(Hamburg)Biribirini anlaması için her türlü sebep bulunduğu halde anlamamakta ısrar eden iki ulus hangisidir diye bir soru sorulsa, galiba buna en sağlıklı yanıt olarak, ‘‘Türkler’le Almanlar’’ denebilir. Çünkü tarihin ekonomik ve stratejik zorunlulukların, dünyanın geleceğiyle ilgili perspektiflerin makul bir insanı götüreceği başka bir sonuç bulmak, herhalde çok zordur. Bu sağırlar diyaloğu, iki yıl önce temelleri Hamburg'da atılan ‘‘Almanya Türk Toplumu’’ ile Almanya'nın tanınmış kurumlarından ‘‘Friedrich Ebert Vakfı’’nın işbirliği sayesinde (size göre) dün bütün gün masaya yatırıldı. İki ülkenin ağzı ve kulağı rolünü oynayan ‘‘basın’’ organlarının birbirlerine nasıl baktıkları, hangi noktalarda haksızlıklar yaptıkları, açıklanmaya çalışıldı.Nereye varıldı sorusuna yanıt vermeden, neler üzerinde duruldu konusuna değinelim:Almanya Türk Toplumu Başkanı Prof. Hakkı Keskin'in ve bu tür sempozyumların düzenlenmesine, iki ülke insanlarının birbirlerini anlamaları için yapılan her türlü çalışmaya destek veren tanınmış işadamı Vural Öger'in konuşmalarını ölçü alırsanız, Türkiye ve Almanya'daki Türkler, (onlara artık Avrupa Türkleri deniyor) Alman politikacılarının ve Alman medyasının uzun yıllardan beri sürüp gelen önyargılarından çok çektiler. Üstelik bu önyargıların doğru olmayan bilgiler üzerine inşa edildiğini örneklerle aktardılar. Bu arada Keskin, Türkiye uzmanı geçinen bir yazarın, Türkiye'deki ilkokullarda öğrencilerin önlük giymelerinin, bir zamanlar faşist ülkelerde görülen türden bir uygulama olduğunu ileri sürdüğünü söyledi. Yazarın, sırf Türkiye'yi karalamak uğruna, bu uygulamanın, çocuklar arasında sosyal sınıf farklılığı yaratılmasını önlemeyi amaçlayan toplumsal yönü önemli ve olumlu bir uygulama olduğunu gözardı etmesini eleştirdi. Türkiye'de yaşayan Kürt kökenli insanlarımızın sanki sırf Kürt kökenli oldukları için soruşturmaya ve eziyete maruz kalıyorlarmış gibi gösterilmesinin de Türkiye'ye karşı açık bir haksızlık olduğunu vurguladı.Almanya nezdindeki büyükelçimiz Volkan Vural, ‘‘Güneydoğu'daki terörün önlenmesi uğruna Türkiye'nin dayanamayacağı kadar ağır masraflar yaptığını ileri sürenlerin PKK gelirlerinin nereden geldiği üzerinde hiç durmamalarına’’ değindi. Vural, PKK'nın önemli miktarda gelirinin Almanya'dan toplanan paralarla karşılanmakta olduğunu vurguladı.Resmi doğru çizmek için söyleyelim ki, meşhur Die Zeit Gazetesi'nin yayımcısı ve başyazarı Theo Sommer, Türkiye'nin ve Türkler'in hem kendilerini iyi anlatamamalarını, hem de eksiklerini eleştirmekle birlikte, Türkler'e ve Türkiye'ye karşı, özellikle Alman politikacıların tutumlarının adil olmadığını vurgulayarak, Türk konuşmacılardan geri kalmadığını ortaya koydu.Alman basın organlarının Türkiye'ye ve Türkler'e bakışını anlatan Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden Nail Alkan'ın bildirisiyle bu satırların sahibinin bildirisi, Alman basınının bize bakışının genelde acımasız ve olumsuz olduğunu, buna karşılık Türk basınının Almanya'ya ve Almanlar'a karşı daha tarafsız ve olumlu bir görüntü sergilediğini ortaya koydu. Böylece daha çok nerenin onarılması gerektiği anlaşıldı.