Köylü tek tavuğunu bana yedirdi Bosch Türkiye’de 40 yılım geçti

ALMAN Bosch’un Türkiye’ye girişi nedeniyle İstanbul’a geçici görevle gelen Heinz Gebauer, üç yıllığına ve biraz da gönülsüz geldiği Türkiye’de yaşadıkça, Türkleri tanıdıkça bir türlü ayrılmak istememiş.

40 yıl önce olumsuz fikirlere sahip olarak Türkiye’ye gelen 66 yaşındaki Gebauer, bugün Türk gibi yaşıyor, hatta Türk gibi düşünüyor. Türkiye’ye yerleşme kararı almasında ise yolda kaldığında kendisine yardım eden, tek tavuğunu keserek kendisini ağırlayan bir Niğdeli köylünün misafirperverliği etkili olmuş.

DÜNYACA ünlü Almanya merkezli Bosch markasının Türkiye’ye girişi nedeniyle İstanbul’a geçici görevle gelen Alman Heinz Gebauer, Türkiye’ye ve Türklere aşık bir üst düzey yönetici. Türk iş dünyasında ’Mr. Bosch’ diye anılan Heinz Gebauer, üç yıllığına ve biraz da gönülsüz geldiği Türkiye’de yaşadıkça, Türkleri tanıdıkça bir türlü ayrılmak istememiş. Gelen yeni görev tekliflerini terfi bile olsa kabul etmemiş. 40 yıl önce olumsuz fikirlere sahip olarak Türkiye’ye gelen 66 yaşındaki Gebauer, bugün Türk gibi yaşıyor, hatta Türk gibi düşünüyor. Türkiye’ye yerleşme kararı almasında ise yolda kaldığında kendisine yardım eden, sonra da tek tavuğunu keserek kendisini ağırlayan bir Niğdeli köylünün misafirperverliği etkili olmuş. Emekli olup 1 Aralık’ta Türkiye’ye veda etmeye hazırlanan Bosch El Aletleri Ülke Satış Direktörü Heinz Gebauer, çok güzel bir Türkçe ile konuşmakla kalmıyor, Türkiye ve Türkler’den ’Biz’ diye söz ediyor. Bosch El Aletleri Ülke Satış Direktörü Gebauer’le Bosch’un /images/100/0x0/55eb440ff018fbb8f8b60aaeTürkiye’deki gelişimini, renkli anılarla dolu yıllarını konuştuk.

ALMANYA’DA BUNU YAPAMAZDIM

Türkiye’ye ilk ne zaman geldiniz?


- Almanya’dayken en büyük hedefim yurtdışında çalışmaktı. Babam Ruhr’da görevliydi, çevremdeki 10 kişiden 8’i madene giderdi. Okul günlerimde 800 metre madenin altına indim. O gün karar verdim, kesinlikle madene inmeyecektim. Steno ve daktilo öğrendim. 17 yaşımda gençlerde hızlı daktilo yazmada dünya şampiyonu oldum. Okulu bitirdikten sonra öğretmenlik yaptım. Bosch’da çalışmaya başladıktan sonra 1967 yılında Güney Afrika’ya gitmem gündeme geldi, bu görev sonradan Türkiye’ye çevrildi. Ama benim Türkiye’ye gelme konusunda çekingenliğim vardı. O yıllarda Türkiye hakkındaki fikirlerim olumlu değildi.

Geçici olarak geldiğiniz Türkiye’ye yerleşmenizde neler etkili oldu?

- İnsanların misafirperverliğini, yakınlığını gördüm. Meslek icabı burası yaratıcılığımı da kullanabileceğim bir yer oldu benim için. Almanya’da bunu yapamazdım. Bosch adına kararı ben veriyordum, riski ben alıyordum zararı da ben çekiyordum. Bosch’un Türkiye mümessili olan Mengerler ile Türkiye’de fabrika kurulması için çalışmalara başladık 1969’da. 1971’de Bursa’daki Bosch’u kurduk. Anadolu’da otomotiv için bayi teşkilatı kurduk.

TEK TAVUĞUNU BANA YEDİRDİ

Türklerin misafirperverliğine ilişkin yaşadığınız bir olay oldu mu?


- İki yıl tatilimi de Türkiye’de geçirdim. Arabayla 15 günlük Türkiye turuna çıktım. Yollar çok bozuktu. Niğde yolunda yolda kaldım. Ağustos ve çok sıcaktı. Yanımdan bir kamyonet geçti, aracımda sorun olduğunu anlayınca geri döndü. Aracımı kamyonete bağlayıp çekti. Sonra halat koptu ama şoför farketmedi. 20 kilometre sonra farkettiğinde geri geldi ve beni yeniden çekmeye başladı. Arabam hemen yapılamadı. Otel yoktu. Şoför beni evinde ağırladı, bahçesindeki son tavuğunu benim için kesti. Böyle bir olayı unutmak zordu.Türkiye’de kalma kararı almam da bu olayın çok etkisi oldu.

TÜRKİYE’DEN GİTMEM ANLAŞMASI

Üç yıl dolunca Türkiye’de nasıl kalabildiniz?


- Fabrika yatırımı sırasında üst yönetimle ilişkilerim arttı. Fabrika nedeniyle görev süremi 3 yıldan zaten 5 yıla çıkarmışlardı. Üretime geçtikten sonra satış, servis, bayi ağını da kurmak gerekiyordu. Türkçe biliyorum diye benim bir 5 yıl daha kalmamı istediler. Zaten Türkiye’ye gelmek isteyen kimse de çıkmadı o yıllarda. 15 yılımı doldurduktan sonra da satış rakamlarımız yükseldi ve biraz daha kalmamı istediler. Ben de ’Kalırım, ama artık beni başka ülkeye göndermeyin anlaşması’ yaptım. 80’lerden sonra Türkiye’ye gelmek isteyenler arttı ama bu kez ben Türkiye’yi bırakmadım ve emekliliğime kadar burada kaldım.

