Paylaş
Aradan bilemiyoruz kaç yıl geçti. Belki 25, belki 30... İzmit Körfezi'nde bir sahilden ötekine yolcu taşıyan Üsküdar isimli şehir hattı vapuru, örneğin 300 yerine 500 yolcu aldığı için alabora olarak batmış ve facia, yanılmıyorsak yüzlerce denecek kadar cana patlamıştı.
O tarihte ‘‘istiap haddi’’ (kapasite) meselesi ön plana çıkmıştı. Yani ‘‘Vapur istiap haddinden fazla yolcu almasaydı, bu facia olmazdı’’ denmişti.
İstiap haddi denetimi bir süre devam etti. Belki hâlâ ara sıra bakan da vardır.
Ama sanmayın ki, eğer son zamanlarda bu tür bir vapur kazası olmadıysa, sebebi ‘‘istiap haddi’’ kavramının ciddiyetle izlenmesidir.
Kaza olmuyorsa, biliniz ki bu, doğrudan doğruya iyi tesadüfler bir araya gelmeye devam ettiği içindir.
Çünkü bizim toplumumuzda ‘‘iş disiplini’’, ‘‘yaptığı işe saygı’’, ‘‘hizmet verilen insana saygı’’ gibi kavramlar konuşulup günlük yaşamımızın ruhuna işlemedikçe, bir şey değişmez. Bugün bu trafik kazalarının çok konuşuluyor olması yüzünden otobüs şirketleri alel acele önlemler alırlar. Hatta becerebilirlerse gazeteleri, televizyon kameralarını getirip ‘‘söylenenleri ne kadar ciddiye aldıklarını gösterecek’’ röportajlar yaptırmaya kalkarlar.
Ama ‘‘Boş ver ağabey! Bir şey olmaz vallahi’’li zihniyet bu iş dallarına egemen olduğu sürece biz, döner dolaşır bu tabloları tekrar yaşarız.
O nedenle ‘‘firmalar’’ bazında hükümet yeni ve bu firmaları modernleştirici önlemler almalıdır. Örneğin asgari şu sayıda ve şu şu nitelikte otobüsü olmayan, asgari şu sayıda ve şu nitelikte sürücü (şoför> istihdam etmeyen otobüs firmalarına ‘‘şehirlerarası yolcu taşıma yetkisi’’ kesinlikle verilmemelidir. Eğer kaçak çalıştıran varsa, verilecek para cezası o kadar büyük olmalı ki, o firma batmalıdır. Çünkü bu kurallara dikkate almayan firma da aslında bir başka -masum- insanın hayatını söndürmektedir.
Sonra infaz yasasında merhum Turgut Özal'ın zoruyla gerçekleştirilen ‘‘Beş sene hapis cezası al... İki sene sonra çık!’’ türü hükümler yürürlükten kaldırılmalı, herkes ne kadar ceza yediyse o süreyle hapishanede yatmalıdır.
Öyle ya... Bugün beş kişinin ölümüne yol açan bir arabanın sürücüsü, çok çok iki sene hapse mahkûm edilmekte, bu hüküm de komik bir paraya çevrilince aynı sürücü aynı şekilde adam öldürmek üzere yine yollara düşmektedir.
Aslında infaz yasasını değiştirmek de yetmez. Trafik kazalarında kusurlu olanlara verilecek cezalar da gerçekten caydırıcı olacak düzeye yükseltilmelidir.
Gördüğünüz gibi trafik sorunu çok boyutlu. Nitekim daha değinmediğimiz binlerce yönü var. Ama nihayet kamuoyu belli bir bilinç noktasına ulaştı. Dileriz bu ilgi azalmaz ve sorumlular da görevlerini yapmak zorunda kalırlar.
Paylaş