Nurten Erk: Bağdan, fabrikaya şarabı sevdirme turları başlıyor

Nurten ERK
Haberin Devamı

Doluca Şarapçılık Pazarlama Müdürü Sibel Kutman, ‘‘Türkiye'de şarap kültürünü yaygınlaştırmak ve şarabı sevdirmek için bağ bozumu dönemlerinde, bağdan fabrikaya kadar uzanan özel turlar düzenleyeceğiz’’ dedi.

ŞARAP üreticileri artık sadece büyük otel ve restoranlara değil, direkt tüketiciye ulaşmayı hedefliyor. Aile şirketlerinde yönetimde söz almaya başlayan üçüncü kuşak yöneticilerden Doluca Şarapçılık Pazarlama ve Halkla İlişkiler Müdürü 23 yaşındaki Sibel Kutman, şarabı özellikle gençlere sevdirmeyi planlıyor. Kutman, şarap kültürünü yaygınlaştırmak ve şarabı sevdirebilmek amacıyla bağbozumu dönemlerinde şarabın sıfırdan nasıl doğduğunun anlatılacağı bağ ve fabrika turları düzenleyeceklerini söylüyor.

Sibel Kutman, Türkiye'de bağcılık alanında dünyada İspanya, İtalya ve Fransa'dan sonra dördüncü sırada yer almasına rağmen, üretimde çok gerilerde kaldığına işaret ediyor.

Doluca'nın üçüncü kuşak genç yöneticilerden Sibel Kutman'la şarap kültürü ve şarap sektörünün gelişimi konusunda sohbet ettik.

Üçüncü kuşak olarak şarap sektörüne adım attığınızda ilk olarak neler yaptınız?

- Ailem 76 yıldır bu işle uğraşıyor. Her zaman şarapla ilgili bir iş yapmak istiyordum. Üniversitede dans eğitiminin dışında pazarlama ve şarapçılık konusunda da eğitim aldım. Ailem bana hiçbir zaman gel burda çalış demedi. Kendim istedim. Ama bize çok yol gösterildi. Türkiye'nin önemli toplantılarında Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından tercih edilen gözde şarabımız Sarafin, on yıl süren bir proje sonunda doğdu. Sarafin'in piyasaya çıkmasından bir yıl önce ABD'den döndüm. Sarafin'in üretim sonrasındaki tüm aşamalarında yoğunlaştım. Sonra da şarapların tüketiciye ve müşteriye pazarlanması üzerinde çalışmaya başladım. Müşteriye ve tüketiciye uygulanan politikaları ayırmak önemli bir adımdı. İki yıl öncesine kadar bu ayrım yoktu. Müşteri, oteller ve restoranlardır, tüketici ise direkt satış yaptığımız şarapseverlerdir. İki yıl öncesine kadar biz sadece müşteriye satardık ürünümüzü. Müşteri de tüketiciye satardı. Ama artık tüketiciye de şaraplarımızı tanıtmalıyız.

Bu konuda ne gibi çalışmalarınız var?

- Büyük şehirlerde kim şarap içiyor, kim kalite arıyor, kim meraklı çok güzel bir databankımız oluştu. Tanıtımlarımızı, pazarlama stratejilerimizi bunları baz alarak yürütme imkanı doğdu. Türkiye'deki ilk şarap firması olmamızın getirdiği bir güven var. Bunu sarsmamak lazımdı. Ama sektör çok dinamik ve hızla gelişiyor. Sektördeki bu dinamiği yakaladığımızı hissettirmemiz lazım. İnternette bir sayfamız var. Şarap konusunda eğitim seminerleri düzenleyeceğiz. Bağ bozumu dönemlerinde şarap gezisi yaptırmak için de çalışmalara başladık. Üzüm bağlarından başlayacağız gezimize. Şarap tadımları yaptırtacağız, fabrikayı gezdireceğiz. Şarap turumuza katılanlar üzümün bağda yetiştirilmesinden şarap haline gelişine kadar bütün aşamaları görecekler. Artık nihai tüketiciye ulaşmak çok önemli. Bunun için bir de şarap kitabı hazırlattık. Gençler hedef kitlemiz içinde önemli bir ağırlığı oluşturuyor.

Doluca'nın yurdışındaki konumu nasıl?

