İSMİNİ Sefer Çetinkaya olarak veren bir okuyucumuz bize, Prof. Andreas Scwartz’ın gözetiminde Elke Mond ve ekibi tarafından yıllar önce yazılan "Hitler Dönemi Almanyası" isimli kitaptan yaptığı özeti göndermiş.
Onu daha da kısaltarak sizinle paylaşmak istedik. Kararı da size bıraktık.
Okuyucumuz aynı konuda kitabı olan William Caar’ın şu sözlerini başa koymuş:
"Almanya’nın felaketi tek başına Hitler değildir. Alman felaketinin sorumlusu, bir Hitler yaratan ve kendi kaderini onun ellerine kendi isteğiyle teslim eden Alman halkıdır."
Özetin özetine gelince:
"Birinci Dünya Savaşı ardından Almanya’ya imzalatılan Versaille Barış Anlaşması Almanya’yı dayanılmaz bir savaş borcu altına sokmuştu. Almanya bu sorunla boğuşurken 1929 Dünya Ekonomik Krizi durumu daha da kötüleştirdi.
Krizden çıkış yolu arayan sanayiciler, işadamları, bankerler, Hitler’in Nazi Partisi’ni (NP) desteklemeye karar verdiler. Çünkü Hitler iktidara gelirse savaş borçlarını ödemeyip o kaynağı ülke kalkınmasında kullanacağını vaat ediyordu. Keza işsizlik önlenecek, rüşvetin yolsuzluğun önü kesilecekti. Ayrıca özgürlüklerin önündeki tüm engeller kaldırılacacktı.
Hitler o sırada çoğu sokaktaki işsiz güçsüz takımından oluşan Fırtına Kıtaları (FK) isimli bir örgüt kurdu. Bu, yasal olup olmadığına bakmadan her türlü talimatı yerine getiren bir güç idi.
Hitler seçimden önce bir de gazete patronlarıyla anlaşmış, onlara ’NP iktidara gelirse kredi ve faiz borçları ile vergi borçlarını silme’yi vaat etmişti.
Bunu öğrenince ’demokrasi’ adına rahatsızlık duyan bir kısım bilim adamlarıyla yüksek rütbeli komutanlar bir bildiri yayınlayarak yaklaşan tehlikeye kamuoyunun dikkatini çektiler. Ama aldırış eden olmadı.
Ve 6 Kasım 1932 seçiminde yüzde 33 oyla en büyük parti olarak meclise giren NP hükümet kurdu.
NP’nin milletvekillerinin yüzde 37’si rüşvet ve yolsuzluğa, yüzde 14’ü resmi belgede sahtekarlık türü suçlara bulaşmıştı. Nitekim bu sırada yargıdan o milletvekillerinin tutuklanması yolunda bir karar çıkınca Hitler bu tutuklama kararını uygulamamakla kalmadı, onu milletvekillerine karşı koz olarak kullandı ve istediği yasaları çıkarttı. Bunlardan biri de meşhur "Olağanüstü Yetki Yasası" (OYY) idi. Çünkü Hitler bir yandan FK’yı kullanarak karışıklık çıkarttırıyor, öte yandan düzeni korumak için daha sert önlemlere ihtiyaç olduğunu savunuyordu. Polisten ayrı Gestapo teşkilatı da bu gerekçeyle kuruldu. Hitler artık açıkça ’Zararlı gördüğü her kuruluşun ve örgütün icabına bakılacağını’ söylemekten çekinmiyordu.
OYY’ye itiraz edenlere bir kısım gazeteler karşı çıktı.Asker de OYY’yi desteklediğini açıklayınca Hitler tüm karşı çıkanları tasfiye etti. Ardından tüm partileri ve 6 Kasım’dan önce kendisini destekleyen, desteklemeyen tüm sendikaları kapattı. Liderlerini bir gecede toplatıp hapse attı. Basını susturdu, tüm özgürlükleri askıya aldı. Yargıyı tasfiye edip NP’yi destekleyen avukatları yargıçlığa getirdi.
Partiler, sendikalar, gazeteler uyandığı zaman iş işten çoktan geçmişti."