TOPLUMUN bir kısmını yakından ilgilendiren önemli bir yasada değişiklik yapmak amacıyla hükümet, TBMM’ye yeni bir tasarı göndermiş.
Bu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin(AKP) iktidara geldikten sonra aynı yasada yaptığı 15’inci değişiklik olacakmış.
AKP iktidarı Avrupa Birliği’ne girmeyi çok istiyor görünüyor ya...
Biz de zannettik ki, AB’yi memnun edecek bir değişiklikten söz ediliyor.
Meğer 15’inci değişikliği Kamu İhale Kanunu’nda yapacaklarmış.
Ve mevcut "yolsuzluk kapısını" daha da genişletmeyi amaçlıyorlarmış.
Oysa "yolsuzlukla mücadeleye damardan girdiklerini" söylüyorlardı değil mi?
Aslında ortada hayret edilecek hiçbir şey yok. Çünkü iktidara gelenler önce Seçim Bildirgesi’ndeki taahhütleri değil, yıllar boyu düşledikleri şey ne ise onunla ilgili adımları atarlar. O nedenle "ilk icraat" iktidara gelen partinin gerçek karakterini ortaya koyar.
Nitekim Turgut Özal da iktidara gelişini izleyen ilk haftalarda önce "faizsiz bankacılık" kararnamesini çıkararak "İslami" düzene kapı açmış, bir de piyasayı kuralsızlaştırmıştı.
Şimdi değiştirilmek istenen yasaya gelince, onu Avrupa Birliği, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası "ihale yolsuzluklarını önleme" amacıyla, merhum Bülent Ecevit’e baskı yaparak 2002 yılının ilk günlerinde çıkarttırmışlardı.
Yasanın temel amacı, kamu parasıyla yapılan tüm ihalelerin "saydam" hale getirilmesi, sicili bozuk müteahhitlerin (üstlenicilerin) ihaleye girmesinin engellenmesi; eşin dostun, cemaatçinin, partilinin haksız yere ihale alıp kamuyu soymasının önlenmesi idi.
AKP iktidara gelir gelmez, bu yasanın yürürlüğünü bir yıl erteledi. Böylece "Biz ihale böreğini hak edene değil taraftarlarımıza yedireceğiz" dedi.
Dediğini de fazlasıyla yaptı.
Ama yemek yetmiyor, gözün de doyması lazım. İşte o olmadı.
Nitekim yasanın "şeffaflığı" sağlayan hükümlerini tam 14 defa değiştirdi. Bunların hemen tamamı Avrupa Birliği’nin "İlerleme Raporları"nda ileri sürülen isteklere taban tabana zıt değişikliklerdi. Ama AKP yolundan dönmedi.
Bir tarihte Özal hayali ihracat yapan hırsızların devlet hazinesini "vergi iadesi" adıyla soymasına nasıl kapı açtı onları koruduysa, bugünkü iktidar da "ihale" yasasını aynı amaçla değiştire değiştire bugüne geldi.
Diyebilirsiniz ki "Yeni değişikliğin yolsuzlukları önlemeyle değil de artırmayla sonuçlandıracağını nereden biliyorsun?"
Öyle ya... Tasarıyı eleştirdik ama hükümlerinden örnek bile vermedik.
O zaman yeni tasarıyı basına tanıtan Kamu İhale Kurumu Başkanı Hasan Gül’ün gazetecilere "Benim yolsuzlukla mücadele gibi bir misyonum yok" dediğini, meşhur "Ali Dibo" türü haksızlığı "yolsuzluk saymadığını", yeni tasarının "ihaleyle ilgili şikayeti engellemeyi" amaçladığını, Başkan Gül’ün yolsuzluk ve usulsüzlük konulu ihbarlara bakılmasına karşı olduğunu anlatan sözlerini okuyun.