YORUMCULARI eleştirenlerin en çok kullandıkları silah, "siz niyet okuyorsunuz" cümlesidir. Niyet okumak yargıda olmaz ama yorumda olur. O nedenle bugün bizi "niyet okumaya" zorlayan AKP Manisa Milletvekili Bülent Arınç’ın son sözlerini birlikte gözden geçirelim istiyoruz.
Sayın Arınç kendine özgü bir üsluba sahiptir. Tane tane, kısa ve keskin ifadeli cümlelerle konuşur. Hukuk eğitimli olduğu için cümlelerindeki mantık dizisi sağlam gibi görünür. Ama mantığın en acımasız düşmanı olan "demagoji"den her fırsatta yararlanır. İşin tuhafı, ilk bakışta bilinen bir doğruyu tekrarlıyormuş gibi görünse de o öyle bir konjonktürde konuşur ki, bildiğiniz doğru, sorun yaratan doğruya dönüşür. Örneğin bir cenaze töreninde kendisine soru yönelten gazetecileri yanıtlarken tutar, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hakkında "kapatma" davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na işittirmek istercesine "Ölüm bize şahdamarımızdan daha yakın. Hepimiz faniyiz" der ve ardından bu sözlerin hiçbir özel mesajı olmadığı izlenimini verecek şekilde, sözlerine "Onun için o kapatma davasını filan bırakın. Bir kenara koyun. En büyük hatip musalla taşındaki cenaze imiş. Susar ama çok şey söylermiş" diyerek devam eder.
İtiraz edeceğiniz bir şey yoktur herhalde...
Tıpkı tam bir yıl önce yani 15 Nisan 2007 günü, 11’inci Cumhurbaşkanı kim olacak tartışmaları başlayınca söylediği "Sivil, dindar ve demokrat cumhurbaşkanı taraftarları ile onun tam tersi tanımların tartışması son 50 yıldır hiç bitmedi. Meclisimizin sivil, dindar ve demokrat bir cumhurbaşkanı seçecek olmasına yine itiraz ediliyor" şeklindeki sözler gibi.
Sözü olduğu gibi ele alırsanız yanlışını bulmanız nerdeyse imkánsızdır. Çünkü seçilecek olan cumhurbaşkanının sivil, dindar ve demokrat olmasından kime ne, dindarsa dindar, der geçersiniz. Bizi sivil ve dindar olmasından çok demokrat ve liyakatli biri ve Cumhuriyet’in temel değerlerine bağlı olması ilgilendirir.
Ama onun maksadı başkadır. O "laik Cumhuriyet diyordunuz ya! Öyle bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz ki, böylece laik dediğiniz Cumhuriyet’i istediğimiz kalıba dökeceğiz" demek ister.
Yazının sonuna bıraktık ama Arınç’ın son marifetini önceki gün okuduk. Sayın Arınç bu defa, "Demokrasilerde (...) iktidarların el değiştirmesi, kanlı, şeytani ve entrika dolu olmamalıdır, müdahalelerle karşılaşmamalıdır" buyurmuş.
Kim aksini söylüyor ki Arınç, bu lafları ediyor?
Ama o zaten bunu değil, asıl son cümleyi söylemek istiyor. O sözlerini, "kapatma" davasına getirip, "Bunların hepsi bir taraftan Türkiye’nin bağırsaklarını temizlemesidir. Bir taraftan da mutlu doğum sancılarıdır" demiş.
Demiş de "Türkiye’nin bağırsaklarını temizleme" sürecinden söz ederken kendisinin de mensubu olduğu dört partinin kapatılmasını mı kastettiğine açıklık getirmemiş.