Paylaş
Hatta küfür olarak değerlendirilenlerin zaman zaman Meclis tutanaklarında .... şeklinde gölgelendiğini de gördük. Genel olarak baktığımızda, bu sadece bizim siyaset zeminimizin sorunu değil. Sadece kalite arttıkça, hayvan benzetmelerini kullanmanın zekice biçimleri ortaya çıkıyor. Örneğin, bizde küfür olan bazı ülkelerde gurur kaynağı. İsveç’te “ayı” dediğinizde, rakibinizin gücünü takdir ettiğiniz gibi bir sonuç çıkabiliyor. Bu konuya geliş nedenimiz, kısa bir süre önce TBMM Genel Kurul’da yaşanan bir tartışma. Tartışmada, iktidar ve muhalefet milletvekilleri, “aslanlı, kurtlu” benzetmelerle gönderme yaptı. Umut Erdem’in aktardığına göre, ABD Başkanı Joe Biden’a verilen “soykırım” yanıtı parti sözcüleri tarafından farklı yorumlandı. AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanı’nın Biden’a “aslanlar” gibi okkalı bir cevap verdiğini öne sürdü.
Konuya başka bir açıdan bakan İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu da “Biz sırası geldi mi bozkurt gibi gürler, eser geçeriz Allah’ın izniyle. Sen de kükre de göreyim hadi” sözleriyle tartışmaya dahil oldu.
Aslan gibi kükreyen, kurt gibi gürleyen, kedi gibi sinen siyasetçi benzetmeleri, güç veya çaresizlik anlatımının ana ögeleri olarak kullanılıyor. Buna bazen eşek, ayı, köpek gibi hayvanlar da dahil oluyor. Eşeği önemsiz değersiz, ayıyı kaba saba, köpeği saldırgan manasında kullanmak oldukça yaygın. Ancak işin enteresan tarafı, bu özelliklerin çoğunun hayvanlarda değil insanlarda olması.
Paylaş