Paylaş
Yıl boyunca yapılan eylem planlarını, TBMM Müsilaj Komisyonu’na gelen uzmanların çağrılarını hep beraber dinledik. Sonuç; ne komisyon raporu görüşüldü, ne de eylem planı işliyor.
Şimdi baharın yaklaşmasıyla birlikte bilim insanlarının çağrıları arttı. Görülmüyor olmasının, bittiği anlamına gelmediğini, hep bir ağızdan anlatmaya çalışıyorlar. Çünkü Marmara Denizi’nin dibinde hem de azımsanmayacak boyutta müsilaj sorunu sürüyor. Üstelik bunun sıcaklarla birlikte yeniden görünür olacağı ve eskisinden de kötü sonuçlar doğuracağı anlatılmaya çalışılıyor.
Uzmanlara göre müsilaj, 30 metre derinlikte büyük kütleler halinde görülmeye devam ediyor. Mikroorganizmalar, suyun içerisindeki oksijeni kullanıyor. Denizin içindeki oksijenin azalmasıyla binlerce canlı türü ölümle karşı karşıya. Marmara Denizi’nde oksijenin bitmesi demek, sadece deniz canlılarının ölmesi anlamına gelmiyor, hepimizin yaşamlarında ciddi sorunlar ortaya çıkabilecek.
Müsilaj aşırı kirlenmenin, iklim değişikliğinin, çevreyi kötü kullanmanın bir sonucu. İlgili bakanlıkların eylem planları ile Meclis’in hazırladığı Müsilaj Komisyonu önerilerinin hayata geçirilmesi gerekiyor. TBMM, uluslararası anlaşmaları görüşüyor ama çalışmaları aylar öncesinde biten Müsilaj Komisyonu’nun raporuna sıra gelmiyor.
MANDELA’DAN PİR SULTAN’A
TBMM, Ukrayna krizi ve savaşın korkulu gölgesinde çalışmaya devam ediyor. Dünya Anadili Günü nedeniyle yapılan bir konuşma, Nelson Mandela’dan Pir Sultan Abdal’a ilginç örneklerin sergilenmesine neden oldu.
CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, dilin, bir milleti ayakta tutan, onun varlığını ve devamlılığını sağlayan, besleyen en temel değer olduğunu, yeryüzündeki tüm anadillerin kıymetli olduğunu söyledi.
Arık’ın Türkçenin bozulmasında sadece İngilizce değil, Arapça hâkimiyetine de dikkat çekmesi konuşmanın en ilginç yanıydı. Bazı tarikat ve cemaat şeyhlerinin Türkçe isim konulan çocukların cehenneme gideceğine ilişkin fetva verdiğini belirterek, bununla mücadele edilmesini istedi. Arık, Nelson Mandela’dan girip, Dadaloğlu’dan çıktığı konuşmasını şöyle tamamladı;
“Nelson Mandela ‘Bir adamla anladığı bir dilde konuşursanız bu onun aklına ulaşmanıza izin verir, onunla anadilinde konuşursan bu onun kalbine kadar ulaşır’ diyor. ‘Yürü bre Hızır Paşa/ Senin de çarkın kırılır/ Güvendiğin padişahın/ O da bir gün devrilir’ diyen Pir Sultan’ı, Dadaloğlu’nu kimse unutturamaz. Çünkü Türkçe, Yunus Emre’dir, Karacaoğlan’dır, Pir Sultan’dır, Dadaloğlu’dur. Çünkü Türkçe, ‘Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türkçe dün vardı, bugün de var, yarın da var olacaktır...”
Paylaş