Çivisi çıktı mı, çıkmadı mı?

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Bizim bilim adamlarından biri ‘‘Henüz değil’’ demiş. Böylece dünyada iklim kuşaklarının değişmediğini söylemiş.

Bilim adamına elbet saygımız var. Ama, bize sorarsanız son yıllarda dünyanın tanık olduğu fırtınalara, sel baskınlarına, tayfunlara, kasırgalara, hortumlara, kısaca ağzımızın pek de alışık olmadığı o büyük meteorolojik olaylara bakarak pekâlâ ‘‘Dünyanın çivisi çıktı’’ diyebiliriz.

Dünyanın değilse de ‘‘iklimin’’ çivisi galiba çıktı.

Sanki ABD'nin ikide bir, şu veya bu eyaletini dümdüz eden tayfun mu, kasırga mı her ne ise işte o türden felaketi, yahut da önceki sene Almanya'nın uğradığı su baskını veya geçenlerde İtalya'nın güneyindeki bazı şehirlerin başına gelen gibi çamur seli türünden bir olayı yaşamak için can atıyorduk.

Oysa öyle bir merakımız, doğrusu yoktu.

Tam tersine, köprüler yıkan, evleri yerle bir eden, ağaçları kökünden söküp savuran, otomobilleri kaldırdığı gibi yüzlerce metre öteye uçuran El Nino türü felaketler ya ortadan kalksın, yahut da ait olduğu yerde dolaşsın diyorduk.

Gerçekten Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyanın en güzel taraflarından biri, bu dediğimiz nitelikte, yani saatte 150-200 kilometre hızla (hatta bazen daha da büyük rakamlar verirler) esen rüzgârın bizim buralara uğramamasıdır.

Yukarıda sözünü ettiğimiz ‘‘hortum’’ yahut ‘‘tayfun’’ türü olaylar da bizden ırak durur.

Eh... Amerikalılar her şeyin büyüğüne, muhteşemine meraklı değil mi?

Belki de bu merakları, karşılaştıkları olayların da büyük hacimli olmasıyla bağlantılıdır. Ama her ne olursa olsun, felaketin büyüğü de orada kalsın.

Biz ihtimal o yüzden, yani bu tür felaketin büyüğüne alışkın olmadığımız için sevgili Bartınlıların, Zonguldaklıların, Karabüklülerin ve Boluluların önceki günden itibaren yağan yoğun yağmur sonucu sel ve su baskınıyla karşılaşmış olmaları, hepimizde şok etkisi yaptı.

Neyse ki Ankara'dan gelen haberler, hükümetin pek de alışık olmadığımız bir dinamizmle konuya el koyduğunu gösteriyor.

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği binasında derhal bir ‘‘Kriz Merkezi’’ oluşturulmuş ve yöreye yapılabilecek yardımlarla alınacak önlemleri bizzat Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ve beraberindeki ekip saptamaya başlamış.

Böyle bir durumda felaket bilançosunun küçük olmasını dilemekten başka ne diyebilirsiniz?

Biz de onu diliyoruz.













Yazarın Tüm Yazıları