Nurten'in konukları

Nurten ERK
Haberin Devamı

Bankalar siyasi oyuncak

Bankaların siyasilerin elinde oyuncak haline geldiğini savunan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Hüsamettin Kavi, bu nedenle yeni Bankalar Yasası'nın son derece önemli olduğunu söyledi. Kavi, beş temel yasanın çıkması halinde Türkiye'nin dışardan kaynak bulma imkanının da büyüyeceğini kaydetti.

İstanbul Sanayi Odası Başkanı Hüsamettin Kavi, Türkiye'deki bir çok sektörde üretim kapasitelerinin yüzde 30-60 arasında kullanıldığını belirterek, ‘‘Bunun çözümü için Türkiye beş temel yasayı bir an önce çıkarmak ve ihracat yapmak zorunda’’ dedi. Kavi, şunları söyledi:

‘‘Sosyal güvenlik yasası çıkarılmalı. Özelleştirme Yasası yenilenmeli. Üçüncüsü kamu ve özel bankaların denetlenmesi özerk bir yapıya taşınmalı. Bankalarımız siyasetin elinde oyuncak. Bunun için Bankalar Yasası fevkalade önemli. Sanayinin yapısını denetleyecek bir akreditasyon konseyi yasa tasarısı da hálá bekliyor. O zaman dünyanın mali merkezleri Türkiye'ye para verir.’’

İSO Başkanı Hüsamettin Kavi ile sanayiden siyasete, krizden Kavi Kablo'daki yeni ortak arayışına uzanan bir yelpazede sohbet ettik.

94'deki kriz Kavi Kablo'da iz bırakmış mıydı?

- Bu krizde yara almadık. Fabrikada önce izin kullanmayanlara izinlerini kullandırdık. Gerekirse ücretsiz izin yapma kararı aldık. Zorluklar insanlara güzel çareler ürettiriyor. 93'te bir yatırım programı hazırlığımız vardı. O tarihte 3500 tonlardaydık. İki etapta 21. Yüzyıla kadar yılda 10 bin ton üretime çıkmaya karar vermiştik. Enteresan bir çözüm ürettik. 93 Aralık ayında İtalya'dan iki makine almak için anlaşmıştık. 94 ocak ayında kurlar çökünce siparişleri iptal için İtalyanlar'a telefon açtık. Almanya'da düzenlenen fuarda ise İtalyanlar'a makinelerin parasını sadece işçilikle ödemeyi teklif ettik, anlaştık. Kullandığımız bakırın parasını da bize verdiler. Böylece hem iş yarattık, eleman kaybetmedik, hem yatırım, hem de ihracat yaptık. Takım olmanın önemi 94'de ortaya çıktı.

Kriz, yatırım kararlarınızı nasıl etkiledi?

- 98'in ilk yarısı olumsuz olmasına karşın ikinci yarıdaki performansla bu açığı kapattık ve krize rağmen artıda bitirdik. Son iki yılda üç milyon dolarlık yatırımı tamamladık. 99'da 4 milyon dolar tutarındaki ikinci etap yatırım programımızı erteledik. Yılda 6 bin ton üretim yapabilir haldeyiz. Ama şu anda kapasitemizin yüzde 50'sini kullanabiliyoruz. Bir çok sektörde yüzde 60'ın üzerinde değil bu oran. Otomotiv, dayanıklı tüketim malı, enerji, inşaat ve yatırım sektöründe bu oran yüzde 30'lara kadar düşüyor. Türkiye bunun çözümü için iki temel şeyi aşmak zorunda.

Bunlar neler?

- Türkiye ihracat yapmak zorunda ve beş temel yasayı çıkartmak zorunda. O zaman dünyanın mali merkezleri Türkiye'ye para verir. Birincisi sosyal güvenlik yasası çıkarılmalı. İkincisi Özelleştirme Yasası yenilenmeli. Üçüncüsü kamu ve özel bankaların denetlenmesi. Bankalarımız siyasetin elinde oyuncak. Bankalarımızın denetlenmesini özerk bir yapıya taşımalıyız. Buun için Bankalar Yasası fevkalade önemlidir. Sanayinin yapısını denetleyecek bir akreditasyon konseyi yasa tasarısı da hálá bekliyor. Bundan sonra da Siyasi Partiler yasası değiştirilmeli.

Şirkette yeniden yapılanma çalışmalarına ne zaman başladınız?

- 96'da şirketin organizasyon yapısını, tüm kaynaklarını insan, proses, maddi kaynaklarını ne kadar verimli kullandığını tespit etmek için yeniden yapılanma projesi başlattık. Bu sayede hammaddeyi ve elimizdeki kaynakları doğru kullanmayı öğrenmiştik. 96'dan itibaren stratejik ortak arayışına da başladık.

Stratejik ortaklıktan neler bekliyorsunuz?

- Amerika'da sektörümüzde dünyanın en büyük üç şirketi var. Mart ayında onlarla bir temasımız olacak. Geçtiğimiz hafta da bir İtalyan şirketine kendimizi ve Türkiye'nin geleceğini anlatmaya çalıştım. Stratejik ortaklıktan ilk önce pazar bekliyoruz. Ürettiğimiz malı kullanacak ya da dağıtımına katkıda bulunacak bir şirket olması lazım. Teknolojinin gelişmesine katkıda bulunması ve yönetim teknolojisi de getirmesi gerekiyor. Tabii kaynak da yaratılacak.

