ADALET ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının ileri gelenleri, Anayasal düzenin temel gerçeklerini anlamakta hálá zorlanıyorlar.
Bunu dün de Anayasa Mahkemesi’nin,"Türban serbestliği için yaptıkları Anayasa değişikliğini" iptal gerekçesi açıklanınca ortaya koydular.
Ama biz iyimseriz. Refah Partililer gibi onlar da öğrenecek.
Lakin, inşallah Refah Partisi’nin kaderini paylaşmak zorunda kalmazlar.
Esasa gelince:
Biliyorsunuz geçen yıl Madrid’de "Velev ki türban siyasi simge olsun..." diyerek o konuda yeni bir sayfa açan Başbakan Tayyip Erdoğan, aklınca bu sorunu istediği gibi çözmek için Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) verdiği "gaza" gelerek Anayasa’nın 10 ve 42’nci maddelerinin değiştirilmesine öncülük etmişti. Yapılan değişiklik sözde sadece "herkesin yasa önünde eşitliğini" güçlendiriyor, pratikte de "türbanlı" öğrencilerin üniversiteye girmesini güvence altına alıyordu.
Ama değişikliğin asıl amacının, üniversitelere kıyafet özgürlüğü getirmekten çok "laikliğe aykırı şekilde dini değerlere dayalı kural koymak" ve çevredekilere "dini inanç baskısı" yapmak olduğunu ileri süren, bunun da sonuçta "Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen" hükümlerini fiilen geçersiz kılmak olduğunu ileri süren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yapılan değişikliğin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.
Anımsanacağı gibi yasa iptal edilmiş ancak kararın gerekçesi açıklanmamıştı. Dün o açıklandı.
Gerekçede ayrıntılarıyla anlatıldığı gibi Anayasa Mahkemesi daha önce de verdiği 7 ayrı kararda özetle, "Anayasa değişikliği yapmak elbet yasama organının hakkı ve yetkisi içindedir. Ama Meclis bu yetkiyi, Anayasal sistemin özünü oluşturan ’Başlangıç’ metni ile ilk üç maddesini dolaylı yoldan da olsa geçersiz kılacak şekilde kullanırsa, Anayasal sistemi korumakla yükümlü olan Anayasa Mahkemesi’nin buna izin vermeyeceğini" söylemiş.
AKP iktidarının, bu karar hakkında görüşü sorulan ileri gelenlerinden Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in, "İşin asıl diğer yönü, ’Artık yasama organı, hür ve bağımsız iradesiyle Anayasa değişikliği yapamaz mı?’ konusu Türkiye’nin gündemine geldi" dediği bildiriliyor.
AKP iktidarının laf bilmezlerinden TBMM Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da, "Anayasa Mahkemesi, TBMM’nin yasama yetkisine yeni kırmızı çizgiler getirmiştir. TBMM’nin Anayasa’yı değiştirme veya Anayasa yapma yetkisi artık Anayasa Mahkemesi’nin onayına tabi kılınmıştır. Anayasa Mahkemesi, sadece değiştirilmesi teklif edilemeyen maddeler değil, diğer bütün maddelerin değişmez veya değiştirilmesi teklif edilemez olup olmadığını tespit etme yetkisini almıştır" demiş.
Biz de onlara, "Siz eğer Anayasa Mahkemesi’ni zorlamasaydınız, yani Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen temel taşlarıyla -herkesi enayi farz ederek- oynamaya kalkmasaydınız, karşınıza böyle bir sınırlama çıkmazdı" diyoruz.
Bu sınırlamayı içlerine sindiremezlerse de bir gün Refah Partisi’ne benzeyebileceklerini -dostça ve dürüstçe- hatırlatıyoruz.
Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkında verdiği kararın gerekçesi açıklanınca ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaklarından eminiz.