Biraz da sevinelim...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Önce hiçbirimiz anlam veremedik. Öyle ya, Güneydoğu'da sonu geldi denilen terör olaylarının şu veya bu şekilde yapılan bir açıklaması var.

İster ‘‘etnik köken farkı’’ deyin, ister ‘‘yörenin ihmal edilmişliği’’nden dem vurun, ister ‘‘dış güçlerin kışkırtması’’na bağlayın...

Sonunda bir sebebe bağlayabiliyorsunuz...

Peki ama terörün Karadeniz'de işi ne?

Eğer ‘‘yörenin ihmal edilmişliği’’ bir yerde terör başlatmak için yeterli olsaydı, Karadeniz'de terör şimdiye kadar belki yüz kere başlardı.

Ama Karadenizli, kendi kaderini devletten bekleyerek veya devlete karşı silah kullanarak değiştirmeyi hiç düşünmedi. Tam tersine o, devletine hep verdi. Vergisini verdi, sevgisini verdi, canını verdi. Sıra devletten almaya gelince, efendi efendi bekledi. Belki bir hata yaptı: Ağlamadı.

Ve ‘‘ağlamayan çocuğun’’ kaderine razı oldu.

O yüzden ‘‘Karadeniz yöresinde teröristlerin kol gezdiği’’ haberleri şaşırtıcıydı.

Şimdi Emniyet Genel Müdürlüğü'nün tespitlerinden anlıyoruz ki, kâbus orada da sonuna gelmiş.

Bize Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu, nisan ayında Ordu'ya gittiğimiz sırada bizzat söylemişti:

‘‘Jandarma ve Emniyet güçleri yörede her noktaya egemen durumda. Ordu il sınırları içinde sadece 4 adet terörist kaldı. Onları da halletmemiz gün meselidir’’ diye.

Bugünkü Hürriyet'te okuyacağınız daha geniş kapsamlı haberden öğreniyoruz ki, başarı sadece Ordu ili ile sınırlı değilmiş.

Nitekim resmi bilgiler PKK'nın halen bölgede, 18'i Kızıldere (Tokat Amasya yöresi), 28'i Koçgiri (Sıvas'ın Zara, İmranlı, Divriği, Hafik, Kangal ve merkez ilçenin bir bölümü) ve Ordu grubunda 4 kişi olmak üzere 3 grupta toplam 40 kişiye düşürüldükleri yolunda.

Doğrusu 40 değil bir tek terörist dahi insanları huzursuz etmeye yeter. Ama 1997 yılının özellikle yaz aylarından itibaren Başbakan Mesut Yılmaz'ın yöredeki terör olaylarını ciddiye alıp sıkı tutması, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fikret Özden Boztepe'nin yöreye bizzat giderek kalıcı önlemler alması; Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yöredeki emniyet müdürlerini (Ordu'daki Cemil Demir gibi) terörle mücadele edecek dirayet ve gözüpeklikte yöneticilerden seçmesi; Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir'in yörenin telekomünikasyon ağını güçlendirmeye önem vermesi; terörün Karadeniz'in temiz havasını ve temiz toprağını kirletmeye devam etmesini önledi.

Bunları yazıyoruz: Hep üzülecek gerçeklerin sıkıntısını çekeceğimize bir de sevinilecek bir gelişmenin keyfini bölüşelim diye.













Yazarın Tüm Yazıları