Tutkulara gem vuramazsın

Başkanları iki yöneticisi tutuklu.

Haberin Devamı

 

Şampiyonlar Ligi’ne yollanmadı ama küme de düşürülmedi.

 

Üç futbolcusu milli takımda sakatlandı.  

 

Takımın bel kemiği beş oyuncusu yok.

 

Pazartesi, cuma, salı dört günde bir maç oynatıldı.

 

İki maç seyircisiz cezası verildi, sonra da birine kadınlar ve çocuklar girebilir dendi.

 

Hafta içi akşam saatine koydular maçı. Yetmedi bilet karmaşası çıkardılar.

 

Haberin Devamı

Ama, Fenerbahçeli kadınlar cezayı karnavala dönüştürdü, Futbol Federasyonu’nu verdiği cezaya pişman etti.

 

Görüldü ki, her türlü baskıyı kurabilirsin ama tutkulara gem vuramazsın.

 

40 yıldır Fenerbahçe’nin hiçbir maçını kaçırmam ama böyle bir taraftarla, böyle bir görüntüyle ilk kez karşılaştım.

 

On binlerce kadın bilet kuyruğunda. Kaldırımda genç erkekler bağırıyor, “Sarıııı”, kuyruktaki kadınlar yanlarında çocukları yanıtlıyor, “Laciverttttt”, “Şampiyon” diyor kaldırım, “Fener” diye inletiyor kuyruktaki kadınlar caddeyi.

 

Üç saattir kuyrukta bekleyen başörtülü kadının karnında bir, ellerinden tuttuğu iki çocuk. Üstlerinde çubuklu Fenerbahçe forması, “Bu kuyruk beklenir mi?” diyorum, “Bu başka bir gün” diyor ekliyor, “Sabaha kadar bile beklerim.”

 

Tüylerim diken diken oluyor. Bu nasıl bir onur mücadelesidir. Fenerbahçe’ye, sarı lacivert renklere tutkulu eşe, çocuğuna destek çıkarak bu nasıl bir sahiplenmedir. Dünyada eşi görülmeyen bir futbol destanına tanıklık ediyorum.

 

Haberin Devamı

Ne kadro, ne gol, ne sonuç.

 

Hiçbir şeyin önemi yok.

Maçı izleyemiyorum bile.

Tribünlerde her yaştan, her sosyal çevreden, türbanlısı, mini eteklisi, sarışını, esmeri on binlerce kadın.

Müthiş tiz bir uğultu.

41 bin 663 kişilik muhteşem bir kadın korosu,

Kulaklarım çınlıyor uğultudan

Alex, Alex, Alex diye tırmalayan bir ses

15. dakikada Selçuk çıkıyor, Gökay giriyor

İsimlerin hiçbir önemi yok

Tribünler inliyor yine “Sarı –lacivert- şampiyon-Fener”

Manisa atak yapıyor, yine ıslıkla karışık büyük bir uğultu 'yuhhhh' diye.

Ardından, ''Her yerde her zaman en büyük Fener'' gümbürtüsü,

 

basın tribününde ayaklarımızın altındaki beton titriyor.

Kaldırımların, ‘Sarı’ diye bağırmasına gerek yok, duyulmuyor çünkü.

Haberin Devamı

Bence Fenerbahçeli futbolcular da şaşkın, ne oynadıklarını onlar da bilmiyorlar. 21 maçtır uyguladıkları oyun sistemlerini bir türlü oturtamadılar.

 

Onlar da dünyada bir ilki yaşamanın acemiliği içindeler.

 

Fenerbahçeli futbolcuların ayağına top geldi mi öyle bir şimşek çakıyor ki tribünden, sanırsınız gol pozisyonu. Oysa top daha Fenerbahçe sahasında. Futbolcu da şaşırıyor doğal ki, ‘rakip sahada altı pasın içinde miyim?’ diye bir bakınıyor etrafına.

 

Ve Goooooooooooooool

41. Dakika, Dia'dan sağdan sert bir şut

Fenerbahçe:1 Manisaspor:0

Tribünler bu kez ‘Bi daha, bi daha’ sesleriyle yıkılıyor.

Eller havada sallanıyor bu kez, 'Aşkınla coşkunla sen çok yaşa Fenerbahçe"

 

Haberin Devamı

65 dakikada Ömer Aysan’ın vuruşunda Bilica topu kendi ağlarına gönderiyor. 1-1.Pozisyonun başlangıcı ofsayt, ama kadınların sesi daha da güçleniyor, “Haydi Fener haydi Fener haydi, tam zamanı tam zamanı şimdi.”

 

Ömer Aysan, golün sevinciyle öpücük yolluyor tribünlere.

 

Kadınların tepkisi inanılmaz. “Yuhhhhhhh” olarak alıyor yanıtı.

 

90 artı 4‘de beklenen gol geliyor ama, Semih 1 metre geriden çıkmasına rağmen ofsayt gerekçesiyle iptal.

 

Kadınların pankartı geliyor aklıma, “Ofsaytı da biliriz, 50 bin olmayı da.”

 

Anlıyorum ki, kadınlarımız öğrendi ama yan hakemlerimiz öğrenemedi ofsaytı.

 

Son söz Kocaman ve futbolculara

 

Sonucun önemi yok, gönül koymayalım dedik başta ama, isteksiz, arzusuz, yanlışlıklarla dolu oyuncu değişimleriyle 10 kişi kalmış Manisa’yı yenip kadınları galibiyetle taçlandırmadınız ya, bilin ki gönlümüzü de kırdınız biraz.

Yazarın Tüm Yazıları