Paylaş
Hamdi Bey, 12 Eylül'le devlet müteahhidi oldu
TÜGİAD Başkanı, Akfen'in sahibi Hamdi Akın, bugün önemli devlet projelerine imza atıyor. Hamdi Akın, ‘‘1980 ihtilaliyle bize şans doğdu. Siyaset sıfırdan yenilenince, yeni kadroyla biz de samimi olduk. Çevremiz genişledi. 86'da devletle iş yapmaya başladım’’ dedi.
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Hamdi Akın, Aralık ayında yapılacak TİSK başkanlık seçimlerinde MESS'in adayı... Akın, TİSK'in artık, elini taşın altına sokacak ‘‘patron’’ bir başkana ihtiyacı olduğunu söylüyor. Merkezi Ankara'da olan, inşaattan turizme değişik sektörlerde faaliyet gösteren Akfen Grubu'nun da kurucusu olan Hamdi Akın, 1999 yılı içinde Polonezköy'de bir güzellik köyü kurmayı planlıyor. Hamdi Akın'la, Akfen'in yeni projelerinden derneklere, siyasetten çetelere uzanan bir yelpazede sohbet ettik.
Aralık ayındaki TİSK Başkanlık seçimlerinde MESS'in adayısınız. Başkanlık yarışında kendinizi şanslı görüyor musunuz?
- MESS, delegelerin yüzde 30'una sahip. MESS, TİSK'deki en büyük sendika olduğu için şansım var. TİSK'in başına artık bir işadamının gelmesi gerekiyor.
Bugün havaalanı müteahhiti olarak tanıdığımız Akfen nasıl doğdu?
- Akfen'in bir arkadaşımla ortak 1977 yılında kurduk. Hem okuyup, hem calışıyorduk. 1984'den sonra yalnız devam ettim. Önceleri mühendislik, müteahhitlik ve fizilibite etüdleri konusunda faaliyet gösterdik. Daha sonra kalorifer kazanları, yakıt tankları gibi ürünlerle imalat sanayine yöneldik. Önce ufak bir atölye kurdum, sonra fabrikaya dönüştürdük. Bu arada, ECA, Borusan, Demirdöküm'ün bayiliklerini alıp mağaza açtık. 1990'a kadar mağazacılık yaptım.
Peki mağazacılıktan devlet müteahhitliğine nasıl geçtiniz?
- 80 ihtilalinden sonra bize bir şans doğdu. Siyasetin sıfırdan yenilenmiş olması, eskilerin yasaklanması ve yeni bir kadronun iş başına gelmesi bizim siyasilerle samimi olmamızı sağladı. Çünkü onlar da Ankara'ya geldiklerinde hiç kimseyi tanımıyordu. Böylece bize de bürokrat ve siyasetçilerle tanışma ve çevremizi genişletme imkanı doğdu. İhtilalleri tasvip etmek mümkün değil ama, 80 ihtilali yapılmasaydı, mevcut siyasilerle tanışıklığımız o kadar derin olamazdı. Yeni bir siyasal yapılanma, bizim de bu çevrenin içinde yer almamıza yol açtı. Devletle iş yapmaya 86'da başladım. Zamanla işlerimiz büyüdü ve her işe girebilecek pozisyona geldik.
İnşaat sektöründe şu anda devam eden işleriniz neler?
- Şu anda Bafra'nın kanalizasyon ve arıtma tesislerini yapıyoruz. Samsun-Çarşamba Havaalanı'nda Alarko ile birlikte çalışıyoruz. Devam eden en büyük projemiz 206 milyon dolarlık Atatürk Hava Limanı dış hatlar terminali. Yap-işlet-devret modeliyle yaptığımız bu projede Tepe ile konsorsiyum oluşturduk. Yüzde 5 de Viyanalı bir ortağımız var.
Son zamanlarda konut inşaatlarında da sizi görüyoruz.