Pişman olunca yurtdışına gittim, özleyip döndüm

Türkiye’ye yerleştikten sonra pişman olduğunuz dönemler var mı?

- Zaman zaman Türkiye’de olmaktan dolayı pişman olduğum anlar da oldu, ama bu kısa bir dönem sürüyordu. Böyle hissettiğimde yurtdışına çıkıyordum, Aslında en iyi tedavi bu, her seferinde Türkiye’yi özleyip döndüm. Ama hala trafikte emniyet şeridinde gidenleri hazmedemiyorum.

Biz Türkiye olarak AB’ye zaten gireceğiz

Bugün baktığınızda Türkiye’yi nerede görüyorsunuz?

- Biz Türkiye olarak çok iyi bir durumdayız. Yeni ve aktif bir jenerasyon geliyor, çok olumlu düşünüyorum. Türkiye Nato üyesi ve Türkiye Cumhuriyeti en büyük değeri. Türkiye’nin serbest ekonominin kurallarını harfiyen uygulaması gerekiyor. Bizim tek yolumuz serbest ekonomi. Avrupa Birliği’ne zaten gireceğiz, bizi alacaklar diye düşünüyorum.

85 kişiyle yola çıktık bugün 10 bini bulduk

40 yıl önce yeni bir organizasyon kurarken neler yaşadınız?

- Türkiye’de sistem çok değişik. Devlet Planlama Teşkilatı’ndan izin alabilmek için bile çok uğraştık. Başarabileceğimize inandık ve bunu Almanya’ya da bu şekilde aktardık. 85 kişiyle yola çıktık, bugün Bosch Türkiye’de 10 bin kişi çalışıyor. 1967’de 95 bin metrekare arsa aldık, fabrikayı 10 bin metrekare üzerine kurduk. Bursa’da o yıllarda otomotiv sanayi yeni kuruluyordu. Bu binek vasıtaları kim alacak diye merak ediyorduk. Bize de zaten bu arsa çok büyük deniliyordu, ama bugün tamamı kullanılıyor. Türkiye otomotiv sanayiinde lider oldu, yan sanayii de hızlı gelişti. Ben 1990’dan sonra Bosch’un el aletlerine odaklandım.

Emeklilik günlerini Türkiye’de geçiremeyecek diye gözleri doluyor

TÜRKİYE’de yıllar önce ayrıldığı Alman eşinden 36 yaşında bir oğlu olan Heinz Gebauer, 40 yıl sonra Almanya’ya dönmenin heyecanını ve Türkiye’den ayrılacak olmanın getirdiği hüzünü birarada yaşıyor. Emeklilik günlerinde Türkiye’de neden kalamayacağını ise gözleri dolarak şu cümlelerle dile getiriyor: "Türk iş dünyası Bosch’daki en eski yönetici olarak bana saygı gösterip, önceliği bana veriyor. Türkiye’de kalırsam emekli de olsam bunun süreceğini hissettim, ama iş anlayışım gereği böyle olmamalı."

Bayi adayımız oda tutup bizim için otele çevirdi

HEINZ Gebauer’in Türk misafirperverliğine ilişkin bir tatlı anısı da Şanlıurfa’dan: "İlk geldiğim yıllarda Urfa’dan bize Bosch için bir servis ve bayilik talebi vardı. İncelemek için gittik, adayımız bizi evinde ağırlamak istedi ama iş görüşmesi için gittiğimiz kişide kalamazdık. Bunu kendisine söyledik. Meğerse Urfa’da otel yokmuş. Urfalı bayi adayımız çarşıda iki oda kiralamış, boyayıp döşemiş ve bizi orada yatırdı."

Tenis oynarım golf delisiyim

UZUN yıllar tenis oynamadan ofise gitmeyen Heinz Gebauer, akşamları da yürümeyi tercih ediyor. Haftasonları mutlaka golf oynayan Gebauer, "Tam bir golf delisiyim. Çok uyumlu ve Türk işdünyasının önde gelen isimlerinden oluşan bir arkadaş grubumuz var" diyor. Emekliliğinde de sık sık İstanbul’a gelip gitmek istediğini söyleyen Gebauer, golf oynayarak dünya turu yapmayı da planlıyor.

HEINZ GEBAUER

Bosch Elektrikli El Aletleri Ülke Satış Direktörü Heinz Gebauer, 1941 Almanya doğumlu. Edebiyat ve İngilizce Tercümanlık Yüksekokulu mezunu. Almanya’da Volkswagen temsilciliğinde satış ve finans bölümünde stajyer olarak çalıştıktan sonra 1964 yılında Bosch İhracat bölümünde müdür asistanı olarak işe başladı. 1967’de Dizel Magnet-AV, İstanbul Türkiye mümessilliğinde Bosch’u temsilen görev aldı. 1988’de Robert Bosch Motorlu Araçlar Yan Sanayi ve Ticaret’te Türkiye Satış Direktörü oldu. 1990’dan bu yana Bosch Sanayi ve Ticaret Elektrikli El Aletleri departmanı Ülke Satış Direktörü. İngilizce, Fransızca ve Türkçe biliyor.
Yazarın Tüm Yazıları