Paylaş
Ne yapalım şimdi? İngiltere'ye karşı savaş mı ilan edelim? Veya onlar Birinci Dünya Savaşı öncesinde yaptıkları gibi iki İngiliz denizaltısını gizlice Marmara Denizi'ne sokup sağı solu bombalasınlar mı?
Holigan davası hálá sürüyor...
Kendilerinin bile yaka silktikleri ‘holigan’lardan ikisi İstanbul'da bizim serserilerle tutuştukları kavga sırasında bıçaklanıp öldürüldükten sonraki İngiliz tepkisi o kadar abartılı hale geldi ki, insan yukarıdaki soruları sormak gereğini duyuyor.
Olayı Türkiye'de onaylayan var mı?
Yok...
Gerçi Başbakan Bülent Ecevit'in iki satırlık bir açıklama yapıp ‘‘olaydan duyduğu üzüntüyü’’ ifade etmesi gerekirdi. Keza -daha önce de yazdığımız gibi- Galatasaray takımı Leeds United'la yaptığı maça çıkarken ölenlerin manevi huzurunda saygı duruşunda bulunabilir ve oyuncular kol veya yakalarına siyah bant takabilirlerdi.
Bunlar bizimkilerin eksiği... Belki de kafamızın ancak tanıdık bildik kişilerin üzüntüsüne katılmaya, bilmediklerimizi adam yerine dahi koymamaya şartlanmışlığının sonucu...
Biz insana saygı kavramını bilmeyiz ki... O nedenle, bu kavramdan söz edildiği zaman ‘‘büyüklerin elini öpmeyi, onlara itiraz etmemeyi’’ biliyorsak, ‘‘insana saygı’’nın gereğini yerine getirdiğimizi sanırız. Oysa ‘‘insana saygı’’ soyut bir kavramdır. Muhatabı bildiğiniz insanlardan çok hiç bilmediğiniz -örneğin Mozambik'te veya Fildişi Sahili'nde yaşayanlar- insanlardır. Onlara saygı göstermek demek bilmediğiniz insanların duygularına, üzüntülerine ve sorunlarına ilgi göstermek, üzüntülerini azaltmak, sorunlarını çözmelerine yardımcı olmaktır.
Biz ‘‘insana saygı’’ kavramını bilseydik, ölülerimizi beş tane ‘‘kalıp tahtası’’ndan yapılmış bir tabut içine koymazdık. Hiç değilse ölüye saygı ifade edecek kalitede bir tabutla taşırdık.
Keza bir sevdiğimizi ebedi istirahatgáhına götürürken, onu toptancı haline zerzevat nakleder gibi götürmezdik.
Neyse... Ne yapalım? Avrupa Birliği standartlarını benimserken inşallah bunları da öğrenir, içimize sindiririz.
Bizim eksiğimiz var da onların yok mu?
İngiltere'den gelen haberlere göre orada yaşayan Türkler'in hem kendileri, hem de işyerleri saldırıya uğruyor. Hatta Leeds yakınlarındaki Hull Kenti'nde, Mehmet Kara adlı bir Türk'ün 3 İngiliz tarafından sırf ‘‘Türk’’ olduğu için ağır şekilde dövülerek ‘‘öldü’’ diye bir minibüsün altına atıldığı bildiriliyor. Halen hastanede olan Kara, ‘‘5 gündür polis bana bir şey sormadı’’ diyor. Yani anlı şanlı İngiliz polisinin de bu ırkçı yaklaşıma destek verdiği anlaşılıyor.
Belli ki uygar olmak için cenazeleri ceviz yahut maun ağacından yapılmış tabutlarla nakletmek de yetmiyor. Adam olmak ayrı bir şey.
Paylaş