Paylaş
DÜN saat 18.59’da birileri çıkıp da “Bu maç oynanmasın, berabere tescil edilsin” dese, benim de, Cihat Hoca’nın da, tüm KSK’lilerin de itirazı olmazdı herhalde...
Maçı Fanatik Gazetesi’nin usta kalemi Haşim Şahin’le birlikte izledik Hürriyet Ege Tesisleri’nin 6. katında... İstanbul’dan İzmir’e göçme kararı alan abimin de İzmir takımlarının maçlarında en az benim kadar “3 puan” gönüllüsü olduğunu hissettim. İkinci yarının ortalarıydı... Oturduğu koltuktan kalktı, çapraza geçti. “Hayırdır abi” dedim, “Uğur olsun” yanıtı aldım... Çok geçmedi, Karşıyaka’nın seri golleri geldi...
Maç boyunca, Haşim abi hakem Serkan Çınar’ın kötü niyetine dikkat çekti durdu. “Bak bak” dedi, korner atmak için köşeye giden Fatih Şen’in kafasına gelen cisimle yere yığıldığı anda. Ben “Fatih’e ne oldu” diye pür dikkat kesilmişken, o hakemin tribünden atılan yabancı maddeyi nasıl ayağının altına alıp görünmez hale getirdiğini gözlemişti. Az sonra kaleci Necati de aynı akıbete uğramış, yine o yabancı maddeyi ekran başındaki dikkatli gözler dışında gören olmamıştı.
Dakika 89’du... İkinci 45’te yıldızlar topluluğu Rizespor’un tek bir pozisyonu bile yoktu ve Karşıyaka 2-1 öndeydi... Dalmat’nın faule maruz kaldığı orta sahadaki zararsız gibi görünen bir pozisyonda, hakem Rizespor lehine serbest atış kararı verdi. O top sağ kanatta Jallow’un ayağına geldi. Onun ortası savunmadan sekip kornere çıktı. Orhan’ın ortasında Jallow kafayla indirdi. Kalu Uche sağ eliyle önüne yumuşattı, gol vuruşunu yaptı...
Hakem Serkan Çınar her şeyi, herkesten çok daha iyi görebilecek bir noktadaydı. Yardımcısı Hakan Yemişken’in gözünden kaçması da mümkün değildi...
Bu golü geçerli saymak, hakem hatası değil düpedüz günah işlemektir... Emek hırsızlığıdır... Mesleki ahlaksızlıktır...
Dönelim ilk fikrimize. Böyle bir deplasmanda beraberlik iyidir... Hem alınmış 1 puandır, hem de rakibe kaybettirilmiş 2 puan...
Ama emek hırsızının çaldığı galibiyet, artı 3 eksi 3 puan...
Tek kelimeyle ayıptır, günahtır...
Paylaş