Paylaş
BU benzersiz maçın tarihini değiştirmeye kalkanları, omuz omuza verip diz çöktüren Göztepeliler ve Karşıyakalılar’dı onlar...
Bir yerlere mesaj göndermek adına hep bir ağızdan söylenen İzmir Marşı’yla başladı...
Olayları su kaldırır, tribün şovları eşsiz ve anlamlı, hiç yakışık almayan küfürleri bile yer yer kreatifti...
İki ekibin de temkinli olmasını beklediğimiz 90 dakikada da aksine muhteşem başladı...
Önce nefis gollerle Karşıyaka’nın borusu öttü, ardından karambollerle Göztepe sazı eline aldı...
2-2 gittiler soyunma odasına...
İkinci yarı... Tavşanlı’nın 3, Ankaragücü ve Kartal’ın 1 puan almasıyla galibiyet baskısı artan Göz-Göz can havliyle saldırıyor, Buca ve Bolu’nun yenildiği haftada ‘beraberlik bana yeter’ düşüncesine kapılan Kaf-Kaf ezeli rakibinin hatasını kolluyordu...
Her şey güzeldi sözün özü... Atmosferi, tribünleri, heyecanı, futbolu, temposu, golleriyle 10 numara derbiydi.
Ta ki hakem Hüseyin Sabancı’nın ayarı kaçıncaya kadar...
Ufak tefek hataları görmezden gelinirdi, top-el ilişkisi tartışılır Sercan’a gösterdiği kırmızı kartta unutulurdu...
Ama önce verip sonra iptal ettiği gol... Gösterdiği ikinci kırmızı... O artist tavırları... Futbolcuya, teknik adama tepeden bakışları...
Daha ilk yarıda aynı kötü düdük ve kartlarla Şanlıurfalıları sahaya indiren o değil miydi? 90 dakikayı tamamlayamama vukuatı olan bir hakemin, en küçük kıvılcımın alevlere dönüşebileceği Göztepe-Karşıyaka derbisinde ne işi vardı?
Göztepe’nin de ona ihtiyacı yoktu. Maçın önüne geçip, Göztepe’nin de galibiyetini gölgeledi.
Renk cümbüşünün içinde kara bir leke gibi durdu... Güzelim maçın içine etti...
Bir parantez de Şaban’a... Anlıyorum... Dün öyle önemli bir iş yaptı ki; Göztepe’ye geldiğinden düne üzerindeki basiretsizlikten kurtuldu, takımını, teknik direktörünü de ipten aldı... Bu genç arkadaşa önerim Beşiktaş-Fenerbahçe maçını bir izlesin... Niang’ın eksi takımına attığı ve attırdığı gollerden sonraki tavırlarını irdelesin... O zaman daha iyi bir futbolcu olacaktır.
Paylaş