BAŞTAN belirtelim. İyi bir yılbaşı gecesi yaşamak için bir araya gelen 7 öğrencinin, doğalgaz kaçağı sonucu ölümlerinden "Başbakan Tayyip Erdoğan sorumludur" diyecek değiliz. Ama açık söyleyelim, bu tür olayların sorumlularını cezalandıracak yasaları çıkartmadığı için doğruca Başbakan Tayyip Erdoğan’ı sorumlu görüyoruz.
Çünkü bu ne ilk ne de son!
Belediye, yollardaki rögar kapağını açık bırakır. Oraya masum insanlar düşer boğulur. Kimseden hesap sorulmaz.
Belediyelerin gözü önünde yapılan kaçak binalar çöker, içinde yaşayan veya çöküntü altında kalan insanlar ölür, savcılık kusuru ve kusurluyu binanın yapımına ilişkin teknik hususlara bakarak arar.
Oysa faciaya yol açan binalar çoğu kez kaçak inşa edilen binalarda meydana gelir. Üstelik bu, ilgili belediye yetkililerinin gözü önünde yapılır.
Ama kimse dönüp de belediye sorumlularına, "Burayı denetlemek sizin görevinizdi. Eğer görevinizi yapsaydınız bu bina inşa edilemez, bu facia yaşanmazdı. Şimdi gelin görevinizi yapmamış olmanın hesabı verin" demez. İmar planına aykırı şekilde ruhsat verene nedeni sorulmaz.
Bilmiyoruz tamamını temizlediler mi? İstanbullular uzun süre, üstünde ikametgáh olan petrol istasyonları ile yaşadılar. Belediye sorumlularının gözü önünde tehlikeli (bazıları üstelik patlayıcı) madde ile imalat yapan işyerleri infilak etti. Bazılarında ölü sayısı 30’u-35’i buldu. Kimse hesap vermedi.
Böyle bir yaşamın sorumlusu öncelikle o ülkeyi yöneten Başbakan ve onun başında olduğu hükümet değilse kimdir?
Ankara’daki facianın akla gelen ilk sorumlusu olan Başkent Doğalgaz Anonim Şirketi’nin Genel Müdürü Veysel Karani Demir’in gazetecilere bilgi verip kamuoyunu aydınlatma amacıyla düzenlediği basın toplantısında, sorulardan bunalınca çareyi "Cuma namazına yetişmek" amacıyla toplantıyı kısa kesmekte bulduğu bildiriliyor.
Halka karşı sorumluluğunun tüm kendi şahsi inançlarından ve ihtiyaçlarından önce geldiğini idrak edemeyen bir kafaya bu kadar büyük bir sorumluluk yüklerseniz, alacağınız sonuç, pırıl pırıl7 gencin başına gelenden farklı olmaz.
Nitekim Ankara’daki faciadan sonra öğreniyoruz ki, doğalgaz bağlantılarında kullanılan boruların çelikle yapılanları da varmış alüminyumla yapılanlar da kullanılabilirmiş. Çelikten yapılanlar daha güvenli ve sağlam ama biraz pahalıymış.
Ankaralılar daha güvenli olan boruları almaya mecbur edildiler de onlar mı alüminyumdan yapılanı tercih ettiler?
Abonelere verdiği sayaçları bedelinden 123 ABD Doları fazla fiyata satmaya utanmayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, acaba aynı makama yeniden aday olduğunun ilan edildiği sabah meydana gelen bu facia nedeniyle zerre kadar vicdan azabı duydu mu?
Yoksa olayı, o bir Belediye Başkanından çok arsız çocuk çehresine yakışan gülüşüyle mi karşıladı?