ALMAN ilaç devi Hexal'ın Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Thomas Strüngmann, Türkiye'nin dinamizmi ve sahip olduğu potansiyel ile her türlü sorunu aşacak güçte olduğunu söyledi.
TÜRKİYE'nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa karşın yatırımlarına devam eden Alman ilaç devi Hexal'in kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Thomas Strüngmann, Türkiye'nin dinamizmi ve sahip olduğu potansiyel ile sorunlarını aşacak güçte olduğuna inanıyor. Türkiye'nin her anlamda bölgesel bir güç olduğunu söyleyen Strüngman, bu nedenle Hexal'in üç yıl önce Türk ilaç firmaları İlsan İltaş ve Milen'i bünyesine kattığını söyledi.
Türkiye'de yaşanan son siyasi gelişmeleri ‘‘Bunlar gelip geçici olaylar’’ şeklinde değerlendiren Dr. Strüngmann, ‘‘Türkiye'nin sahip olduğu dinamizm ve potansiyel ile kısa sürede bazı yapısal sorunları aşarak gerçekten hakettiği yere geleceğine inanıyorum’’ dedi.
Dr. Strüngmann, ülser ilacı Omeprazol'u ABD'ye ihrac etme iznini alan İlsan İltaş'ın Gebze'de 20 bin metrekarelik alan üzerine kurduğu yeni tesislerinin açılışı için 18 Temmuz'da Türkiye'de olacak. Dr. Strüngmann, ile Türkiye seyahati öncesinde, ilaç sektöründen Türk ekonomisine uzanan bir yelpazede görüştük.
Üç yıl önce Türk ilaç sektörüne girdiniz. Türkiye'de yatırım yapma kararını nasıl aldınız?
- Hexal tüm dünyada hızla büyüyen bir ilaç firması ve Türkiye de son derece dinamik bir ülke. Türkiye her ne kadar potansiyelinin büyük bir kısmını hálá kullanmasa da her anlamda bölgesel bir güç. Gerek coğrafi konumu, gerek insan altyapısı ve dinamizmi, gerekse çevre ülkelerle ticari potansiyeli düşünüldüğünde Türkiye bu bölgede bizim için en uygun ülkeydi. Tabii kişi başı ilaç tüketiminin Avrupa ülkelerine göre beşte bir oranda olması, Türkiye'nin ileriye dönük tüketim potansiyeli açısından da önemli bir gösterge. Tüm bunları görerek Türkiye'de kalıcı yatırımlar yapmaya karar verdik.
Daha fazla yabancı sermaye çekmek için Türkiye'de neler yapmalı?
- Bir ülkenin gerçekten çıkarına olan yabancı sermaye uzun süreli olandır. Bunun için de yabancı sermaye öncelikle güvenli ve emin bir ortam arar. Türkiye'nin bu anlamda yeterince güven veremediğini düşünüyorum. Güven nasıl sağlanır diyorsanız, bu ancak bazı köklü düzenlemelerle yapılabilir.
Türkiye'de siyasette yaşanan son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bunlar gelip geçici olaylar. Ben Türkiye'nin sahip olduğu dinamizm ve potansiyel ile kısa sürede bazı yapısal sorunları aşarak gerçekten hakettiği yere geleceğine inanıyorum.
Yaşanan ekonomik krizden etkilendiniz mi? Kriz sürecini nasıl geçirdiniz?
- Hexal'in uluslararası bağlantılarının sağladığı kolaylıkla İlsan İltaş'ın ihracatı önemli ölçüde arttı. 2001 yılında ihracatın toplam ciroya oranı yüzde 40'dı. Bu açıdan krizden etkilendiğimizi pek söyleyemem.
Bugüne kadar Türkiye'ye ne kadarlık yatırım yaptınız?
- 1999 yılından bu yana Türkiye'ye yatırımlarla birlikte yaklaşık 140 milyon dolar döviz girişi sağladık. Yatırım projelerimizin birinci aşamasını Gebze tesisleriyle tamamladık.
Türk ilaz sektörüne yatırımlarınız sürecek mi?
- Yatırımlarımız önümüzdeki dönemde İlsan İltaş'ın üretim teknolojisini daha da geliştirme yönünde olacak. İlsan İltaş'ın ürettiği Omeprazol, bugün dünyada çok az şirketin başarabildiği Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onayını aldı. 2005 yılına kadar sürecek projeler sonucu, toplam yatırım miktarı 50 milyon doları bulacak.
18 Temmuz'da Gebze'de üretime sokacağınız fabrikanın dünyadaki diğer tesisleriniz içindeki yeri ne olacak?
- Hexal orta vadede bölgesel uzmanlıklara yönelmeyi düşünüyor. Yani belirli bir ülkedeki tesisler, belirli birkaç ürün üzerinde uzmanlaşacak. Hexal, müstahzar üretimi yapan İlsan İltaş yanında, hammadde üreten Milen'i de satın aldı. Her iki firma da Hexal'in dünyadaki konumunun güçlenmesi açısından son derece önemli. İlsan İltaş'ın 20 bin metrekarelik alan üzerine kurulan yeni tesislerinin, birkaç yıl içinde Hexal'in en önemli üretim noktalarından biri olmasını bekliyoruz. Burası, şu anda Avrupa'da Almanya'daki Salutas'ın ardından en büyük ikinci üretim merkezimiz. Özellikle uzun vadede, Türkiye'nin iç dinamizmi yanında çevre ülkelerin potansiyelleri de düşünüldüğünde Türkiye son derece avantajlı bir konumda.
