Paylaş
Siyaset kulislerindeki herkes, Mustafa Şentop’un başkan olarak kalmak, Binali Yıldırım’ın da İstanbul büyükşehir belediye başkan adaylığı nedeniyle yarım bıraktığı Meclis Başkanlığı görevine dönmek istediğini gayet iyi biliyordu.
Hatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan son MYK toplantısında “İki arkadaş da çok istiyor” diyerek, isim vermeden tarif yapmıştı. Erdoğan’ın yakın çevresine “Biri çekilirse çok rahatlarız” dediğini de aktaralım.
Bu gelişmeler yaşanırken, cumhur ittifakının ortağı MHP’nin tercihi, Şentop’un Cumhurbaşkanı Erdoğan’a iki gün önce yaptığı ziyaret gerekli mesajları verdi.
Gelinen bu aşamada, gidişatı gören Binali Yıldırım, bir değerlendirme yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın net bir tercih koymak yerine, “temayül yoklaması” yolunu göstermesiyle ilgili mesajı aldı. Yıldırım, yarıştırılan değil, tercih edilen isim olmayı umuyordu. Ayrıca herkes, temayül yoklamalarının bir bağlayıcılığı olmadığını da biliyor.
Yıldırım da gelişmeleri gördü ve kararını açıkladı. Bu karar, partililere sürpriz oldu. Yıldırım’ın, bu kararına üzüldüğünü söyleyen milletvekillerine “Partinin menfaati açısından bu daha doğru oldu” dediğini de aktaralım. Sonuçta siyaset, “tercihler ve önceliklere” göre yapılıyor. Bunu önceden gören siyasetçi de adımını ona göre atıyor.
O ÜNLÜ KORİDORUN DİLİ OLSA
MECLİS’in ünlü basın koridorunu bilmeyen yoktur. Uzun bir koridorun etrafına sıralanan bürolarda kimi zaman 20 saat geçiren gazeteciler vardır. TBMM’de sabit çalışan gazeteci sayısı 40 civarındadır ve yoğun günlerde dışardan gelenlerle bu sayı 80’i aşar. Bu ünlü koridor hem siyasete, hem tarihe tanıklık eder.
Burada Ankara’nın deneyimli siyaset uzmanı gazetecileri çalışır. Hayat dışardan farklı akar. Kendi bürosundaki arkadaşlarını günlerce görmeyen gazeteciler, rakip büronun çalışanıyla saatler geçirir, kader ortaklığı yapar.
İşte bu ünlü koridorda geçtiğimiz günlerde panik yaşandı. Basın mensuplarına hizmet eden çay ocağı çalışanında koronavirüs çıktı. Tüm gazeteciler toplu halde teste gitti. İlk veriler iç rahatlattı, ancak çay ocakları sorunu ortada duruyor. Meclis’in meşhur çay ocakları, pandemi döneminde en çok sıkıntı yaşanan yerler oldu.
Milletvekili odalarının bulunduğu halkla ilişkiler binasında da tarihi ana binada da her koridora bir çay ocağı hizmet ediyor ve en az üç kişi çalışıyor. Sürekli yapılan çay ve kahve servislerinde insan faktörünü devreden çıkarmak mümkün değil. Bu nedenle TBMM’de bazı çay ocakları risk yüzünden kapatıldı. Çay ocaklarını kullanmayan ve ofisine çay-kahve makinesi alan milletvekilleri olduğunu da belirtelim.
Meclis yönetimi tüm önlemleri almaya çalışsa da her gün iki bin kişinin giriş-çıkış yaptığı bir kampusu korumak pek mümkün değil. Düşünün; kantini, berberi, polikliniği, lokantaları ile küçük bir kasabadan söz ediyoruz. Kamu kurumlarında mesai başladıktan sonra Ankara’daki vaka sayısının arttığını da hesaba katarsak, TBMM’nin acele yeni başkanını seçip tatile girmesinde fayda var.
Paylaş