Paylaş
Ekonomi dar bir yolda hız ve hata kaldırmaz
Borusan Holding Genel Müdürü Agah Uğur, krizin Türkiye ekonomisinde büyük bir tahribata yolaçtığını belirterek, ‘‘Gittiğimiz yol doğru, ama dar bir yol. Bu dar yolda hata yapmaya, hızlı gitmeye imkan yok’’ dedi.
Borusan Holding Genel Müdürü Agah Uğur, Türkiye ekonomisinin kriz nedeniyle büyük tahribat aldığına dikkat çekerek, ‘‘Gittiğimiz yol doğru ama dar bir yol. Bu dar yolda hata yapmaya, hızlı gitmeye imkan yok’’ uyarısında bulundu.
Borusan Holding'in kriz ortamında yabancı iş ortakları Caterpillar (CAT) ve BMW'nin finansal desteği sayesinde nefes aldığını belirten Agah Uğur, ‘‘Yabancılar da bu kez krizin ciddiyetini gördü ve bize destek oldu, finansal konularda bize oksijen sağladılar’’ dedi.
Verimlilik ve istikrar yönünde atılacak ciddi her adımın ekonomiyi iyileştireceğini söyleyen Borusan Holding Genel Müdürü Agah Uğur'la, krizi ve kriz döneminde yapılması gerekenleri konuştuk.
Krizin atlatılması için alınan önlemleri yeterli buluyor musunuz?
- Şubat'tan beri epey yol alındı aslında. Alınan tedbirler, yavaş yavaş kendini gösteriyor. Bir ilaç alındığında hastalık hemen tedavi olmaz. Ekonomide çok ciddi bir tahribat oldu. Bu tahribat henüz tamir edilmedi, ama tedaviye başladı. Kimse artık çok kısa vadede düzelme beklemiyor. Hükümetin, kriz yönetimini kalkınma planı haline dönüştürmesi önemli. Bence eski programdan en büyük farkı bu. Gittiğimiz yol doğru, ama dar bir yol maalesef. Bu dar yolda hata yapmaya, çok hızlı gitmeye imkan yok. Çok zor olan bu dönemi yavaş yavaş aşacağız. Krizi atlatma hedefi olarak ümitli değilim, ama değişmemiz gereken yönde doğru adımları attığımıza ve değişeceğimize inandığım için ümitliyim.
Türk ekonomisi için bundan sonra neler yapılması gerekiyor?
- Verimlilik ve istikrar yönünde atılacak her adım ekonomimizi iyileştirecek. Maalesef kurumlar olarak da, bireyler olarak da çok verimli çalıştığımızı iddia edemeyiz. Devletin sunduğu fırsatların azaldığı bir dönemde, rekabetçi olmayan ve müşterisine sahip çıkmayan hiçbir şirketin ayakta kalma ihtimali yok artık. İhracat yapalım diyoruz ama ihracat yapması gereken kurumlar o kadar zayıfladı ki ihracata gücü kalmadı. Bu bünyeyi heyecanlandırıp ihracat seferberliğine dönüştürmek çok zor. Hükümet altyapıyı hazırlar ve popülist yaklaşımlardan uzaklaşabilirse verimlilik artırılabilir. Yabancı sermaye Türkiye'de çok daha fazla yer almalı. Verimlilik ve istikrarın olmadığı bir ülkeye de stratejik yatırım gelmiyor.
Krizi atlatmanın ne kadar süreceğini düşünüyorsunuz?
- Krizin uzun süreceği kesin. Ama yabancılar Türk iş dünyasının çok dinamik ve problemleri aşabilme yeteneği olduğu görüşünde. Özel sektör kendi başının çaresine bakması gerektiğinin bilincinde. Ama şu andaki tahribat eski krizlere göre daha fazla. İnsanlar ne yapacaklarını da bilemiyor. Mart ve Nisan'da hiç para hareketi olmadı, işler durdu. Kimsenin mal alımına giriş arzu ve isteği olmadı. Endişesi olmayan ve mal alabilecek olanlar da parasını değerlendirmeye çalıştı. Mayıs ayında biraz çark dönmeye başladı. Motor durmuştu, şimdi rolantide çalışmaya başladı ama eski tempoyu yakalamak için ciddi çaba ve zamana ihtiyaç var.
YABANCILARDAN DESTEK GÖRDÜK
Yabancı iş ortaklarınız kriz döneminde size destek veriyor mu?
- Krizde yabancı iş ortaklarımızın büyük desteğini gördük. Distribütörlüğünü yaptığımız CAT ve BMW, krizde önemli finansal destek verdi. Her ikisi de, mevcut stoklarımızın tasfiye edilmesini, siparişlerimizin diğer taraflara yönlendirilmesini, mevcut kredilerimizin uzatılmasını sağladı. Biz genelde CAT ve BMW'nin sistemlerinden borç kullanıyoruz. Bütün bunlar, iç pazardaki daralmayı önlemese de bize oksijen sağladı. CAT, diğer ülkelerde bizim iş makinalarımızın satılmasına yardımcı oldu. BMW de kriz öncesinde verdiğimiz siparişlerin azaltılmasında destek oldu. BMW tarihinde ilk kez taksitle araç sattı krizde. BMW'nin ana şirketi, önemli bir kredi tahsisi yaptı. Biz de bu kredileri Türkiye'deki bankalar aracılığıyla BMW müşterilerine kullandırdık.
