Paylaş
Buralarda kara para az...
Makamını, hizmet uğruna bile olsa avantaja çeviren başkan, bal tutuyorum diye parmak yalayan yönetici de az...
Zaten kanıtı da aleni ortada, futbolda bulunduğumuz noktada...
İyi yönetilen, ayağını yorganına göre uzatmayı bilen Süper Lig’deki nazar boncuğumuz Akhisar’ı bir kenara koy...
Altınbaş’lar sayesinde amatörden dönüp, Mehmet Sepil’le İzmir’i Süper Lig ayıbından kurtarmaya soyunan Göztepe ile...
Seyit Mehmet Özkan’ın çocuk sevgisi, altyapı ve tesisleşme zekası sayesinde geleceği güvenle bakan Altınordu da bir yana...
Ya diğerleri...
Manisaspor ile Denizlispor ekonomik açıdan sürünüyor, eski borçları sahada kazandığı puanlarla ödüyor. Balıkesir topun ağzında...
2.Lig’de transfer yasaklısı Karşıyaka 40 milyon TL borcun altında. Allah’tan kendi evlatları aklına geldi de sular biraz duruldu. Aydınspor yıllar önce adına 1923 ekledi de ayakları üstünde. Bucaspor her sezona -3 puanla başlıyor, artısı gelmesin diye de dualar ediyor. Menemen, Nazilli, Fethiye sıradan...
Türk futbolunun direği o Büyük Altay 3. Lig’de... İzmirspor’un varlığından haberi olan beri gelsin...
İzmir’e yıllardır bir stat yapılamıyor, olan yıkılıyor, yerine yapılacaklar sen-ben kavgasına kurban ediliyor...
İktidarın da muhalefetin de lideri İzmir’den iken Alsancak, Karşıyaka, Göztepe statlarına çivi çakılamıyor.
Biz Egeliler istemeyi de hakkı olanı almayı da bilmeyiz...
Utangaç insanlarız...
Başımız hep önde, yüzümüz de bir o kadar kızarık...
---------
Elebaşı Bruno çıktı!
Pazar akşamı 20.50’den beri Göztepe’nin galibiyet golünden sonra Eskişehirspor’un er meydanından kaçmasını konuşuyor Türkiye... Hani şu “Küstüm oynamıyorum” hadisesi...
TRT’den özü-sözü bir dostum Sonay Teker’i dinledim ben... Sahanın içinde, olayların göbeğindeydi...
Öğrendim ki, fitili Brezilyalı Bruno ateşlemiş... Jahovic’in golünden sonra hocası ve arkadaşları hakemin etrafına üşüşürken, Bruno, yedek kulübesini kaplamalarını kıracak şiddette yumruklayıp, İngilizce ‘Gidelim’ diye haykırmış... Alpay Özalan da ‘Çıkın, çıkın’ diye takımını sahadan çekmiş. Yani sahadan kaçma, sonrasında açıklandığı gibi başkanın talimatıyla değil... Zaten o kargaşada 2 dakika içinde saha içine hakim olup, Özalan’a ne yapacağını söylemesi de imkansız.
İleri aşamada da bir çok parantez var.
Mesela, kaleci Boffin’in hakem odasına girip, ardından takım arkadaşlarıyla birlikte gittiği gibi üstü çıplak şekilde sahaya dönmesi...
Koridorda çıkan arbedede Alpay Özalan’ın ‘Bizi devletin polisi korusun’ diye haykırması...
Ve de finalde sahaya dönüp kalan sürede topa dokunmama kararı alan Eskişehirlilerin, Göztepe Menajeri İlhan Şahin’i, parmak işaretleriyle “Biz oynamayacağız, siz gol atmaya kalkarsanız...” diye uyarması...
Göz önünde yaşananlar, perde arkasındakiler... Tüm bunlar mahalle maçında olmaz...
Eskişehirspor gibi Türk futbolunda özel yeri olan bir çınarı, bu ayıpla anılmaya mahkum edenler utansın...
Paylaş