PENGUEN Gıda’nın turşu ihracatı ile Avrupa’nın ilk üç üreticisinden biri olduğunu belirten Genel Müdür Hasan Ekici, ‘Önümüzdeki on yıl içinde Türkiye’nin en büyük üç gıda devinden biri olmayı hedefliyoruz’ dedi.
İhracatın yanı sıra iç pazara da büyük önem verdiklerini anlatan Ekici, kurumsal ortak Alman Yatırım Bankası ile yeni yatırım fırsatlarını değerlendireceklerini açıkladı.
AVRUPALI tüketiciler Türk turşularını sevdi. İhracat amacıyla 15 yıl önce Bursa’da kurulan Penguen, bugün turşuda Türkiye’nin en büyük, kornişonda da (küçük salatalık turşusu) Avrupa’nın ilk üç üreticisinden birine dönüştü. Sözleşmeli tarım uygulaması sayesinde Avrupalı tüketicilerin beklentilerine çok rahat cevap verebildiklerini belirten Penguen Gıda Genel Müdürü Hasan Ekici, önümüzdeki on yıl içinde Türkiye’nin en büyük üç gıda devinden biri olmayı hedeflediklerini söyledi. Ürün portföyünü daha da genişletmeyi planladıklarını açıklayan Ekici, kurumsal ortağı Alman Yatırım Bankası sayesinde çıkabilecek yeni yatırım fırsatlarını değerlendireceklerini vurguladı. Ekici, özellikle meyvesuyu konsantresi ve meyve suyu üretimi üzerinde durduklarını belirtti.
Türkiye’ye istikrarın gelmesi ve enflasyonun düşmesinin herkes gibi sektörü de olumlu etkileyeceğini söyleyen Hasan Ekici, ‘Artık makul ve tutarlı kár marjıyla çalışmak zorundayız. Patlayan çatlayan kár marjları geride kaldı’ dedi. Penguen Gıda Genel Müdürü Hasan Ekici ile gıda sektörünün yanısıra Penguen’in geleceğe dönük hedeflerini konuştuk.
- Dondurulmuş gıdada Türkiye’de çok önemli bir pazar yok, iç piyasada tüketim henüz çok düşük. Üreticilerin yüzde 95’i dış pazara yönelik çalışıyor. Donmuş ürün sektörünün büyümesi, gelir seviyesinin yükselmesi, biraz da tüketicinin tüketim alışkanlıklarıyla ilgili. Bizim 24 bin tonluk toplam üretimimizin 8-10 bin tonu donmuş ürünlerden oluşuyor.
Sektör kriz öncesi günlerini yakalayabildi mi?
- İç piyasada 2000 yılından bu yana ilk kez pozitif bir gelişme var. 2000-2003 arasında sektör ya yerinde saydı, ya geri gitti. Ama 2004’de bir gelişme oldu, öyle büyük bir patlama ya da harcama alışkanlıklarında büyük patlama yok, ama hava iyimser. Her yıl sektörde yüzde 5-6’lık bir büyüme gerçekleşiyor. Donmuş sebze-meyve tüketim trendi giderek yükseliyor. Turizm sektörünün hareketlenmesi de otellerin tüketimini ciddi oranda artırıyor. Catering ve toplu yemek sektörü, bireysel tüketimden daha hızlı büyüyor.
Enflasyonun düşmesi sizi nasıl etkileyecek?
- Türkiye’ye istikrarın gelmesi, enflasyonun düşmesi bizim açımızdan çok pozitif olacak. Zirai üretimi yapan köylülerle ilişkilerimizi olumlu etkileyecek. Eskisi gibi fiyatların şişmesi ve buralarda kár etme dönemi artık bitti. Türkiye bir değişim içinde. Artık kárlılık ufak detaylarda, maliyetleri iyileştirmede, verimlilikte. Makul ve tutarlı kár marjıyla çalışmak zorundayız. Patlayan çatlayan kár marjları geride kaldı. Çok daha rekabetçi olma mecburiyetiniz var, aksi takdirde yaşama şansınız olmayacak.
