Oktay Ekşi: Bir terbiye olayı...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

GALİBA aslı bir beyit olacak. Tamamını anımsamaya çalıştık ama hafızamız bir türlü yardım etmedi. O nedenle biz sadece ‘‘Tahsil (eğitim) cehaleti alır...’’ şeklindeki birinci dizeyi söyleyelim, gerisini de hafızası daha taze olanlara bırakalım...

Yukarıdaki beyiti anımsamaya bizi Fazilet Partisi'nin Rize Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu'nun Başbakan Bülent Ecevit hakkında 23 Ağustos 2000 tarihli Milli Gazete'de okuduğumuz sözleri zorladı. Psikiyatri Profesörü olduğunu söyleyen bu zat, Başbakan'a bakmış bakmış, sonunda, ‘‘Biz bu duruma psikiyatride demans (bunama) durumu diyoruz’’ demiş.

Sebep... Ecevit'in üslubu hırçınmış. Kanun Hükmünde Kararname meselesi istediği gibi çözülmeyince paniğe kapılmışmış ve esasen ‘‘önceden Parkinson belirtileri var’’mış.

Bu beyanı güvendiğimiz bir psikiyatri profesörüne okuduk. ‘‘Baştan sona saçma’’ dedi. Bir şey daha ilave etti:

‘‘Bu sözlerin bilimsel saçmalığı çok açık ama daha vahim olanı siyasi terbiye ile bağdaşmayacak kadar kaba olmasıdır.’’

Bunun üzerine ‘‘Kimmiş bu Mehmet Bekaroğlu?’’ diye araştırdık. Onu size yeri gelince ama bu sütunun kirlenmesine izin vermeyecek bir dikkat ile tanıtacağız. Şimdilik bu kadar.

---------------------

Not: Sap ile saman birbirine karışmasın, yani ‘‘hukuka bağlı’’ olanla, ‘‘hukuka bağlı imiş gibi görünürken aslında laik cumhuriyeti yıkmak isteyenleri korumak isteyen’’ birbirinden ayrılsın diyerek bazı politikacılara ve kişilere ‘‘konumlarını açıklamaları’’ için dün yaptığımız çağrıya CHP Genel Başkanı Sayın Altan Öymen'den yanıt geldi. Rızasını alarak özetlediğimiz yanıtta Öymen şöyle diyor:

1- ‘‘Diyorsunuz ki, ‘‘Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne karşı çıkan veya devletin anayasada yazılı niteliklerini değiştirmeye çalışan kamu görevlilerinin tüm hukuk yolları açık olmak şartıyla işlerine son verilmesinden yana mısınız?’’

Bunu pek çok demecimde çok açık bir şekilde vurguladım ama, madem istiyorsunuz, bir kere daha tekrarlayalım: Elbette ‘‘yana’’yım. Bunun en ivedi bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini hep belirtiyorum. Hele Hizbullah olayında ortaya çıkan gerçeklerden sonra bu zorunluluğu her vesile ile hatırlatıyorum.

2- Bunun yolu bellidir: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (E) bendinin (a) alt bendi ile 4'üncü fıkrasında ve aynı yasanın 6'ncı maddesinde yazılı kurallar işletilecektir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın da belirttiği gibi, bu olanak, hükümetin elinde zaten vardır.

3- Şimdiki durumda hükümetin 657 sayılı Kanunu geçersiz bulmaya devam ettiği ve yeni bir düzenleme getirmekte ısrar ettiği görülmektedir. Bu takdirde yapacağı şey, tatildeki Meclis'i hemen toplantıya çağırıp, hazırlayacağı tasarıyı kanunlaştırmaktır. O kanunun gereği süratle yapılmalı, bu anlamsız tartışma kamuoyu gündeminden çıkarılmalıdır.’’

Yazarın Tüm Yazıları