İSRAİL, Gazze’yi bombalarken; "Özür"cüler öterken; "yargı" birbirine girmişken; Türkiye, kaç yıldır bilinen "gerici gelişmeyi" lütfedip nihayet gören araştırmayı tartışırken size İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın mektubunu aktaracağız. Çünkü "yanıt hakkı" mukaddestir. Bizi bağışlayın.
Sayın Cerrah’ın yanıtını yayınlayacağız ama yanıtını da vereceğiz.
Cerrah adına vekilinin gönderdiği mektupta şöyle deniyor:
"Gazetenizin 09.12.2008 tarihli nüshasının 21. sayfasında Oktay Ekşi tarafından kaleme alınan ’Yine Polis’ başlıklı yazıda müvekkilime yönelik gerçeği yansıtmayan, yalnızca karalama mahiyetinde olan isnatlarda bulunulmuştur. Söz konusu yazıda İstanbul Emniyet Müdürü Sayın Celalettin Cerrah hakkında, hukuk tanımaz davranışlarda bulunduğu ileri sürülmüş, iddiaya dayanak olarak da Avcılar’da yaşanan olayı ima edecek şekilde ’polis yelekli’ kişiler tarafından saçından sürüklenerek bir araca bindirilen ve akabinde ırzına geçilen kadınla ilgili olayda İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın ifadesi gösterilmiştir.
Kaldı ki, Avcılar’da yaşanan olay ile ilgili olarak Sayın Celalettin Cerrah’ın televizyon kanallarında yaptığı açıklamalar ile, ilgili yazıda bahsedilen beyanların ilgisi bulunmamaktadır. Nitekim, Sayın Celalettin Cerrah’ın vatandaşların bu konuda hassas olmaları gerektiğini, yaşanan olay akabinde ortada var olan aykırı davranışın vatandaşlar tarafından da 155’e ihbar edilmesi gerektiğini ancak yaşanan olayda böyle bir ihbarın olmadığı, böylesine aykırı bir tutumun varlığı halinde vatandaşların durumu derhal 155 Polis İmdat’a ihbar etmeleri gerektiğini, yaşanan olayları tasvip etmediğini dile getirmiştir. Basın etik kuralları gereği haber yapılacak olan konunun çok yönlü araştırması yapılmalı ve akabinde kamuoyuna intikal ettirilmesi gerekirken müvekkili yıpratmaya yönelik isnatlar hukuken kabul edilebilir nitelikte değildir.
Şunu ifade etmek isteriz ki; suç ve suçlular ile mücadelede canını dişine takarak gece gündüz demeden çabalayan müvekkili bu şekilde gerçeğe aykırı ve yersiz iddialarla yıpratmaya kimsenin hakkı yoktur ve bu girişimler sağduyulu halkımızın vicdanında hak ettiği yeri bulacaktır.
İmza: Cerrah vekili Av. Halil İbrahim Koca"
Demek ki neymiş?
Biz Cerrah’ın, "hukuk tanımaz davranışlarda bulunduğunu" ileri sürmüşüz. Oysa yazıda ne böyle ne de bu anlama gelebilecek bir söz vardı. Avukat bey uyduruyor. Biz o olay hakkında Ortaköy Polis Okulu’ndakonuşan Cerrah’ın, "Sivil olarak ya da polis yeleği giyen, ’ben polisim’ diyen kişilerden vatandaşlarımızın kimliklerini sormaları gerekiyor" demesinin gerçekçi olmadığını vurgulamış sonra da Cerrah’tan;
"Görevini yaparken önce kendi kimliğini açıklamadığı için şimdiye kadar kaç polis cezalandırıldı?" şeklindeki sorumuza yanıt vermesini (ikinci kere) talep etmiştik.
Cerrah -veya vekili- laf kalabalığı ile gerçeği örtemez. Cerrah önce söylesin, "Kimliğini göstermediği için cezalandırılan kaç polis var?"
Rakamı versin, listeyi açıklasın, sonra konuşalım.