KENDİSİNİ tanıyan, tanımayan yüzbinleri ağlatarak aramızdan ayrılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın ebediyete göçüşü bizi cenaze törenlerimiz üzerinde bir kere daha düşünmeye davet etti.
Konu pazar gününe uygun değil ama yine de gözlemlerimizi sizinle paylaşmak istedik.
Biliyorsunuz, bizim (Müslümanların) cenaze törenleri, Cahit Sıtkı Tarancı merhumun, ‘Bir namazlık saltanat’ diye nitelendirdiği cenaze namazı... İmamın, ‘Hakkınızı helal edin’ çağrısı ve -ölünün sahibi varsa- kabristanda okunan Kur’an-ı Kerim temeline oturtulmuş bir olaydır. Bunlara taziye ziyaretlerini, aile içinde okunan Kur’an ve Mevlid’i ekleyiniz.
Bu yaptıklarımızla, kaybettiğimiz insana olan saygımızı gösterdiğimizi ve dini görevlerimizi yaptığımızı zannederiz.
Oysa yıllardır uyguladığımız cenaze törenlerinin, kaybettiğimiz insana saygı ile zerre kadar ilgisi olmadığını -hatta ona saygı duymadığımızı göstermekte olduğumuzu- artık görmeliyiz.
Bakın niçin?
Bir defa ölümüzü, sebze meyve naklinde kullanılan kalitede tahtadan yapılmış tabuta koyarız. Onu insan gibi değil yük gibi taşırız.
Sorduk... İslam dininde ölüleri bu berbat (hatta iğrenç) tabutlara koymayı gerektiren bir kural var mı?
Bir açıklamaya göre bu tür tabut ‘İslam’da zenginle fakirin eşitliğini’ gösteriyormuş.
Daha iyi ya! Eşitliğitabut simgeliyorsa, kötüde ve ilkelde eşit olacağımıza iyide ve kalitelide olalım.
Belediye başkanlarının bunu idrak edecek akılları yok diyebilir miyiz?
Hayır! Akılları da var, paraları da... Ama, hizmet anlayışlarının temelinde insana saygı kavramı yok. Aksi olsa kabristanları güzelleştirirler.
Keza... Ölülerimizi şehirlerde cenaze arabalarıyla kabristana götürüyoruz ama cenaze arabalarına bakınız. Hepsi de insan için değil, yük nakli için üretilmiş bir kamyonet bozmasıdır...
Allah aşkına... Kaç belediyemizin bu iş için daha uygun bir araba almaya gücü yetmez?
Rahmetli Ahmet Piriştina bile, sadece cenaze arabasının rengini beyaza çevirmişti.Oysa ona beyaz bir kamyonet değil, insanlara duyduğu saygıya ve layık olduğu sevgiye uygun bir araç yakışırdı.
Belediyeler kusurludur, ilkeldir, görgüsüzdür de insanlarımız iyi midir?
Neden Hıristiyanların, Musevilerin cenaze törenleri düzgün ve seviyeli olur da Müslümanlarınkiler panayır düzensizliğiyle yaşanır?
Olay şehirdeyse, ölü sahipleri cami avlusunda da, kabristanda da dağınık dururlar. Sıra bilinmez. Başsağlığı dilemek için aranır durursunuz. Cami avlularında kimin nerede duracağını gösteren bir yazı, bir işaret yoktur.
Cenazeye gelenler arasında koyu renk kıyafetle gelen insan sayısı çok azdır. Çoğunluk törene değil sebze pazarına gidiyormuş gibi gelir.
Dışarıdan bakan ‘Müslümanlar, cenaze töreninin bir parçası olarak, ölen şerefine cami avlusunda içkisiz parti veriyorlar’ sanır.
Hani İslam’da reformdan söz edenler var... Biraz da bunları görseler...