Çevre Kanunu nedeniyle sattıkları motor yağının yüzde 12’sini toplamak zorunda olan madeni yağ üreticileri, kullanılmış motor yağının atıklarını toplamakta zorlanıyor.
BP Türkiye ve Hazar Bölgesi Madeni Yağlar Direktörü Fikret Şen, ‘Yağ sattığımız devlet ve belediye kurumları bile bize kullanılmış ürünü geri vermeye yanaşmıyor’ diyor.
AVRUPA Birliği yolunda ilerleyen Türkiye’de bazı sektörler üzerlerine düşen görevleri yapmakta zorlanıyor. Çevre Kanunu ile sattıkları motor yağının yüzde 12’sini toplamak zorunda olan madeni yağ üreticileri, kullanılmış motor yağının da piyasada para etmesi nedeniyle atıklarını toplamakta zorlanıyor. BP Türkiye ve Hazar Bölgesi Madeni Yağlar Direktörü Fikret Şen, ‘Çevre Bakanlığı sattığımız motor yağının bir bölümünü toplamak ve usulüne uygun yok etmek ve bunu belgelemekle yükümlü tutuyor, ancak bu malı sattığımız devlet ve belediye kurumları bile bize kullanılmış ürünü geri vermeye yanaşmıyor’ diyor. Kullanılmış motor yağının yakıldığında enerji vermesi yüzünden piyasada ekonomik değeri olmasına işaret eden Fikret Şen, sektörün geri toplama için 2 milyon YTL’lik (2 trilyon liralık) bütçe ayırmak zorunda olduğunu söylüyor. Fikret Şen, motor yağının çimento fabrikaları gibi yüksek ateşli fırınlarda yakılarak enerjiye dönüştürülmesinin şart olduğunu belirterek, ‘Aksi takdirde kullanılmış motor yağı, hem insana, hem çevreye büyük zarar verebilir’ uyarısında bulunuyor. Tüm kurum ve kuruluşların bu ürünün geri dönüşümü konusunda gereken özeni göstermesinin çevre ve insan sağlığı açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Fikret Şen ile atıkların toplanmasının yanı sıra sektörün sorunlarını ve BP’yi konuştuk.
Sektörünüz için hayati önem taşıyan konular neler?
- Bir yıl önce yeni bir Çevre Kanunu çıktı. Atık yağlarla ilgili bu yeni düzenlemeye göre, artık üretilen ve satılan motor yağlarının belli bir oranda toplanması ve Çevre Bakanlığı’nın öngördüğü şekilde bertaraf edilmesi gerekiyor. Bugün motordan çıkan yağlar ya sağa sola doğaya zarar verecek şekilde dökülüyor, atılıyor ya da tamirhanelerde toplanıyor. Atölyelerde veya sobalarda yakılıyor. Motor yağının kalori değeri oldukça yüksek, ancak sobalarda yakılan motor yağları çevreyi, havayı son derece fazla kirletiyor. Çünkü kontrollü bir yakım yok. Bunu önlemek için de Çevre Bakanlığı, belli bir toplama ve Usulüne Uygun Bertaraf Standardı getirdi. Ama bunu bugün uygulayamıyoruz.
Usulüne Uygun Bertaraf Standardı neleri içeriyor?
- Atık motor yağlarını toplayıp kontrollü bir şekilde yakarak enerjiye dönüştürebilirsiniz. İzmit’te belediyenin bir tesisi var. Yağı buraya verdiğinizde yakarlar ve İzmit’in elektrik ihtiyacının bir bölümünü karşılarlar. Bunun dışında çimento fabrikalarında yakıp yine enerji olarak kullanabilirsiniz. Madeni yağın çevreye zarar vermemesi için yüksek ısıda yanması gerekiyor ki bu da ancak çimento fabrikalarının fırınlarında söz konusu.
Siz bu konuda neler yapıyorsunuz?
- Bir senedir sattığımız malların bir bölümünü geri almaya çalışıyoruz. Büyük miktarda madeni yağ tüketen yerlerden başladık. Belediyeler, ordu kurumları, devlet kurumları, filo müşterilerimiz, yağı sattığımız servisler vs. Ama Türkiye’de kimse atık yağını geri vermek istemiyor. Çevre Bakanlığı bize diyor ki ‘Bu yağı üretiyorsan, satıyorsan mutlaka geri alacaksın, geri aldığını belgeleyeceksin, bunu lisanslı bir yerde yaktığını ispat edeceksin’ diyor. Ama diğer tarafta mal sattığınız belediye veya devlet kurumu bile atık yağını size vermiyor. Bu malları geri alamıyoruz, çünkü piyasada ekonomik değeri var.
