Paylaş
Aşı karşıtı olan ancak bunu bilimsel hiçbir temele dayandırmayan bazı doktorların kastedildiğini sonradan anladım.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, aşı tereddüdünün kaynağının bakanlığın birbiriyle çelişen açıklamaları olduğunu, aşı karşıtlığı konusunda yeterince çalışma yapmadığını iddia etti. İlgezdi, bunun sosyal medyada kara propaganda yapan ‘hekim unvanlı karanlık odakların’ değirmenine su taşıdığını savundu.
Olayın bu yönüne kafa yorulduğunu belirtmek isterim. İlgezdi’nin eleştirdiği noktadan bakan çok sayıda AK Partili siyasetçi var. Özellikle son aylarda aşı duyarsızı olarak tanımlanan yüzde 35’lik kitlenin, aşı karşıtlığına geçmeye başladığına ilişkin araştırmalar paylaşılıyor. Yani yüzde 5 olan aşı karşıtlarının sayısı hızla artıyor.
SONBAHARDAN ÖNCE SON VİRAJ
Bilimsel temele dayanmak kaydıyla, hem pandemi sürecinde alınan kararlar, hem de aşı uygulaması eleştirilebilir. Anayasa’da güvence altına alınan haklar çerçevesinde zorlamanın sınırları bellidir. Ancak, sosyal medyada bazı doktorların, “Benim bu konudaki fikrim değişmeyecek” sözlerine ne demeli? Bilime inanan biri, hem fikrinin hem de bilimsel sonuçların değişeceğini bilir. Bilim değişkendir. Fikrisabit bir bilim insanı olabilir mi?
Bu noktada görev, ilgili bakanlıklara ve kamuya düşmektedir. “Aşı yalanlarına” yanıt niteliğinde kamu spotları hazırlanmalı; sosyal medya, TV’ler, hatta bakanlığın internet sitesinde ulaşılır hale getirilmelidir. Yerelde de karar vericiler tarafından hap gibi anlatılacak sunumlar yapılmalıdır.
Sonbahar geliyor, bunun bir de kışı var. Kapalı mekânlara girmeden önce son viraj!
HAYALET KADAVRALAR
TÜRKİYE’de yıllık kadavra ihtiyacının yaklaşık 500 olduğunu, yapılan bağışlarla rakamın ancak 150’ye ulaşıldığını ve mecburen kadavra ithal ettiğimizi doğal olarak bilmiyorduk. İşte bu nedenle, tıp eğitiminin olmazsa olmazı kadavralar konusunda yeni bir yöntem geliştiriliyor. ‘Hayalet kadavralar’ dönemi başlıyor.
Meltem Özgenç’in aktardığına göre, cerrahi alandaki anatomi çalışmalarında gerekli kadavra ihtiyacı için TÜBİTAK destekli bir proje geliştirildi. Elektronik mühendisi İbrahim Balaban, geçen yıl Prof. Dr. Emre Huri’nin akademik danışmanlığıyla Türkiye’nin ilk üroloji ve jinekoloji simülatörünü yaptı.
İddiaya göre bu teknoloji kadavra ihtiyacını azaltacak. Cerrahların ameliyat öncesinde pratik yapmaları sağlanacak. Yurtdışından yüksek bedelle kadavra getirilmesi azalacak. Projeyle, Türkiye’de ilk kez 7 simülatör kadavra geliştirildi. Örneğin mesane botoksu ameliyatı ve mesane taşı tedavisi gibi ameliyatlar şimdi bu simülatörler üzerinde pratik edilerek, risk en aza indirilecek. Hedef, sistemi geliştirerek tıp fakültesi öğrencilerinin eğitiminde de kullanmak. Bu projenin tıp eğitim süresini kısaltacağı da iddialar arasında. Pandemi de gösterdi ki; bilime yatırım yapan kazanıyor. Bize de bilim insanlarını alkışlamak düşüyor.
Paylaş