O havuza düşüp de debelenin inşallah!

11 Temmuz 2014

Haberin Devamı

Türkiye’deki köşe yazarlarının duayeni (*) olarak Sabah refikimiz için yapılan “Medya Havuzundan” dolayı gurur duyuyorum. Özellikle de içinin su yerine parayla doldurulması ayrıca takdire şayandır.

Nereden bakarsanız bakın. Bu para dolu havuz Türkiye’nin kalkınma gücünü, yarattığı ekonomik mucizenin büyüklüğünü gösterir. Şahsen o havuzda çimmeyi çok isterdim.

Bu havuz müjdesini aldığımdan beri Mehmet Barlas’ı kıskanmıyorum, dersem yalan olur.

Şimdi “Kendi yetiştirdiğin bir köşe yazarını kıskanmak sana yakışıyor mu?” diye soracaksınız. Buradaki “kıskanmak” lafı “gıpta etmek” manasına kullanılmıştır, bilelim.

Haberin Devamı

Yazıya edebi şey katmak için.

Mehmet Barlas’ı yanıma aldığımda genç bir adamdı. Gazetedeki görevi elinde kül tablası ile arkamda dolaşmaktı. O vakitler sigara konusunda bilinçlenmemiştik. Başımızda bizi bilinçlendirecek bir başbakan yoktu.

Rahmetli Bülent Ecevit’in de Mesut Yılmaz’ın da ağzından sigara düşmezdi. Hükümetle her daim uyum içinde olmaya özen gösteren bir gazeteci olarak ben de onlara özenirdim.

O yüzden yetenek gördüğüm gazetecileri eğitirken, ellerine kül tablası verip arkamda gezdirirdim. Mehmet Barlas ne yazık ki kül tablası taşıma işinde başarılı olamadı. Boyu çok uzun olduğundan sigaranın külünü elindeki tablaya silkelemek için zıplamak durumunda kalıyorduk.

Bu da hem görüntü kirliliği yaratıyor hem de külleri yere saçtığımızdan ortam berbat oluyordu. Ben de tuttum Barlas’ı köşe yazarı yaptım. İlk yazısını yazmadan önce bana “Nasıl bir fikriyat izleyeyim üstadım?” diye sordu.

Ben de ona “Başa hangi hükümet geçerse geçsin onun kuyruğuna yapış, bu çizgiden sapma” diye nasihat ettim. Bir de örnek verdim:

“Say ki hükümet dediğin beygir, sen de at sineğisin. Beygirin dötüne yapışacan…”

Dediklerimi harfiyen yaptı, liberal muhafazakârlık dünyasının starı oldu. Elinden tutup topluma kazandırdığım bir insanı şimdi “Sabah Havuzu’nun” yanına sere serpe uzanmış, büyüklerimize nasıl faydalı olacağını düşünürken hayal etmek beni manen tatmin ediyor.

Haberin Devamı

Peki! Bir medya kuruluşu için içi para dolu havuz yapmak etik midir?

Bu sorunun cevabını bilmek için “Etik” sözcüğünü tarif etmek gerekir. Yakın dostlarımdan, ünlü Fransız düşünürü Alain Delon de Button özel bir sohbetimizde bana şöyle demişti:

“Etik değerler, ayak takımını baştan savmak için zenginlerin uydurduğu şeylerdir. Sakın sallama!”

Aynı fikirdeyim. Bu bağlamda Sabah Havuzu da gayet etiktir. İçinde çıplaklık olmadığından aileler için de uygundur. Büyüklerimizi saygıyla selamlarım.

(*) Duayen: Başbakanımız ve hükümet büyükleri için

sürekli dua eden köşe yazarı. (Kaynak: Turşu Sözlük.)

Yazarın Tüm Yazıları