Bu onun ikinci olayı

ADAM ciddi, adam serinkanlı, adam devlet nizamını biliyor, adam terbiyeli, adam okumuş yazmış, adam tartmadan tek kelime söylememeye itina ediyor, diyorsunuz.

Sonra en elverişsiz zamanda çıkıp söylediği bir cümleyle bir çuval inciri berbat ediyor.

Hiç gereği yokken ülkeyi 2002 seçimlerine sürükleyip bugünkü Türkiye’nin kapısını açması gibi.

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’den söz ediyoruz.

Sayın Bahçeli dün, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) Türkiye’yi ancak on senelik bir plan uygulayarak götürebileceği noktaya bir-iki senede ulaşmasını sağlayacak bir öneriyle ortaya çıktı:

Başbakan Tayyip Erdoğan önceki gün, "türban" konusunda "Anayasa’yı beklemeye gerek yok. Onun çözümü kolay. Oturup beraber mutabık kaldığımız bir cümleyle çözülür" dememiş miydi? Hatta "MHP varım diyor. CHP yoksa yok. Onlarla biz yola devam ederiz" diyerek bir ipucu da vermemiş miydi?

Sayın Bahçeli -muhtemelen altyapısı daha önce hazırlanmış- bu davete hemen yanıt verdi ve dün Anayasa’nın "kanun önünde eşitlik" ilkesini düzenleyen 10’ncu maddesinin,

"Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar" şeklindeki son fıkrasını,

"Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetinin sunulmasında ve bu hizmetlerden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır" şeklinde değiştirmeyi önerdi.

İlk bakışta "Ne güzel! Tam da demokrasiye uygun" diyeceğiniz bir öneri.

Belli ki bu öneri MHP’lileri pek heyecanlandırmış. Nitekim MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın, "Başbakan bir cümle yeter dedi, ama cümleyi kurmayı beceremedi. Biz onun yerine cümleyi kurduk" dediği bildiriliyor.

Lakin 12 saat çalışarak buldukları formülün yarın öbür gün nelere yol açacağına ilişkin sorulara yanıt vermekte zorlanmışlar. Örneğin, "Bu formül yarın kamu görevi yapanların da türban takarak hizmet vermeleri sonucu doğurmaz mı?" sorusuna, Vural önce "Hayır" demiş ama sonra "Bir tereddüt olursa ifadeyi o noktada netleştirebiliriz" demek gereğini duymuş.

Vural’a göre "her türlü kamu hizmeti" ibaresi, lisede okuyan öğrencilere türban takarak okula gelme hakkı sağlamayacakmış. Ama aynı soruya Devlet Bahçeli "Hayır" diyememiş.

Bahçeli, "Bu sorunun yanıtını şimdi vermezse ne zaman verecek" dersiniz?

Bahçeli’ye biz söyleyelim... Getirdikleri öneri "laik rejimi yıkmaya yetecek kadar" tehlikeli ve vahimdir. Çünkü "eşit hizmet" gerekçesiyle sadece üniversiteler değil, liseler, ilköğretim okulları ve kamu kurumları da bir iki sene içinde kara çarşafın egemenliğine girebilir.

Gerçi biz böyle düşünüyoruz ama acaba tanınmış Anayasa hocası Prof. Dr. Erdoğan Teziç bu öneri hakkında ne der diye kendisine sorduk. Bize bu önerinin getirdiği "mutlak eşitlik" ilkesine gönderme yaparak, "Bertold Brecht’in bir sözü var: Mizahsız toplum olmaz ama her şey mizah olursa o toplum korkunç olur" dedi.
Yazarın Tüm Yazıları