardeşlerim" dediği konuşmayı...
Rakel Dink’in "sorgulamamızı" istediği "karanlığı" başka yerde aramayalım. O bizim zihnimizde...
Zihnimizde olduğu için de resmi törenlerde, bayramlarda kolayca karşımıza çıkıyor.
Amerikalılar, Avrupalılar çocukların televizyonlardan aldığı şiddet ve öldürme kültürünü etkisizleştirmek için çareler ararken onu çocuklara biz kendi elimizle vermiyor muyuz?
Çocuklarını böyle yetiştiren bir toplumun içinde huzur, sevgi, barış yeşerebilir mi?
Yukarıda sözünü ettiğimiz fotoğraflardan birinin altına arkadaşlarımız, büyüyünce ne olacaksınız diye sorulan polis üniformalı yavruların, "Polis olucaz!" dediklerini yazmış, sonra sormuşlar:
"Peki ya olmazlarsa?"
Yanıt çok basit:
Rakel Dink’in söylediği gibi "katil" olurlar.
İşte o ihtimali önlemek, küçücük yavrulara üniforma giydirip ölüm oyunu oynatmanın sakıncasını görmesi gereken büyüklere düşüyor.
Kurulalı 164 yıl geçmesine rağmen bu kadar basit bir gerçeğin "polis" yetkilileri tarafından görülememiş olması da insanı ayrıca üzüyor.