Başbakan’ın tercihleri

ANLAŞILAN yeni Anayasa taslağı üzerinde son tercihi yapması için kendisine bırakılan iki maddeyi Başbakan Tayyip Erdoğan incelemiş ve kararını vermiş:

Üniversitelerdeki "türban" yasağı, Anayasa’ya konacak bir hükümle kaldırılacak. Bu bir.

İkinci tercihini de yapmış:

Genelkurmay Başkanı velev ki görevi nedeniyle suçlanacak olursa yargılanmayacak. Bu da iki.

Şaşırdınız değil mi?

Bu ülkede Cumhurbaşkanı eğer göreviyle ilgili olarak yasaların öngördüğü tek suçu işler yani "vatana ihanet ettiği" iddiasıyla yargılanması gerekirse, gideceği yer belli.

Başbakan, Bakanlar, Kuvvet Komutanları, Yüksek Yargı organlarının başkanları ve üyeleri gibi özel yargılama usulüne tabi kimseler nerede yargılanacaklar, o da belli. Çünkü yasa bunlarla ilgili hüküm koymuş.

Ama "Genelkurmay Başkanını yargılamaya bir gün ihtiyaç doğar mı?" sorusu ya 1982 Anayasası’nı yapanların aklına gelmemiş -aslında 1924 ve 1961 Anayasaları’nda da bu konuda hüküm yoktu- yahut da böyle bir ihtimali dile getirmekten çekinmişler.

Verilen son bilgiden anlaşıldığına göre Başbakan Tayyip Erdoğan da "Neme lazım, başımda bir türban meselesi varken bir de Genelkurmay Başkanı ile uğraşmayayım" gibi bir düşünceyle "Genelkurmay Başkanı da yargılanmayıversin" demiş ve o boşluğun öylece kalmasına karar vermiş.

Tıpkı yıllarca "Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalıdır" diyen taraftarlarının taleplerine kulak tıkayıp, "Tamam kardeşim, Başbakanlığa bağlı kalsın" formülünü benimsemesi gibi.

Hoş sadece o değil, yeni taslağın kritik birçok maddesini Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) görüşlerine paralel şekilde hazırlayan Bilim Kurulu da aynı şekilde hareket etmişti.

Şimdi yeri olmadığı için ona ilişkin örnekleri başka bir yazıya bırakıyoruz.

Yeni taslağın AKP versiyonu bildiğiniz gibi "devlet sırrı" titizliğiyle saklanıyor. O kadar ki Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile yeni taslağın bilimsel mimarı Ergun Özbudun bile taslağın son şeklini görmediklerini söylüyorlar. O nedenle yukarıda yazdıklarımız dahil tüm bilgiler, gazetelere yansımış haberlere dayanıyor.

O haberlere göre "türban" konusunda getirilecek hüküm büyük bir gürültü ve gerilim kaynağı olacak. Çünkü sadece "türbanın üniversitelerde serbest olması" meselesi değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir "hukuk devleti" olup olmadığı da tartışmanın ortasında yer alacak.

Keza aynı haberler taslağın AKP versiyonuna göre Cumhurbaşkanının idari tasarruflarıyla Yüksek Hakimler ve Savcılar Kurulu ve Yüksek Askeri Şûra kararlarının bundan böyle "yargı denetimine" tabi olacağını söylüyor.

İyi mi olur, kötü mü olur tartışabilirsiniz ama bir hukuk devletinden söz ettiğiniz zaman "yargı denetimini" peşinen kabul etmeniz gerekir.

Peki ama yargı denetimi "hukuk devleti" olmanın temel kuralı ise, sıfatı Genelkurmay Başkanı da olsa bir kamu görevlisini yargı denetimi dışında bırakmanın açıklaması nedir?
Yazarın Tüm Yazıları