- Dünyada şarap üretimi yılda 25.7 milyar litre. Dünyada bağcılıkta dördüncü ülke olmasına rağmen Türkiye'nin yıllık üretimi ise 50 milyon litre, ihracatı ise 3 milyon litre. Doluca olarak üretimimiz 10 milyon şişe. Bunun 2 milyon şişesini ihraç ediyoruz. Türk şarabının yurtdışındaki en iyi içicileri ise oralarda yaşayan Türkler ve daha önce Türkiye'ye gelerek şarabımızın tadını alan turistler. Almanya başta olmak üzere Fransa, İngiltere, Hollanda, Danimarka, Belçika ve Kıbrıs'a ihracatımız var. Ufak ufak Japonya'ya da ihracata başladık.

Türk şarabının yurtdışında rekabet şansı var mı?

- Türkiye'nin şarap ihracatında olması gereken yer çok başka. Örneğin İtalyan üreticileri bugün birleşerek ve hükümetle işbirliği yaparak şarabını dünyaya tanıtıyor. İtalyan şarabı imajı oturtuluyor. Biz ise hala tek tek firmalar olarak uluslararası kulvarda bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Karşımızda ise tek tek üreticiler değil bir ülke oluyor. Bizim de Türk üreticileri olarak birleşmemiz ve hükümetin desteğini alarak Türk şarabının dünyada tanıtımını yapmamız gerekiyor. Türkiye'de çok fazla üretici yok aslında ama birlik ve dayanışma da yok.

Yılda bir şişe şarap içiyoruz

Doluca’nın

76 yıllık etiketi değişiyor

Türkiye'de şarap tüketimi hangi düzeyde?

- Türkiye'de kişi başına yıllık şarap tüketimi 0.75 litre, yani bir şişe. Bu rakam Fransa'da 67 litre, Paris'te 90 litre. İtalya'da kişi başına yıllık şarap tüketimi 62 litre, Almanya'da 26 litre.

* Şarap seçiminde ve içiminde neler önerirsiniz?

- İnsanlar kendi içecekleri şarabı kendileri seçmeli. Kural ve kaideleri çok katı kabullenmemek lazım. İnsanın kendisini dinlemesi, içtiği ve hoşlandığı şarabın nesini beğendiğine karar vermesi önemli. Ama yine de beyaz sek şarapların ısısı 7-10 derece, aromatik beyaz şaraplar ve rose şarapların ısısı 8-12 derece, hafif ve aromatik kırmızı şarapların ısısı 15-16 derece, yıllanmış kırmızı şaraplar 18-20 derecede içilmelidir.

Sektördeki değişimi yakaladığınızı nasıl hissettireceksiniz peki?

- Tüm mamüllerin etiketlerini değiştiriyoruz. 76 yıldır kullandığımız etiketler bir yıl içinde değişecek. Şu anda etiketlerin birinde Doluca yazısı sağda, birinde solda, birinde aşağıda. Üstelik fontları da birbirinden farklı. Bunun değişmesi gerekiyordu. Şarapseverler Nevşah'ı biliyor ama onu Doluca'nın ürettiğini bilmiyor. Çünkü Doluca etikette çok küçük. Müşteri rafa baktığında o ürünün bizim olduğunu, hatta şarabın içeriğini ve fiyatını bile anlayabilsin istedik. Şubat'tan itibaren yeni etiketli ürünler piyasaya çıkmaya başlayacak. Etiketlendirmede tonlama sistemini seçtik. Şarap ne kadar genç ve içimi ne kadar rahatsa etiketi beyaz, sonra kremleşiyor. Ton koyulaştıkça şarabın eskimişliği de anlaşılacak.

SİBEL KUTMAN

Doluca Şarapçılık Pazarlama ve Halkla İlişkiler Müdürü Sibel Kutman, 1977 İstanbul doğumlu. 1992 yılında Robert Kolej'den mezun olan Kutman, 1992-1996 yılları arasında ABD'de Wesleyan University'de dans ile birlikte, şarap ve şarap pazarlamacılığı konusunda da eğitimini sürdürdü. 1995-1997 yılları arasında New York'ta profesyonel danscılık yaptı. 1997'de Türkiye'ye dönerek aile şirketi olan Doluca Şarapçılık'ta çalışmaya başladı.

Yazarın Tüm Yazıları