Paylaş
Savaş çıksa petrolümüzü taşıyacak gemimiz yok
ASAF GÜNERİ
Zihni Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güneri, 1946 Zonguldak doğumlu. İktisadi ve Ticari İlimler Fakültesi mezunu. Zihni Holding, denizcilik ve servis sektöründe taşımacılık, vapur acenteliği, turizm ve otelcilik hizmetleri veriyor. Türk-Çin İş Konseyi Başkanı olan Asaf Güneri, aynı zamanda Türk Yunan İş Konseyi'nde de Yönetim Kurulu Üyesi. Güneri ayrıca, Deniz Temiz Derneği (TURMEPA), Kuru Yük Gemi Sahipleri Birliği (Intercargo), Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi Yönetim Kurulu üyesi.
Zihni Holding Yönetim Kurulu Başkanı Asaf Güneri, Türk deniz taşıma filosunun yanlış politikalarla bitirildiğine işaret ederek, Türkiye'nin bu yüzden çok zor günler yaşayacağını söyledi. Türkiye'yi denizcilik sektöründe ciddi bir krizin beklediği uyarısında bulunan Güneri, ‘‘Bugün bir harp olsa, Türkiye'nin ham petrolünü taşıyacak sadece 2.5 gemisi var’’ diyerek, hükümetin sektöre destek vermesi gerektiğinin altını çizdi. Güneri ile, deniz taşımacılığındaki sorunlardan bu sektördeki yeni projelerine, Çin ve Yunanistan'la olan ilişkilere kadar uzanan geniş bir yelpazede konuştuk.
Denizcilik sektöründe yeni projeleriniz olacak mı?
- Yıllardır denizden mal taşıyoruz. Artık yeni deniz taşıma modellerini Türkiye'ye getirmek istiyoruz. Denizyolları İşletmeleri'nin özelleştirmesine gireceğiz. İnsanların denizden taşınması ve trafik kazalarına bir nebze çözüm bulunmasının, karayollarındaki büyük baskıyı azaltacağına inanıyorum. İnsanların Trabzon'dan İstanbul'a gitmesi için Ankara'ya gitmesi, büyük ihtimalle yolda ölmesi gerekiyor.
Bu konuda kimlerle ortak olmayı düşünüyorsunuz?
- Yunan, İtalyan ve İngilizler'le görüşüyoruz. Bunu, yabancılarla yapmak istiyoruz. Denizde insanların medeni bir şekilde gidip gelebileceği, trafik yoğunluğunun ve kazaların azaldığı, daha medeni şartlarda bir ulaşım sağlandığında bu projemizin büyük ilgi göreceğine inanıyorum.
Projenizi ne zaman hayata geçirebileceksiniz?
- Denizyolları gemilerini, İtalya hattını satın alıp geliştirmeyi düşünüyoruz. Süratli ve lüks gemilerle, Almanya'daki işçimize ve Türkiye'ye gelen turiste çok iyi bir hizmet vermek istiyoruz. Bu, 2000 yılını bulacaktır. Karadeniz'den İstanbul'a, Akdeniz'e ve Ege'ye de yolcuların süratli ve konforlu bir şekilde taşınmasını hedefliyoruz.
Peki özelleştirmeden istediklerinizi alamazsanız?
- Kendimiz bir şeyler yapacağız. Yunan, İtalyan ve İngiliz sermayesi ile birlikte bu işi yapmak istiyoruz.
Yatırımın mali portresi nedir?
- Henüz erken ama, yüz milyonlarca dolarlık bir yatırımı konuşuyoruz.
Denizcilik sektöründe neden tatsızlıklar yaşanıyor?
- Kuru yük piyasası kötü. Türkiye'nin de ticari filosunun 90'ı kuru yük gemisi. Armatörlerimiz Türkiye'nin kalkınmasına ve ihracatına paralel önemli yatırımlara girdi. İki yıl evvel Çiller'in bozuk para gibi dağıttığı teşvikler vardı. Pahalı zamanda, pahalı gemiler alındı. Şimdi bunların geri ödemelerinde yaşanan sıkıntıların nereye gideceğini bilemiyoruz.
Bankacılar ve leasing şirketleri sektöre nasıl bakıyor?
