YAŞAR Holding Başkan Vekili Feyhan Kalpaklıoğlu, 2001'de krize rağmen gıda ve içecekte işlerin iyi gittiğini belirtti. Kalpaklıoğlu, böylece 2001 yılını hedeflerine yakın düzeylerde kapatacaklarını söyledi. Kalpaklıoğlu, ‘‘2002 toparlanma yılı olacak’’ dedi.
TÜRKİYE'nin 2001 yılını olağanüstü ekonomik şartlar içinde geçirdiğine dikkat çeken Yaşar Holding, krizlere Yaşarbank'ı kurban vermesine rağmen 2002 yılına umutla bakıyor. Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Feyhan Kalpaklıoğlu, 2002 yılının Türkiye ekonomisi için bir toparlanma ve büyümelere hazırlık yılı olacağına inandıklarını söyledi.
2002'de planlanan büyümenin mutlaka kontrollü ve sürdürülebilir olmasına dikkat edilmesi uyarısında bulunan Feyhan Kalpaklıoğlu, ‘‘Kasım, Şubat krizleri ile 11 Eylül olaylarına rağmen IMF'den taahhüt edilen ek kaynak imkanı, Türkiye'nin mutlaka düzlüğe çıkacağının işareti olarak algılanmalı’’ dedi.
Kasım 2000'de başlayan ekonomik krizin, Şubat 2001'de uygulanan ekonomik programın çökmesiyle zirveye ulaştığını hatırlatan Kalpaklıoğlu, şöyle devam etti:
‘‘Dalgalı kur rejimine geçişle birlikte yaşanan yüksek oranlı devalüasyon bütün dengeleri alt üst etti. Bankacılıktaki sıkıntılar dalga dalga reel sektöre yansıdı ve ekonomi küçülme sürecine girdi. Ekonomide talep düştü, güven sarsıldı ve bugün yaşadığımız süreç ortaya çıktı. Ancak Türkiye, 2001'de pek çok önemli reformu anayasal ve yasal düzeyde gerçekleştirdi. Şimdi sıra, bir çok problemin kaynağı olan kamu kesiminde yapılması düşünülen küçülmede. Hükümet, planladığı gibi, gerekli tasarrufları çok ciddi biçimde yapar ve özelleştirme, ihale kanunu gibi sıradaki reformlara devam ederse, 2002 yılı genel beklentilerin çok ötesinde ve olumlu olarak gerçekleşebilir.’’
GIDA ŞANSLIYDI
Feyhan Kalpaklıoğlu, Türkiye'nin tüm ekonomik olumsuz şartlarına rağmen Yaşar Topluluğu'nun 2001 yılını bütçe ve plan hedeflerine yakın seviyelerde tamamlayacağını söyledi. Kalpaklıoğlu, özellikle gıda ve içecek sektöründe faaliyet gösteren grup şirketlerinin, uygulanan tedbirler ve sektörün özelliği nedeniyle krizden çok fazla etkilenmediklerini belirtti.
‘‘Pınar’’ markasıyla üretim ve satış yapan grup şirketlerinin, kriz yılı 2001'de, 2000 yılı seviyelerinde bir performans gösterdiğini kaydeden Kalpaklıoğlu, genel ekonomiye endeksli olan boya ve kimya sektöründeki şirketlerin ise aynı performansı gösteremediğini vurguladı.
Kriz nedeniyle yatırımların ertelendiğini ve mevcut kapasitelerin kullanımına ağırlık verildiğini söyleyen Kalpaklıoğlu, ayrıca tüm gider kalemlerinde tasarrufa gidildiğini belirtti.
Türk Tuborg'daki Yaşar hisselerinin yüzde 47'sinin Danimarkalı Carlsberg şirketine satıldığını hatırlatan Feyhan Kalpaklıoğlu, ‘‘Bu satışla Türkiye'ye önemli miktarda yabancı sermaye girdi. Bu kaynağı Yaşar Grubu olarak temel faaliyet alanı kabul ettiğimiz ve lider pozisyonda olduğumuz gıda ve boya sektörlerinin gelişimine tahsis ettik’’ diye konuştu.
Yaşar'ın kriz reçetesi
Nakit yönetimine dayalı önlemler hızla hayata geçirildi.
Stoklar ve alacaklar sürekli izlendi.
Risk yönetimine önem verildi.
Verimlilik artışı hedeflendi.
Tüm gider kalemlerinde tasarrufa gidildi.
Tüm şirketlerde faaliyet kárı hedeflendi.
Yatırımlar ertelendi.
Mevcut kapasitelerin kullanımı sağlandı.
Gruba giren yabancı sermaye, temel faaliyet alanları gıda ve boya sektörlerinin gelişiminde kullanıldı.
2002 yılından umutlu
YAŞAR Topluluğu, 2002 yılına olumlu beklentilerle giriyor. Feyhan Kalpaklıoğlu, 2002'de Türkiye'nin yeniden büyüme trendine geçmesini bekliyor. 2001'de önemli ölçüde daralan boya ve kimya sektörünün genel ekonomide beklenen iyileşmeye paralel, hatta daha hızlı olarak toparlanacağını tahmin ediyor. Gıda sektörünün istikrarlı büyümesini 2002'de de sürdürmesini bekleyen Kalpaklıoğlu, yüksek oranlı devalüasyonun etkisiyle 2001'de gerileyen gıda ürünleri ithalatının, 2002'de de aynı trendi sürdüreceğini düşünüyor. 2001 yılında uygulanan tedbirlerin 2002'de de devam edeceğini belirten Kalpaklıoğlu, ‘‘Gelecek yıl için planlanan büyük yatırımlarımız yok. 2002 yılı yeniden toparlanma yılı olacağı için, yine mevcut kapasitelerin kullanılması suretiyle büyüme sağlanacak’’ diyor.