KABİNEDEKİ değişiklik olayına herkes "fili tarif eden körler" gibi yaklaştı. Kimi fili değil kulağını anlattı, "fil kocaman bir yassı tepsi gibidir" dedi. Kimi sırf ayağına dokunup "Kalınca bir direğe benzediğini" söyledi.
Bizim "kabinenin bütününe" ilişkin dünkü değerlendirmemiz de yeterli değildi.
Onu bugünlük erteleyip "nokta" değerlendirmesi yapalım diyoruz.
Bu sütunu izleyenler, çok üzerinde durduğumuz konulardan birinin "yargı bağımsızlığı" olduğunu bilirler.
Gerçekten "yargısı bağımsız olmayan bir ülkede kimsenin güven ve huzur içinde olmayacağına" inandığımız için bu konuya çok değiniriz.
Şimdi kabineye yeni bir Adalet Bakanı geldi.
Daha önceki Adalet Bakanları Cemil Çiçek ve Mehmet Ali Şahin’i, gerçeğin öyle olmadığını bile bile "Yargımız bağımsızdır" dedikleri için çok eleştirdik. Başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm AKP ileri gelenlerinin de aynı sözleri söylemelerinin, kendi partilerinin programına aykırı olduğunu çok yazdık. Programda aynen "Yargıç tarafsızlığı ve yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanacak, yargıç güvenceleri korunacaktır" dendiği halde 7 yıla yakın süredir bu konuda bir tek olumlu adım atılmadığını çok söyledik.
Son bakan Mehmet Ali Şahin’in de "bağımsız" dediği yargıya el altından müdahaleleri nedeniyle çok eleştirildiğini Mısır’daki sağır sultan dahil duymayan kalmadı.
O nedenle "Acaba yeni Adalet Bakanı Sadullah Ergin adalete nasıl bakıyor?" diye merak ettik.
Sadullah Ergin 3 Kasım 2002’den beri milletvekili. Partisinin TBMM Grup Başkanvekili iken Bakan oldu. Bir başka deyişle "deneyimli" bir politikacı. O nedenle hem "siyasi sicili" hem de "görüşleri" yönünden bakalım dedik.
Siyasi sicili konusunda karşımıza Hatay’daki kamu ihalelerini Adalet ve Kalkınma Partililere peşkeş çekmekle suçlandığı olgusu çıktı. Hatta bu yüzden siyasi literatürümüz "Ali Dibo" diye bilinen bir kavram kazandı. Merhum Ali Dibo gerçi iyi niyetli zengin bir Hataylı imiş ama, bu bağlamda o deyim, "siyasi nüfuz kullanarak haksız kazanç sağlama" anlamına kullanıldı.
Ali Dibo konusunun Meclis’teki 26 Aralık 2006 tarihli tartışma tutanaklarını okuduk. Ergin kendisinin "nüfuz kullanmadığını" söylüyor, hatta "Sayıştay da o konuda bir suç bulmadı" diyor ama "Sayıştay’ın bununla ilgisi yok ki bulsun" diyen muhalefete yanıt veremiyor.
Böyle adı "siyasi nüfuz kullanma" olaylarına karışmış bir isme özellikle "Adalet" Bakanlığı’nı teslim etmek doğru mudur, göreceğiz.
Ergin’in konuşmalarından bulabildiklerimiz içinde "yargı bağımsızlığına nasıl baktığını" aradık. Maalesef Çiçek ile Şahin’in izinden ayrılmayacağı sonucuna vardık. Çünkü o da kendi partisinin programını yok saymış. Ne zaman görüş açıklama gereğini duysa, "ülkemizde yargının bağımsız olduğunu" söylemiş. (Merak edenler 2 Mart 2005 tarihli Meclis konuşmasına, Haberaktüel isimli internet sitesindeki tarihsiz konuşma metnine bakabilirler.)
İşte bu Sadullah Ergin’den "yargıda reform" bekleyeceğiz. Bekleyelim, görelim.