- Denizciliğe bakışlarının son derece güvensiz olduğunu biliyorum. Sıkıntıya giren armatörlerin, bankalar ve leasing şirketleriyle hukuki problemler, hukuki düellolar yüzünden Türk bankacılarının, Türk lease şirketlerinin, yabancı bankacıların, faizsiz finans kuruluşlarının çok büyük bir pişmanlık içinde olduklarını biliyoruz. Paralarını alamıyorlar, bu yüzden de yeni kredi açmıyorlar. Mevcut kredileri de çok çabuk tasfiyeye çalışıyorlar. Krizi belki çok daha rahat atlatma imkanı varken, birkaç armatörün banka ve leasing şirketlerini uğraştırmasının krizi büyüttüğüne inanıyorum. 97 hiç iyi geçmedi, 98 de kötü geçecek.
Tanker filosunda durum ne?
- Tankercilikte iyi bir piyasa var ama maalesef orada da Türk tanker filosu yıllar içinde bitirildi. Hükümetlerin yanlış politikaları ve armatörlerin yanlış davranışlarıyla, Türkiye tarihteki ikinci büyük tanker vurgununu kaçırıyor. Hem armatör nasibini alamıyor, hem Türkiye yabancılara verdiği dövizlerle çok büyük kazıklar yiyor. Türk filosu korunsaydı, 100 milyon dolarlık ciddi zararlara girmezdik. Bugün bir harp olsa Türkiye'nin ham petrolünü taşıyacak 2.5 gemisi var. Türkiye ciddi bir krizin eşiğinde. Türkiye'nin uzun vadeli düşünmeyi öğrenmesi lazım. 1980'lerin sonunda askeriye zamanında alınan çok büyük bir filo, bitti. Şimdi kuru yükde koskoca bir filo bitmiş vaziyette. Bunlar insanların ihtirası ve armatörlerin yanlış yatırımlarından kaynaklandı. Hükümet desteklemezse, kuru yük filosunu da kaybedeceğiz, buğday taşıyamayacak hale geleceğiz.
KOBİ'leri Çin'e götürecek
Çin’le temaslarınız nasıl başladı?
- 1977'den beri Çin'e gidiyorum. Özal döneminde Çin ile ekonomik gelişmelerin büyümesinde birinci derecede rol oynadım. Türkiye'yi Çin'e, Çin'i Türkiye'ye tanıttım.
Bu pazarla ilgili neler yapmayı planlıyorsunuz?
- Anadolu Kaplanları adını verdiğimiz KOBİ'lerin Çin'e gitmesi ve
üretim yapması konusunda ciddi önerilerim var. İstanbul dükalığından çok, Anadolu'daki emekçi sanayici, Türkiye'yi sırtında taşıyan KOBİ'lere Çin'i tanıtmak ve onları oraya götürmek istiyorum. Çinliler'i de buraya getirmeye çalışıyoruz, onları Türkiye'de yatırıma çağırıyoruz. Çinliler enerji ve büyük inşaatlarda uzman.
Yunanlı turizmcilere Ege’de işbirliği önerisi
Türk-Yunan ilişkilerinde de oldukça aktifsiniz.
- Yunanlılar'ın Türkiye'ye kazandırılması gerektiğine inanıyorum. Yunanlı ile aramızda ciddi bir güven bunalımı var. 65 milyonluk bir Türkiye'nin Yunanistan gibi küçük ve ayrı kulvarda işler yapan bir ülkeyle sıkıntısı olmamalı. İstiyorum ki Yunanlılar'ın Türkiye'de yatırımları olsun. Yunanlı işadamları hükümetlerinin karşısına dikilip, ‘‘Dangalakça laflarla benim Türkiye'deki yatırımlarımı tehlikeye atamazsın’’ diyebilsin.
Yunanlı turizmcilerle denizcilik sektöründe işbirliği olabilir mi?
- Geçtiğimiz günlerde Yunanistan'da bulunduğumuz sırada, Selim Egeli ile beraber Yunanlı turizmcilere ‘‘Gelin Ege'yi birlikte satalım’’ mesajını verdik. Yunanlılar aralarında kıran kırana rekabet halinde. ‘‘Bırakın bu rekabeti, gelin Türkiye'ye, kendi işletmenizi kurun’’ dedik. Şok oldular. Pozitif yaklaştılar. Kimse çomak sokmazsa, deniz taşımacılığında Türk-Yunan işbirliğinin sonuç vereceğine inanıyorum. Çünkü Türkiye her yıl denizcilik sektöründe binlerce genç yetiştiriyor.
Paylaş