Türkiye'de üretilen ilaçları hangi ülkelere satıyorsunuz?
- Öncelikle Almanya daha sonra İspanya, Portekiz, Polonya ve Hollanda'ya ihracatımız var. 2003'ten itibaren ise ABD, Kanada, İngiltere ve Fransa'ya şu anki toplam ihracatımızın da üzerinde ürün satmayı planlıyoruz. İlsan İltaş'ın, Hexal içinde önemli bir ihracat merkezi olmasını hedefliyoruz. Halen İlsan İltaş yılda 30 milyon dolarlık ihracat yapıyor. Bu rakamın önümüzdeki yıllarda 100 milyon dolara çıkarılması planlanıyor.
Türkiye üzerinden açılmayı düşündüğünüz ülkeler var mı?
- İlsan İltaş ve Milen'in Avrupa, Ortadoğu ve Orta Asya ülkeleri için üretim ve lojistik merkezi olmasını planlıyoruz. Türkiye'nin toplam 70 milyon dolarlık ihracatının 30 milyon dolarını halen İlsan İltaş yapıyor.
Dünya devi Hexal, 35 ülkede 1 milyar Euro ciro yapıyor
Hexal Grubu'nun dünyadaki konumu ve vizyonu nedir?
- Hexal Grubu bugün tüm dünyada 5 bin çalışanı ve 1 milyar Euro'yu aşkın cirosuyla dünyanın önde gelen jenerik ilaç üreticilerinden.
5 kıtada, toplam 35 ülkede yan kuruluşlar ve ortak girişimlerle faaliyet gösteriyoruz. 9 ülkede üretim tesislerimiz var.
Orta vadede tüm dünyada jenerik ilaç pazarındaki konumunu daha da güçlendirerek hızla büyümeyi hedefliyoruz.
Araştırma geliştirme çalışmalarına bütçenizi ne kadarını ayırıyorsunuz?
- Yıllık ciromuzun yüzde 15-20'sini üretim proseslerine ve form geliştirmeye yönelik araştırma-geliştirme (Ar-Ge) yatırımlarına ayırıyoruz.
Yeni bir molekül geliştirip bunu müstahzar haline getirmenin güncel maliyeti 800 milyon dolar civarındadır. Bu yatırım miktarı bugün dünyada en büyük ilaç firmalarını bile ciddi miktarda zorlayan bir miktardır.
Türk ilaç sektöründe birleşmeler artacak
Türk ilaç sektörünün bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Yerli ilaç sektöründe Ar-Ge'ye yeterince önem verilmiyor. Yeni molekül bulmaktan söz etmiyorum. Bu gerçekten çok büyük harcamalar gerektirir ki, Türkiye'de devlet desteği olmadan bu mümkün görünmüyor. Hasta uyumunu arttırma ve form geliştirme yönünde yenilik getirecek çalışmalar daha fazla yapılabilir. Önümüzdeki birkaç yılda Patent Yasası'nın zorlaması ile Avrupa'daki gelişmelerin burada da gerçekleşeceğini düşünüyorum. Yani birleşmeler veya satın almalar artacaktır. Türkiye ilaçta uluslararası alanda çok fazla söz sahibi değil. Türkiye'nin toplam ilaç cirosu dünya cirosunun yüzde 0.6'sı kadar.
ABD'ye ülser ilacı Omeprazol satacak
1964'de kurulan ve 1999'da Hexal Grubu'na katılan İlsan İltaş, Türkiye'de Omeprol adıyla 1991'den beri satılan ülser ilacını, Omeprazol adıyla ABD'ye ihraç edecek. Firma, Omeprazol için Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nden (FDA) geçtiğimiz günlerde onay aldı. Onay için 6 milyon dolar harcayan firma, ihracata önümüzdeki yıl ilkbaharda başlayacak. Firma, ABD'de 4.2 milyar dolarlık pazarı olan ülser ilacından yüzde 10-12 pay almayı hedefliyor.
DR. THOMAS STRUNGMANN
Alman ilaç devi Hexal'ın Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Thomas Strüngmann, 1950 Almanya doğumlu. Eczacı bir aileden gelen Strüngman, Almanya'da işletme eğitimini tamamladı. Daha sonra yine işletme üzerine yüksek lisans ve doktorasını yaptı. ABD'de New York'ta bir süre ilaç sektöründe yöneticilik yaptıktan sonra Almanya'ya döndü. İkiz kardeşi Andreas Strüngmann ile birlikte 1986 yılında Hexal'ı kurdu.