Geri toplamanın sektöre maliyeti nedir?
- Bu malı geri toplamanın bize çok ciddi maliyeti var. Gelecek sene bu toplamanın sektöre maliyeti 2 milyon YTL. (2 trilyon lira) olacak. Toplam motor yağının yüzde 12’sinin geri toplanması gerekiyor. Bu her yıl da artacak. Bir gün gelecek yüzde 50’sini toplamamız gerekecek. Ama hiç kimse bu motor yağının çevreye verdiği zararların farkında değil, bu yüzden de malı geri vermek gibi bir motivasyonları yok.
Kullanılan motor yağının toplanmamasının doğuracağı zararlı sonuçlar neler olabilir?
- İnsanlar kullanılmış yağın hem çevreye, hem insan zağlığına verebileceği zararın farkında değil. Bu yağın kanserojen özelliği var, deriye değdiği zaman deri kanseri yapma riski var. Toprağa döküldüğünde veya kanalizasyon sistemine gittiğinde tüm yeraltı sularını kirletme riski var. Yakıldığı takdirde de çok ciddi şekilde havayı kirletip emisyon riski var.
2004’te sektör yüzde 3 büyüdü
2004’ü nasıl geçirdiniz?
- Piyasa ilk 6 ayda gayet iyi bir çıkış trendi yakaladı. Fakat 6’ıncı ayın sonundan itibaren de çok ciddi durgunluk dönemine girdi. Geneline baktığımızda 2004 yılında sektörde yüzde 2-3 bir büyüme yaşandı. Sektör açısından çok parlak bir yıl değildi, ama kötü bir yıl da olmadı. Bizim için hedeflerimize büyük ölçüde ulaştığımız bir yıl oldu.
Türkiye’de yılda 360 ton madeni yağ tüketiliyor
Madeni yağ sektörünün büyüklüğü ne kadar?
- Türkiye’deki toplam madeni yağ sektörünün 350-360 bir ton civarında olduğunu hesaplayabiliyoruz. Bunun çok büyük bir kısmı uluslararası veya ulusal büyük bankalar tarafından paylaşılmış durumda. Daha ufak bir kısmı da merdiven altı olarak tabir edebileceğimiz bazı firmalar tarafından paylaşılıyor.
Bu sektörde merdiven altı üretim nasıl oluyor?
- Bir varil içinde biraz gaz yağı, biraz katıkla yaptıkları karışımları, hiç bir kalite kontrol olmaksızın bir takım kutulara doldurup piyasaya veriyorlar. Hatta bunu bizim kutularımızı kullanarak bile yapıyorlar. Bunlarla mücadele etmek çok kolay değil. Çoğunun vergi kaydı yok. Hammadde kaynakları belli değil, teknoloji, kalite kontrolü zaten yok. Yeni kanun madeni yağ üreticilerine ve pazarlayanlara sorumluluklar getiriyor.
FİKRET ŞEN
BP Türkiye ve Hazar Bölgesi Madeni Yağlar Direktörü Fikret Şen, 1963 İstanbul doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden mezun. 1988’de BP’de Akaryakıt Bölümü’nde işe başladı. 1992’den itibaren Madeni Yağlar Grubunda çalıştı. 1995’de gittiği Belçika’da iki yıl BP Avrupa Madeni Yağlar Lojistik koordinatörü olarak görev yaptı. Türkiye’ye döndüğünde Mobil ile ortaklığın kuruluşunda ve yönetiminde yer aldı. Mobil ile ortaklığın sona ermesi safhasında BP Madeni Yağlar’ı yeniden kurmak üzere görevlendirildi. BP - Castrol birleşmesini gerçekleştirdikten sonra 2001’de İngiltere’ye gitti. Üç yıl İngiltere’de, Türkiye’nin de içinde bulunduğu iş ünitesinde, Strateji ve İş Geliştirme Müdürlüğü yaptı. Mart 2004’de BP Türkiye ve Hazar Bölgesi Madeni Yağlar Direktörlüğü’ne atandı.