Paylaş
Batıda ekonomiyi çökerten hükümet görevde kalamaz
Siyasi hataların ekonomiye yıkıcı şekilde yansıdığına dikkat çeken Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Başkanı Can Paker, bu kadar büyük hataları yapan ve ekonomik sonuçları böyle olan bir durumu yaratan hükümetin yerinde durmasının yanlış olduğunu söyledi. Peker, ‘‘Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir hükümet yerinde duramaz’’ dedi.
Yapılan bütün siyasi hataların ekonomiye yıkıcı şekilde yansıdığına dikkat çeken Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Başkanı Can Paker, bu kadar büyük hataları yapan ve ekonomik sonuçları böyle olan bir durumu yaratan hükümetin yerinde durmasının yanlış olduğunu söyledi.
‘‘Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir hükümet yerinde duramaz’’ diyen Paker, şu mesajı verdi:
‘‘Türkiye'de öyle bir Siyasi Partiler Kanunu var ki, siyasi partilerin liderleri ve yönetim kadroları kendilerini seçecekleri seçtikleri için bu siyasi partilerin düşmesinin anlamı kalmıyor. Yine aynı adamlar seçilecek çünkü. Halbuki batıda böyle ekonomik bir çöküntüye yol açan bir hükümet hiçbir şekilde yerinde duramaz.’’
TÜSİAD Haysiyet Divanı Üyesi olan Can Paker ile kriz ve yolsuzluk ağırlıklı bir sohbet yaptık.
21 Şubat'la başlayan süreçte neredeyiz?
- Ekonomideki temel sorun yüksek reel faiz, yüksek kamu borcu ve zayıf finans sektörüdür. Bu sorunlar çözülmeden kriz bitmez. Devlet artık içerde borçlanamaz. Özel borçlanır ama ek borçlanamaz hale geldi. Finans sektöründe ciddi bir yapılanma olmadığı takdirde dış kredi de gelmez. Bu program son şanstır. Bu doğru.
Kriz sonrasında yapılması gerektiği halde yapılamayanlar neler?
- Telekom ve Bankacılık sektöründeki yasalar çok gecikti. Kamu ücret sözleşmelerinde anlaşma çok gecikti. Bu söylenmiyor ama IMF'nin ön koşulu. Yapılacak ücret sözleşmelerinin programı bozmayacak seviyede olması, IMF'nin ön koşulu, bu çok iyi ifade edilmiyor. Batık bankalarla ilgili önlem alınmadı, batık bankalar her gün zarar üzerine zarar ekliyor.
Bundan sonrası için tahminleriniz?
- Ekonomi küçülecek. Ekonomi küçülmesi yüzde 3.5 olacak deniliyor. Ama benim inancım yüzde 5. Ama burada çok önemli bir nokta. Ekonomi, artacak olan ihracat ve turizme rağmen yüzde 5 küçülecek. Bu ne demektir? İç talep daha fazla küçülecektir. Ben iç talepteki küçülmeyi yüzde 10 tahmin ediyorum. Bu sanayi mallarına iç talebin inanılmaz düşük olması demektir. Şu anda dış açık sorunu yok. İhracat artarken, ithalat gerileyecek. Uluslararası piyasalarda dış borçlanma yapılması çok zorlaşacak. Çünkü kredi notumuz tabanda. Ben önümüzdeki ekimden önce dış borçlanmaya gidilebileceğini zannetmiyorum. O zamandan sonra da hangi faizle borç veren çıkar bilmiyorum. Döviz kurlarının serbest olması sanayiyi çok ciddi bir sıkıntıya sokacak. Çünkü sözkonusu yasalar acilen çıkmazsa paranın gelmesi gecikecek, döviz artacak. Sanayicinin kur riski inanılmaz boyuta gelecek. Siyasi risk en büyük risktir. Siyasette yapılacak hatalar, çok hızla ekonomiye yansıyacak. Türk ekonomisinin hızlı büyüdüğü zamanlarda ‘‘Siyasiler ne yaparsa yapsın, ekonomi aldı başını gidiyor. Siyasilerin hatalarından etkilenmiyor’’ dönemini yaşadık. Ama bugün tam tersi. Yapılacak bütün siyasi hatalar ekonomiye yıkıcı şekilde yansır.
Ne tür siyasi hatalar yapılıyor?
