Paylaş
Kadın-erkek eşitliğine aykırı diye karşı çıkanlar oldu.
Sarı lacivert düşmanlığı dillere destan bir kalem, Fenerbahçe’nin en büyük olduğunu yazdı.
Reha Muhtar "Freudcu" bir çözümleme sergiledi.
Manisalı futbolcuların flört yaparak motive olduğunu, Fenerbahçeli futbolcuların ise “bacı” mantığıyla etkisiz kaldığı gibi bir şeyler karaladı.
Kimi de Fenerbahçeli futbolcuların artistik hareketler yaparak oyunu bozduğunu söyledi
Gereksiz biçimde maçın skoru üstüne ahkam kesenler de oldu,
Fenerbahçeli kızın takımını galip zannettiğiyle dalga geçmeye kalkan zavallılar da.
Tiz seslerin Fenerbahçeli futbolcuların kimyasını bozduğundan dem vuranlar, “Devrim” diyenler bile oldu.
Hayatında ilk kez maça giden, hatta gitmeyip televizyonda ilgi ile izleyen kadın yazarlar hemcinslerinin bu büyük başarısından genellikle çok mutluydular.
Medya magazinsel baktı genellikle. Bir insanın hayatını karartarak “Kadını, erkek “bile yaptılar.
Oysa, bir günde twitter, facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinden örgütlenen kadınların gecenin o saatinde Kadıköy’e akmalarının tek bir nedeni vardı. Onur mücadelesi.
Eşlerine, çocuklarına, babalarına, dayılarına, amcalarına, Fenerbahçe aşklarına 80 gündür çektirilen eziyete bir başkaldırıydı.
Hukuksuzluğa, hak gaspına, yok etme politikasına karşı bir isyandı.
Dünyada manşet olan bu gösteri sosyal bir olaydır. Sivil itaatsizliktir.
Almanya’daki seçimlerde “internet partisi” olarak bilinen Korsan Parti’nin girdiği ilk seçimde aldığı yüzde 9’luk oy herkesi şaşırttı. Oysa şaşırmayın, sosyal medyayı dikkatle izleyin. Kimse kendine verileni, başkalarının kurallarını koyduğu oyunu oynamak istemiyor. Kendi kuralını, kendi fikrini dile getiriyor. Bunu anlamadan da yeni kurulacak dünyayı anlamak zor.
Bu gerçeği bize gösterdikleri için Fenerbahçeli kadınlara bir kez daha teşekkürler.
Paylaş