Sözleşmeli tarım politikası istenen sonuçları veriyor mu?
- Sözleşmeli tarım, ürünün ekiminden toplanmasına, yapılacak kimyevi gübrelemeye kadar her aşamayı disipline ediyor. Yoksa Avrupa’ya mal satma şansınız yok. Sürekli takip ve denetim altındayız. 8 bin sözleşmeli çiftçimiz var. Çiftçiye hem ürün alımı, hem fiyat garantisi veriyoruz, hem de kaliteli ürün üretmesini sağlıyoruz. Üretim tarihini ambalajın üzerinde görmekle kalmıyor, örneğin hangi tarladan geldiğini, hangi ilaçlarla ne sıklıkla ilaçlandığını bilmek istiyor. Biz üretimde, hiçbir suni koruyucu ve renklendirici kullanmıyoruz. Europe Cap (Kontrollü tarım altyapısı, geriye yönelik kontrol yapılabilmesi, üretim şartları kalitesi) standartlarına uygun üretim yapıyoruz.
Uzun vadede hedefiniz nedir?
- 1990 yılından bu yana dondurulmuş gıda, konserve, salça, reçel, meyve preparatı, kurutulmuş meyve şekerlemesi, bal, komposto, turşu, hazır yemek ve sos üretiyoruz. Önümüzdeki on yıl içinde Türkiye’de ilk üç oyuncudan biri olmak ve orada kalmak. Özellikle reçel, konserve ve turşuda. Şu anda ilk 5’in içindeyiz. Salçada çok iddialı değiliz ama orada da büyümeyi öngörüyoruz.
Sessiz sedasız ihracat şirketi olmayı bıraktık
Cironuzda iç pazar-ihracat dengesi nasıl?
- Bugüne kadar ciroda iç pazarın payı yüzde 30, ihracatınki yüzde 70’di. Bu yıl ise yüzde 35 iç pazar, yüzde 65 ihracat olacak. İç piyasada ciddi bir büyüme var. 2003 yılında toplam ciromuz 35 milyon Euro civarındaydı, bunun 24 milyon Euro’su iç pazardandı. Bu yıl sonunda ise iç pazar ciromuzun 22 milyon Euro, ihracatımızın 12 milyon Euro olmasını bekliyoruz.
İç pazara yüklenince reçelde lider olduk
Penguen’in pazarda geldiği nokta neresi?
- 2003 yılı başlarına kadar iç pazar yeteri kadar ön plana çıkarılmamış, sürekli ihracata ağırlık verilmişti. 2003 ortasından itibaren iç pazara da ağırlık verme karar aldık. Hemen de netice almaya başladık. Bugün bütün ulusal dağıtım kanallarında varız. İç pazarda reçelde piyasa lideriyiz. İç pazara yatırım kararı verildikten sonra reçelde yüzde 9.6’lık pazar payı ile liderlik koltuğuna oturduk. Konservede de de pazar payımız yüzde 10.
Penguen Gıda Genel Müdürü Hasan Ekici, Saint Joseph Fransız Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu. Strasbourg Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi’nde yüksek lisans eğitimi aldı. İş hayatına 1978 yılında Kordsa’da finans ve bütçeleme yetkilisi olarak başladı. Kromsan Kimya, Loytaş Otelcilik Yatırım Turizm, Beksa Çelik Kord Sanayii’nde değişik kademelerde yöneticilik yaptı. Daha sonar. Uzel Holding’de finanstan sorumlu Başkan Yardımcısı, Uzel Makine’de İcra Kurulu Üyesi, Has Gıda’da Panda Endüstriyel Dondurma Finans Direktörü, Aksoy Grubu’nda Yönetim Kurulu Üyesi ve Finans Direktörü olarak görev aldı.