Daha önceki krizlerde böyle bir destek gelmiş miydi?
- Hayır, 98 krizinde hem CAT, hem BMW aynı esnekliği göstermemişti. Bence bu kez sorunun büyüklüğünü onlar da gördü. Herkes birşeyler yapıp sorunu çözme moduna girdi.
Borusan krizi dönemini nasıl geçiriyor?
- 2000 yılını iyi geçirmiştik. Kárlı ve büyüdüğümüz bir yıldı. Ancak kriz satın alma gücünün azalmasına ve çok ciddi bir ekonomik istikrarsızlık ve belirsizliğe neden oldu. Özellikle iç piyasa ağırlıklı çalışan iş kollarımızda hacim küçülmesi yaşıyoruz. Ancak Borusan markaları genelde sektörlerinin en güçlü markaları. Krizden rakiplerinden daha güçlü çıkmalarını bekliyoruz. Ana faaliyet konumuz olan çelik işimizde ihracatla krizi fırsata dönüştürüyoruz. Yılbaşında Borçelik olarak hedefimiz yüzde 70 iç piyasa, yüzde 30 ihracattı. Şubat krizinden sonra bunu yüzde 70 ihracat, yüzde 30 iç piyasa olarak değiştirdik.
Ertelediğiniz ya da vazgeçtiğiniz projeler var mı?
- Kriz, Türkiye'nin geleceğine güvenmek ve yatırım yapmak şeklinde özetlenebilecek genel stratejimizi değiştirmemize neden olmadı. Ancak elbette ki, planlarımızda revizyon yaparak, en akılcı, esnek politikalarla koşullara en üst düzeyde uyum sağlamayı hedefliyoruz. Şu anda devam eden yatırım projelerimizi durdurmadık. Ancak zamanlamasını, yeni ortama göre stratejisini, fonlama politikalarını gözden geçirdik.
Bu yılı nasıl tamamlamayı bekliyorsunuz?
- 2000 yılını 900 milyon dolar ciroyla kapattık. Bu yıl ortalama yüzde 15-20 küçülürüz diye tahmin ediyoruz. Ciromuz da 750 milyon dolar civarında gerçekleşir. Çelik işimizde küçülme olmaz, ama otomotivde en az yüzde 30-35, iş makinalarında yüzde 35-40 küçülme olur.
AGAH UĞUR
Borusan Holding Genel Müdürü Agah Uğur, 1957 İstanbul doğumlu. İngiliz Erkek Lisesi ve İngiltere'deki Birmingham Üniversitesi üretim mühendisliğinden mezun. Uluslararası denetim ve danışmanlık firması Touche Ross'un Birmingham, Londra ve Jersey ofislerinde beş yıl çalıştıktan sonra, İngiltere'de ‘‘Institute of Chartered Accountants’’ sınavlarını geçti. Türkiye'ye dönüşünde Arthur Andersen'de iki yıl çalıştı, 1987-1989 yılları arasında Emlak Bankası Mali İşler Grup Müdürlüğü yaptı. 1989'da Borusan Holding'de grup finansmanından sorumlu genel müdür yardımcısı olarak göreve başladı. Daha sonra mali planlama, insan kaynakları ve idari koordinasyon konularından da sorumlu oldu. Uğur, 1995'den bu yana Borusan Holding Genel Müdürlüğü'nü yürütüyor. TÜSİAD, GYİAD, KalDer ve Institute of Chartered Accountants in England & Wales üyesi.
Avrupa'da boru fabrikası arıyor
Boruda Avrupa'daki en büyük üç üretici arasındasınız. Bundan sonraki hedefiniz nedir?
- Ürettiğimiz ürün gamında Avrupa'nın üçüncü en büyük boru şirketiyiz. Mannesmann'la birleşmeden sonra doğalgaz ve petrol boru hatlarında önemli bir yere geldik. Yüksek kaliteli ürün gamında tek tabancayız. Avrupa'da yüksek katma değerli endüstriyel boru üretiminde büyük fırsatlar olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda arayış içindeyiz. Ortaklık ya da satın alma konusunda görüşmelerimiz ve incelemelerimiz devam ediyor.
Özellikle üzerinde durduğunuz ülkeler hangileri?
- İtalya'yı çok iyi biliyoruz, oradaki çalışmalarımız Türkiye'nin ek bir bölgesi gibi. Nakliyede rekabet edebileceğimiz bir ülke. Eski demir perde ülkeleri içinde Avrupa Birliği'ne en hızlı girecek olanlar da olabilir.
Teknoloji yatırımlarına devam
Teknoloji sektöründe yatırımlarınız sürecek mi?
- Geçen yıl üç teknoloji şirketine ortak olduk. Çağrı merkezleri, GSM operatörlerine alt yapı programları sunan şirketimiz için ABD'li bir şirketle işbirliğine sokma çabasındayız. Yeni lisansların verileceği yeni dönemde alternatif telekom operatörü olma arayışındayız. Önümüzdeki beş yılda telekomda 3-5 oyuncudan biri olmak istiyoruz. Sanayi ve işdünyasına kendi iç verimliliklerini artıracak telekomünikasyon ve altyapı hizmetlerini sunmayı hedefliyoruz.
Paylaş