Bazı sektörlerdeki sıkıntıda yanlış yatırımların da payı yok mu?

- İSO Yönetim Kurulu olarak yeni bir karar aldık. Önümüzdeki günlerde bunu TOBB'a götüreceğiz. Türkiye sathında, dünya normlarına uygun bir kod sistemi oluşturacağız. Bütün odalar ve iş hayatındaki diğer kurumlarla Türkiye'nin kapasitesini ölçeceğiz. Hangi malın üretim kabiliyeti ne? Bunu yaptıktan sonra Hazine Müsteşarlığı Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü ile birlikte çalışmamız gerekiyor. Teşvik belgelerine her sektör için belirlenen kod numarası verilecek. Teşviklerde, örneğin Maraş'ta iplik fabrikası kurmak isteyen ve teşvik almak isteyen yatırımcı, önce kendi ticaret odasında bu sektörün Türkiye'deki ve bölgedeki durumunu öğrenmek zorunda bırakılacak. İşte o zaman Türkiye kaynaklarını yanlış kullanmaz. 2001 yılında Türkiye ne ürettiğini ve ne kadar ürettiğini bilir hale gelmek zorunda.

Sanayici ranttan vazgeçmek zorunda

99 beklentileriniz neler? Kriz sürecek mi?

- Asansör düştü, bir yerde durdu ama burası son durak mı henüz bilmiyoruz. Şu anda küçük küçük çıkış sinyalleri de veriyor. Ama bunun istikrarlı çıkışa çevrilmesi gerekiyor.

Sanayi sektörü uzun bir süredir üretimden çok, faizden kazanıyor.

- Bugün sanayi kesimi biraz sanayiden, biraz da ranttan kazanalım diyor. Bu iş bitmek zorunda. Bu bir tercih meselesi değil. Bunu tolere ettiğimiz sürece bu faiz bizi yok eder. Şu anda bu gerçeği bilerek faizin karşısındayız. Türkiye bu döngüden çok kısa vadede çıkmak zorunda.

Enflasyondaki düşüşü gerçekçi buluyor musunuz?

- Enlasyon düşüşü bugün sadece kağıt üzerindedir, insanların hayatına yansımamıştır. Hayata yansımadığı için gerçek olduğunu düşünmüyorum.

Parlamento etkin çalışmıyor

Siyasete girme konusunda ne düşünüyorsunuz?

- Özel sektörün kurumlarını siyasete ön hazırlık mekanizması olarak görürseniz bir müddet sonra eksiklikler içinde kalabiriz. Siyasette mutlaka özel sektör temsilcileri olması doğrudur ama bunların ille de kurumların başında olan insanlar olması gerekmiyor. Bu arada bana da bir takım öneriler olduğu doğrudur. Ama bu önerileri, görevine inanan bir insan olduğumu ve bunu sürdürmek istediğimi belirterek kabul etmedim. Şu an siyasetin içindeki misyon kadar önemli bir faaliyet yaptığımızı düşünüyorum. Parlamentoya saygı duyuyorum ama şu anda etkin çalışmadıklarını düşünüyorum.

Ê Kasım ayında İSO'da da seçim var. Yeniden aday olacak mısınız?

- Bunu önce Yönetim Kurulu'nda konuşacağız. Önümüzdeki dönem bütün meclis yenilenecek. Kişisel düşüncem, mümkün olduğu takdirde bu görevi meclisin saygı duyacağı bir arkadaşa devretmek. Biz bu görevi yaptık, artık yeni akradaşları bulmamız lazım. Altı yıl bir görevi sürdürmek hiç kolay değil. Her yıl kendimizi yeniden kuruyoruz. Ama ne kadar kendimizi yeniden kurarsak kuralım belirli körlükler oluşur.

HÜSAMETTİN KAVİ

Kavi Kablo ve Emaye Bobin Teli Sanayi Genel Müdürü Hüsamettin Kavi, 1950 İstanbul doğumlu. 1972'de İTÜ'den İnşaat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. 1975'de iş hayatına atıldı. Üç yıl inşaat sektöründe çalıştı. 1978'de Kavi Kablo'da çalışmaya başladı. 1989'da Kavi'nin Genel Müdürlük görevine getirildi. 1983-1987 yılları arasında İstanbul Ticaret Odası'nda (İTO) Meslek Komitesi Üyeliği, 1990-1994 arasında Türkiye Genç İşadamları Derneği'nde (TÜGİAD) Başkan Vekilliği görevlerini yürüttü. 1987'den beri İstanbul Sanayi Odası (İSO) üyesi olan Kavi, 1992-1994 arasında İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), 1992-1993 arasında İSO Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Aralık 1993'ten beri İSO Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yürüten Kavi, aynı zamanda 1995'te oluşturulan AB-Türkiye Ekonomik Sosyal Komite'nin de eş başkanı.



Yazarın Tüm Yazıları