- Siyasi hata açık olmamaktır. Bence Sayın Bülent Ecevit'in kurultayda bir rakibini konuşturmamasıdır. Kopenhag Kriterleri'ne uymamaktır. Avrupa'ya uzak kalmaktır. Şeffaflık ekonomiyi kontroli için gerekiyor. Bunları yapmamaya direnmek, durdurmaya çalışmak siyasi hatalardır. Türkiye, Batı'ya, Batılı olma angajmanında olduğunu ispatlamak zorundadır. Bence krizin önemli nedenlerinden biri de budur. Türkiye batıya, 'Biz batılı bir ülke olacağız, bunda kararlıyız' imajını verememiştir. 'Biz batıya girelim ama kendi işimize gelen şeyleri tutalım' dedi. Bununla kimseyi kandıramazsınız. Avrupa Birliği'nde istisnai üyelik yoktur. Bu angajmanı batıya göstermezseniz o da size ekonomik açıdan haybeci bakar. Parasını burada değerlendiği sürece tutar. Siyasi hatalar bunlardır.
Siyasi hata yapanların görevlerine devam etmesi doğru mu?
- Bu kadar büyük hataları yapan, özellikle ekonomik sonuçları böyle olan bir durumu yaratan hükümetin orada durması yanlış. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir hükümet yerinde duramaz. Bir başka taraftan bakarsak, çekilse ne olacak? Öyle bir Siyasi Partiler Kanunu var ki, siyasi partilerin liderleri ve yönetim kadroları kendilerini seçecekleri seçtikleri için bu siyasi partileri düşmesinin anlamı kalmıyor. Yine aynı adamlar seçilecek çünkü. Halbuki batıda böyle ekonomik bir çöküntüye yol açan bir hükümet hiçbir şekilde yerinde duramaz. Hükümet düşer, partiler lider değiştirir. Belki yine aynı partiler işbaşına gelebilir ama siyasi sorumlular bunun karşılığını öder.
CAN PAKER
Türk Henkel Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) Başkanı Can Paker, 1942 İstanbul doğumlu. Robert Kolej'den sonra Berlin Teknik Üniversitesi'ni bitirdi. ABD Colombia University'de MBA yaptı. 1971'de üretim mühendisi olarak Türk Henkel'e katıldı. 1975-1984 yılları arasında Türk Henkel üretim müdürlüğü yaptı. 1984 yılından bu yana da Türk Henkel Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü. Paker aynı zamanda Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyezi ve Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi. Paker, İstanbul Sanat ve Kültür Vakfı'nın yönetiminde bulunuyor.
Biraz daha gecikilirse Telekom alıcı bulamaz
Telekom Yasası için ne düşünüyorsunuz?
- Telekom Yasası'nda altın hisse bu işi çözebilecek mi, alıcı bulunabilecek mi? Bunlar önemli çünkü çok geç kalındı. Çünkü Batı'da da telekom firmalarının değeri çok düştü. Teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki, şimdi çok önemli gözüken bir şeyi, kısa süre içinde çok önemsiz hale getirebiliyor. İşin teknisyenlerine sorun. Bugün çok önemli ve çok stratejik gördüğümüz Telekom bir süre sonra önemsiz hale gelecek. Çünkü teknoloji başka yerlere gidiyor. Haberleşmenin etkisini daha kavrayamıyoruz. Biz bilim adamlarının tabiriyle atomların dünyasında, elle tutulur gözlü görülür şeylerin dünyasında yaşıyoruz. Ama artık elektronik ortamda bit'ler gelip gidiyor ve uzayda hacim işgal etmiyor. Dünyada telekom firmaları değer kaybediyor. Bu koşullarla bizim Telekom'u kime satacağımız çok dikkatle izlenmeli.
TESEV'den ikinci yolsuzluk araştırması
TESEV'in yolsuzlukla ilgili araştırması büyük ses getirmişti. Devamı gelecek mi?
- Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) olarak yolsuzluklara ilişkin araştırmamızın ikincisine yakında başlıyoruz. Yolsuzluk araştırmamızın ilki hane halkına yönelikti. İkincisi bürokrat ve işadamlarına dönük olacak. Sanıyorum bu yılın sonunda sonuçlarını açıklayacağız. Amacımız yolsuzlukların nerelerde, hangi yoğunlukta, nasıl olduğunu ortaya çıkarmak. Bunlar ortaya çıktıktan sonra somut olarak alınması gereken tedbirler ortaya konabilir. Ancak yolsuzluklara karşı alınması gereken ilk tedbir devleti ulufe dağıtır durumundan çıkarmak. Devleti ekonomiden çekerseniz yolsuzlukla ilgili çok büyük bir aşamaya gelirsiniz. Bir de hukuk bütün dünyada bireyi devlete karşı korurken, Türkiye'de devleti bireye karşı koruyor. Devleti bireye karşı bu kadar korursanız, yolsuzluk olmamasına imkan yok. Bunu tersine çevirmek lazım.
Paylaş