Paylaş
YATAĞAN'da halkla alay ediliyor. Onlar düpedüz -daha ağırını söylemek istemiyoruz- koyun yerine konuyor.
Yukarıdaki kadar ağır sözleri siz bu sütunda görmediniz. Ama aşağıdakileri okuyunuz, sonra ‘‘O bile az imiş’’ demezseniz, söyleyiniz.
‘‘Yatağan Termik Santralı'nda dün bacagazı arıtma tesislerinin arızalanması üzerine 15 bin 500 nüfuslu ilçede zehir soluyan halk ölümün eşiğinden döndü. Normalde metreküpte 400 mikrogram olması gereken kükürtdioksit oranı, dün 9 bin 850 mikrograma yükseldi. İnversiyon (kükürtdioksitli havanın çökmesi) 2.5 saat sürerken, havadaki zehir kabul edilebilir değerin 24.6 katı oldu ve ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildi.’’
Peki neden olmuş bu arıza?
Buyurun, en az 7 yıldır bu tesisin başında bulunan İşletme Müdürü Mehmet Hoşoğlu'nun dediklerini okuyun:
‘‘Arıza busterfan motorlarındaki rulmanlar üzerinde oluşan statik yük nedeniyle yaşanan arklardan meydana gelmiş. Motordaki elektrostatik yükün en aza indirilmesi için proje yapılıyor. Büyük olasılıkla haziran sonuna kadar her iki ünitenin bacagazı arıtması devreye girecek. 3'üncü Ünite ise 25 Mayıs'ta bakıma alındı ve 15 Temmuz'a kadar bu iş sürecek.’’
Beyefendi halka diyor ki: ‘‘En az bir, bir buçuk ay daha sen bu kükürtdioksitli havayı solumaya mahkûmsun.’’
Oysa bu sözde yeni bir şey yok. Çünkü yüce büyüklerimiz yıllar önce Yatağan halkını ölüme zaten mahkûm etmişler. Nitekim sadece, şimdi ‘‘bozuldu’’ denen, GÜRİŞ-Bischoff Konsorsiyomu tarafından yapılan (!) ve Türkiye'ye 74 trilyon liraya mal olan ‘‘filtre’’nin hikáyesi bile (en hafif deyimle) sorumsuzluğun boyutlarını göstermeye yetiyor:
Filtre 1997 yılının eylül ayında ihale edilmiş. İki yılda yani 1999 Ekimi'nde bitmesi gerekiyormuş. Bir buçuk yıl gecikmiş. ‘‘Bitti’’ diye yerine takılanlardan birincisi takıldığı gün, ikincisi 15 gün sonra bozulmuş. Üçüncü bacanınkine daha sıra bile gelmemiş.
Bitmedi:
Oradaki halk Yatağan santralı faaliyete geçeli beri yani yaklaşık 20 yıldır bu kükürtdioksitli havayı teneffüs ediyor. Tüm canlılar bu yüzden ölüme daha hızla yaklaşıyor.
Çare olarak 1992'de ‘‘filtre için kredi’’ aranmasına başlanmış. Bir yıl sonra ihale açılmış. Ama ihalenin tamamlanması tam 4 yıl sürmüş. Alanlar da yapmışlar ama işte böyle yapmışlar.
Yer olsa da, size bir de ‘‘kömür taşıma bandı’’ soygununu anlatsak.
Söyleyin.... Halkını koyun yerine koymayan hangi yönetim bunu yapar?
Paylaş