- Evet, Ankara'da villalar yapıyoruz. 2 bin konut ve 750 yat kapasiteli bir marinadan oluşan, İstanbul Marincity Projesi de var. 500 milyon dolarlık bu yatırım, Polonyalılar tarafından gerçekleştirliyor. Marincity, yüzde yüz yabancı sermayenin ilk kez konuta gelmesi açısından çok önemli.
Konutta yeni projeleriniz olacak mı?
- Tepe ile ortak başlayacağımız yeni bir projemiz var. Polonezköy-Riva'da bir güzellik köyü kurmayı düşünüyoruz. Burada güzellik merkezinin yanısıra merkezin etrafında evler yapıp, devre tatil şeklinde satacağız. Bu güzellik merkezlerinde selülit ve yağ aldırılabilecek, zayıflama seanslarından yararlanılabilecek.
HAMDİ AKIN
AKFEN Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, 1954 İstanbul doğumlu. Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nden mezun olan Akın, 1977 yılında Akfen'i kurdu. Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı olan Hamdi Akın, MESS Ankara Bölgesi Temsilciler Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi, TİSK Yönetim Kurulu Üyesi, TÜSİAD üyesi. Akın ayrıca TOSYÖV, İKV, ATO ve ASO'da da aktif üye olarak çalışıyor.
Gerçek işadamları çete olayında yok
İşlerinizin büyük bölümünü devletle yapan biri olarak, son zamanlardaki çete olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Telefon hadiseleri önemli. Hangi şartlar altında, nerede ve ne zaman konuşulduğu çok önemli. Siz bana telefon açsanız, 'Ben Alaattin Çakıcı deseniz' herhalde elim biraz titrer, kapatırım. İkincisinde bir daha kapatırım. Ama üçüncüsünde konuşmak zorundayım. Konuşmama şansın var, ama dışarı
çıktığında biri ayağına ya da kalbine ateş eder. Niye Çakıcı'yla konuşmadın diye? Sadece konuştu diye suçlamak yerine, konuşmanın içeriğine bakmak daha doğru diye düşünüyorum. Gerçek anlamda sanayici, gerçek anlamda işadamı, meşruluğunu ve çizgisini hiç bozmamış insanlar bu işin içinde değil. Bir Koç, bir Eczacıbaşı, bir Sabancı bu işte yok. Devletle iş yapan diğer kurumsallaşmış firmalar da yok. İnşallah bundan sonra da çıkmaz.
TÜGİAD ve GYİAD'ın birleşmesi lazım
Genç işadamlarının her ilde dernek kurması doğru mu?
- Biz, Türkiye Genç İşadamları Derneği'ni (TÜGİAD) biraz daha toplumsallaştırmak, Anadolu'ya yaygınlaştırmak, Türkiye'nin genç işadamlarını kapsayan bir dernek haline getirmek istedik. Son beş yılda Şırnak'tan Adana'ya, İzmir'den Diyarbakır'a kadar bir çok ilde yaklaşık 40 ayrı genç işadamları derneği kuruldu. Bu dernekleri güçlendirmek lazım. Bu, bizim bünyemize katmaktan ziyade, TÜGİAD'ın bir üst kurum görevini üstlenmesi şeklinde olabilir. Yerel işadamları dernekleri, yerel sorunlarını ifade etsin ama genel mesajlara geldiğinde tek mesaj verelim.
TÜGİAD ile GYİAD birleşebilir mi?
- Zaten TÜGİAD ve GYİAD, 1986'da Cefi Kamhi ile bazı arkadaşların anlaşmazlığı sonrasında ikiye bölünmüş. Ama bundan sonra tek dernek gibi hareket edebiliriz. Bunun için çok ciddi çaba sarfediyorum. Bu birleşme 99'a kalmaz sanırım. Belki biz TÜGİAD'ı kapatır, GYİAD'a gireriz. Hangisi mantıklıysa onu yaparız. İki derneği birleştirmek için elimden geleni yapacağım.
Paylaş